“Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur.” Yunus Emre

Menfur saldırılarına her gün tanık olduğumuz Halep, bir benzerini yüzlerce masum insanın hayatını kaybetmesine herkes tanık oldu. Çoluk-çocuk, genç-ihtiyar, kadın-erkek demeden havadan bombalar yağdırarak bu insanların hayatlarını yaşanmaz duruma getirmenin dışında, küçücük bedenlerin parçalanışını görmek insanın içini parçalıyor. Bu zulümlere dur diyecek kimse kalmadı mı? Bu olanları bir film sahnesi gibi izleyip, hiçbir şey olmamış gibi hayata devam mı edeceğiz? Elbette bu masum insanların haklarını savunacak liderler, devletler vardır ve bunların arasında Türkiye tüm gücüyle bu vahşetleri tüm dünyaya göstermeye, anlatmaya çalışıyor. BM genel kurulunda kimsenin ağzında bu zulümlerle ilgili en ufak bir söylem olmadı, yalnızca Türkiye’nin dışında. Bu terör örgütleri finanse edenlerin hepsi kurulda olduğu için haliyle bu çıkışları beklemek yersiz bir bekleyiş olur. Dünyada oluşan tüm terör örgütlerin arkasında koşulsuz Batı vardır. Taşeronluğunu da bu örgütler yapmaktadır.  Batı sırf enerji ihtiyacını karşılamak için her gün yeni senaryolar üretmekten vazgeçmiyor, vazgeçmediği gibi insanların ölmelerine sebebiyet vermektedir. Bu coğrafyada yaşayan insanların oynanan oyunların bir parçası olmadan bir ve birlikte yaşamaları mecburiyettir.

MOODY’S açıkladığı kararla bir skandala daha imza atmıştır. Çünkü bilumum ideolojik bir karar çerçevesinde alınmış olduğu bir karardır. Türkiye’de yatırım yapılamaz algısı yaratarak ekonomiyi, ithalat ve ihracatı zayıflatmak bu şekilde Türkiye’yi kendilerine bağlı ve bağımlı duruma getirmektir. Dikkat edilirse özellikle Türkiye üzerinde çok büyük oyunlar oynanmaktadır. Çünkü hem büyüyen hem de Müslüman oluşu ve hem de Orta Doğu coğrafyasında egemen güç oluşu Batı’yı çileden çıkarmaktadır. Aldığı kararlar ve yaptığı uygulamalar bunların en açık delilidir. Bunlardan bazıları; Gezi olaylarında dış basının terk etmediği ve en ufak bir Türkiye karşı bir eylemde dış basının an be an yayın yaptığını hepimizce malumdur. Olayın başka yüzü ise Türkiye’yi onure edecek veya insanlığa bir yarar sağladığı durumda ise basında en ufak bir habere denk gelmek hemen hemen imkânsızdır. Diğer bir örnek ise devleti yıkmak için darbe girişiminde bulunan FETÖ terör lideri binlerce dosya göndermesine karşın herhangi adım atılamıyor. Bu kuruluşların amacı apaçık ortadır. 

İkinci darbe girişimi olacağı üzerine birtakım senaryolar üretiliyor. Bu konuda darbe gecesi tüm halk nasıl sokağa döküldüyse de aynı şekilde daha güçlü ve kuvvetli bir yapıda mukabele edilecektir. Bunda kimsenin şüphesi olmasın. Fakat İngilizlerin Kürtlerle işbirlikçi içerisinde olduğunu ve maddi destekler sağlayarak ilk kalkışmanın burada başlayacak gibi söylemlerde bulunmak Kürtlere haksızlık yapıldığı en açık kanıtıdır. Ulu orta konuşmaya gerek yoktur, ki varsa böyle bir durum belgelerle bunları açıklamak zorundadır. İnsanları zan altında bırakmak hoş bir davranış değildir. Böyle açıklamalar Batı’nın çarkına su götürmektir. Çünkü bunları yapabilirsiniz gibi telkinlerde bulunmak dışında başka bir şey değildir. Yapılacak olan eylemlerde de devletimizi bilgilendirmek temel görevimiz olduğu gibi devletimiz önlemi alsın ki sorunlar başlamadan gerekli yaptırımlar yapılsın. Kürtler bu vatanın bir parçası olduğu gibi her zaman namusu ve onuruyla yaşamış bir millettir. Ne PKK ne de başka örgütler Kürtlerin temsilci olmamıştır.

 

Vesselam…!!!