Yoksulluk içinde, politik ve ekonomik özgürlüklerden uzak bir yaşantının umutsuzluğu beslediği, nefret ideolojilerini körüklediği bunun sonucunun toplumların patlamaya gittiği hem yaşanılarak hem de bilimsel olarak tespit edilmiş gerçeklerdir.

Günümüzde bu duruma somut örnek, Ortadoğu bölgesi ve İslam coğrafyasıdır. Yer altı, yer üstü, tarihi ve kültürel zenginliklerine karşın tarihsel süreç içinde Ortadoğu yaşanan kaos ve savaştır. Toplumsal, ekonomik ve siyasal huzursuzluktur.

Türkiye’nin toplumsal ve sosyal yapısına ağırlıklı olarak egemen olan feodal ve tarikat anlayışının kırılamadığı, nüfusun büyük çoğunluğunun politik ve ekonomik özgürlükten yoksun olduğu dikkate alındığında: Kuvvetler ayrılığı ve denetimin olmadığı, Başkanlık sistemine geçildiğinde Türkiye’nin kısa sürede Ortadoğu dönüşmesi kaçınılmazdır.

Tarihte yaşanan büyük toplumsal ve sosyal olayların gerisinde yatan nedenler incelendiğinde: Toplumların yaşadıkları büyük felaketlerin ve kaosların hep, tek kişi yönetimleri ve kişilere olan hayranlıklar nedeniyle yaşandıkları görülecektir.

Başkanlık sistemi adı altında getirilmek istenilen sistemin ne olduğunu bilmeden, 
Türkiye’yi ve toplumu nereye götüreceğini bilmeden, 
Araştırılmadan, sormadan, sorgulamadan verilen kararların ülkeleri ve toplumları götürdükleri felaketleri dikkate almadan, 
Kişiye hayranlık duyarak başkanlık sistemi adı altında yapılmak istenen anayasa değişikliğine destek vermek isteyenleri,
Ülkenin geleceğini, 
Kendilerinden sonra gelecek olan nesillerin geleceğini düşünerek, karar vermeye çağırıyorum. 
Bunları düşünmeden, sormadan ve sorgulamadan kişiye hayranlık duyarak verilecek olan desteğin, bu dünyada da öbür dünyada da günahı ve vebali çok büyük olur.