Doğan, yaptığı açıklamada, kış aylarının yaşandığı bugünlerde, dar gelirli insanların ısına bilmesi açısından şehir merkezinde yaşayan insanlarının zor günler geçirdiklerini ifade etti.

Bu insanlara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Doğan, şunları kaydtti:

İmkanı olanlar, bu tür insanlara bizim aracılığımız ile bizden adres alıp kendi eliyle hayrını verme şartıyla  yardım yapabilirler. Bu tür insanların odun, kömür, gıda, tüp, elektrik parası, fırın ekmeği, fiş ve benzeri bir an önce bir el atılması lazım. Çünkü bu halkımızı bir Suriye gibi düşünmemek lazım. Suriyeli insanlarda yardımımız çoktur. Suriyeli insanımız sokağa çıkarak çok rahatlıkla dilenebiliyor, kimsede ayıplamıyor, herkes Allah razı olsun diyor. Ama Adıyaman ili içerisinde yaşayan vatandaşımız, 4 kişiden 3 kişi tanıyor, öyle bir şansıda yok. Allah nasip etmesin, dinimizin doğru görmediği bir yaklaşımdır dilenmek, bu açıdan dilenmeme babında yanlış yollara düşmeme, babında imkanları dahilinde, bazı insanların bu insanlara el uzatması gerekiyor

- BU İNSANLARIN CANIMIZIN SİGORTASI OLAN SADAKAYI İSTİYOR

Doğan, şöyle devam etti:

Bu tür insanlar bizden servetlerini istemiyor, canımızın sigortası olan, sadakasını istiyor, malımızın kaskosu olan zekatımızı istiyor. Bunu vermek her bir müslümanın mecburi vazifesidir. Çünkü olana, olmayana bile, bilmeyene borcu var, ne yaparsan elinle o gelir seninle, biz sonuç bekliyoruz. Sonucu olmayan bir kampanya belki biz beceremiyoruz belki millet duyarsızdır. Sonunda bir eksiklik vardır. Ben tabi isim söylemek istemiyorum, belki biz anlatamıyoruz, belki biz beceremiyoruz. Biz ifade edelim, halkın zorluğunu dile getirelim, biz demiyoruz, bize teslim edin, biz adres vereceğiz, hayrını kendi eliyle dağıtacak, bunlardan daha iyi bir yol var ise söylesinler oraya verelim

- HAYRIMIZ ÖNCE KENDİ HALKIMIZA OLMALI

Hayrın önceliğinin Adıyaman halkı olması gerektiğini vurgulayan Doğan, şöyle devam etti:

Biz kesinlikle Suriyeli vatandaşların dışında Adıyaman ili içerisinde Adıyamanlı çok vatandaşımız var.Önce hayrımız kendi halkımıza gelmeli, halkımız yollara düşmemeli, açım dememeli. Biz herkesin yediğini onlarda yesin diyoruz ama bunlarda bir şey yesin, yani ayakkabısı yoktur, evinde ekmek fişi yoktur, tüpü yoktur. Ben tek şunu merak ediyorum, çok insanlarımız gıda dağıtıyor, un dağıtıyor, Allah razı olsun, soruyorum yani bu un, gıda neyle, pişecek ? Bunların evinde, bu böyle mi oluyor, sizin evinizde ne dönüyorsa, onların evinde de aynı şey dönüyor. Gıdayı verdiğin zaman düşünmelisin, buna da tüp lazım, 50 koli dağıt, onun yanında tüpü koy, ekmek fişinide koy, o zaman sen aileyi bir ay, iki ay ayağa kaldırmış olursun. Herkes bulgur, simit, ondan sonra aile bağırıyo,r bizi kurtarın diyor, kadın bu sefer makarnasını, bulgurunu tuz ile değiştiriyor

PHA 

 

Editör: Adıyaman Haber