Gerçekten menfaate dayalı, çevremizde yaptıkları iyilikleri başa kakan, öğünen, iki de bir gözüne batacak şekilde sürekli hatırlatan, o kadar zevatlar var ki…

İnsan fakir, yoksul, perişan, acziyet içinde olabilir, kafası çalışamaz, az akıllı da olabilir, hatalı ve yaptıklarının doğru olduğunu düşünüp hatalı da olabilir...

Bu demek değildir ki, yol gösterici, bir eksiğini tamamlayıp, bir problemini çözünce, bir sıkıntısını giderince, kendisine borçlu olması istenecektir.

Yüce dinimiz de “sağ elin verdiğininden, sol elin haberi olmayacaktır” demiştir?

İnsanlar rencide edilmeden, gururları kırılmadan, nefsin kölesi olmadan yapılması gerekir.

Bir elin beş parmağı nasıl aynı boyda, aynı görevleri yapamıyorlarsa, aynen insanlar da birbirinden farklı olarak yaratılmışlardır.

Herkesin yaptığı,yapacağı işler ve sahip oldukları farklı olabilir.

İnsanlar birbirlerine, yardım, destek ve katkıda bulundukları sürece, rahat, huzurlu ve müreffeh bir hayat süreceklerdir, unutmayalım!

Unutmayalım ve ona göre hareket edelim, sözlerimizi, davranışlarımızı ona göre plânlayalım ve uygulamaya koyarak, başa kakmayacak şekilde hayatımıza tatbik edelim.

***

Bugünlerde yorgunum, hem de çok yorgunum!

Sebep mi?

Bilmem!

Bildiğim bir şey varsa, o da herkes gibi ben de çok yorgun ve kırgınım.

Kime sorsam; “ Sanki beni dövmüşler gibi, her tarafım da ağrı ve sızı var” diyor.

İşte beni de sanki dövmüşler.

Büyük bir bitkinlik, bıkkınlık, yorgunluk, ezilmişlik var.

Tüm vücudumda ki azalar darmadağın gibi.

Çok çalışmak mı?

Sanmıyorum!

İnsanın kendini yorgun hissetmesi için, o kadar çok sebep var ki...

Hangisini söylesem!...

Nereden başlasam, nasıl başlasam!...

Tutulacak hiçbir tarafı kalmamış ki olan bitenin.

***

Bazen mevcut ortamlarda, sırf konuşmuş olmak için konuşmak; ne kadar çocukça, aptalca ahmakça ve ne kadar alçakçadır.

Belki insanlar edep ve adaplarından o an da susarlar ve dinliyor gibi yaparlar;

Ya sonra!..

***

Mağdurlar, mazlumlar, mahzunlar, her zaman zalimlere, zorbalara ve zillette olanlara galip gelmiştir.

Belki bu dünya da, belki başka bir dünya da…

Kerim BAYDAK

[email protected]