TOPLU AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Valiliği önünde düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Valilik önündeki alanda gerçekleştirilen 482 milyon lirası kamu, 228 milyon lirası özel sektöre ait olmak üzere 710 milyon liralık 161 tesisin toplu açılış törenine katılanlara hitap etti.
Kanuni’nin torunları olduklarını ve halka hizmet için yola çıktıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı döneminde başlattığı hizmetleri anlatmasının hakkı olduğunu, ancak bu durumun muhalif siyasi partilerce eleştirilerek YSK’ya götürüldüğünü hatırlatarak, "Bazıları Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın diye Yüksek Seçim Kurulu’na müracaat ediyorlar. Niye çıkmayacağım? Bunları anlatmak benim hakkım değil mi? Cumhurbaşkanına susma yasağını siz ne zamandan beri koymaya başladınız? Müracaat etti ana muhalefet ret, MHP’si müracaat etti ret, HDP’si arka arkaya müracaat etti iki kere ret, ret. Bütün bunlara rağmen biz milletimizle beraberiz” dedi.
"VAN’DA YANLIŞ YAPTILAR, AKILLARI BAŞLARINA GELDİ"
Cumhurbaşkanlığı makamına kendisini egemen güçlerin değil milletin getirdiğini anlatan ve herkese eşit mesafede olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin gönlünde de bir aslan yattığını yineledi. Milletin aleyhine olan durumları millete anlatmak zorunda olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP’yi eleştirdiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Bir şey daha söyledim ben tarafım nasıl tarafım milletin tarafındayım. Eğer milletimin aleyhine bir şey olursa milletime anlatmak zorundayım. Buna mecburum. Niye aldatıyorlar milletimi? Van’da musluklardan kan akıttılar kan. Meydanlarda bunu anlatınca baktılar ki yanlış yaptılar hemen tekrar onları değiştirdiler. Van’a gittiğimde baktım değişmiş. Demek ki akılları başına gelmiş. Fakat şimdi bunların musluklarından su da akmıyordu Van’da. Başbakanlığım sırasında Veysel Bey’e talimat verdim ve biz belediyenin yapması gerektiği halde DSİ vasıtasıyla Van’ın suyunu hallettik. Van depreminde de aynı şey oldu kayboldular yoktular ortalıkta. Bunların Kürt kardeşlerim adına yaptıkları yapacakları bir şey yok. Bunlar sadece tehdit. Tehdit başka bir şey yok. 7 Haziran sandıkta bunlara gereken cevabın verileceği gün olmalı. Çünkü biz demokrasiye inanmışız. Demokrasi tehditle olmaz. Demokrasi milli iradeye saygıyla olur. İşte milli irade, milli irade burada. Sincik’te, Nissibi Köprüsü’nde gördük. Biz sizinle yürüyoruz. Ne diyor şair; yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan."
HDP’nin Mersin adayı Dengir Mir Mehmet Fırat’ı, kendisi hakkında söylediği ‘sultan, diktatör’ sözlerinden dolayı isim vermeden eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ayıptır. Biz eğer diktatör olsaydık şu anda çatısı altında bulundukları ülkede bu işlere giremezlerdi” dedi. Erdoğan bu sırada alandan yükselen ‘Dik dur eğilme, bu millet seninle’ sloganlarına; ‘Biz ancak rabbimizin huzurunda rükuda eğiliriz, başka eğilmek yok’ sözleriyle karşılık verdi.
RET, İNKAR, ASİMİLASYON POLİTİKALARINI AYAKLARIMIZ ALTINA ALDIK
Adıyaman’ı tabuları yıkan kardeşler topluluğu olarak gördüğünü ve Allah’tan başka uluhiyet tanımadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, attıkları adımlarla Türkiye’de değişim ve dönüşüm yaşandığını kaydetti. Kendilerinden önce ülkede ret, inkar ve asimilasyon politikaları olduğunu belirten Erdoğan şöyle dedi: "Partimi kurarken buraları dolaştığımda kanaat önderleri şunu söylüyordu; ‘sadece şu olağanüstü hali kaldırın, biz sizden başka bir şey istemiyoruz’ diyorlardı. Abdullah Bey o zaman ilk başbakan ve 30 Kasım’da OHAL kaldırıldı. Hatırlayın. Bir ayı bulmadan bunu hallettik. Anneler evlatlarıyla Kürtçe konuşamıyordu ama şimdi konuşuyor. Televizyonlar Kürtçe yayın yapamıyordu şimdi yapıyor. Kürtçe kitap yayınlanamıyordu şimdi yayınlanıyor. Biz ret politikalarını, inkar politikalarını, asimilasyon politikalarınızı ayaklarımız altına aldık. Bu ülkede Kürt kardeşine kardeşim diyemiyorlardı. Ben Kürt vatandaşa ‘Kürt kardeşim’ dedim. Niye; yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz onun için. İnananlar kardeştir ilkesiyle hareket ederiz."
ELİNDE KURAN’I KERİMLE HDP’Yİ ELEŞTİRDİ
Erdoğan daha sonra kürsüden aldığı Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim’i kalabalığa göstererek HDP’yi eleştirdiği konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi çıkmışlar ne diyorlar; çok enteresan diyaneti kaldıracağız, din derslerini yasaklayacağız. Bu arada Güneydoğu illerinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çıkardığı şu Kürtçe meali yazılı Kuran’ı gösterdim. Beyefendi rahatsız oldu. Diyor ki; Diyanet bir tane bastırdı, Cumhurbaşkanına gönderdi onu gösteriyor. Halbuki 10 bin tane bastırarak Doğu ve Güneydoğu illerine gönderildi. Şimdi Kuran-ı Kerim; Arapça mı, Kürtçe mi diye sor çıkar Kürtçe der. Anlamaz. Bize kalkıp ders vermeye kalkıyor. Biz hamdolsun Kuran’la büyüdük, Kuran’la yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. Şu anda Ermenice meali olan o da basılıyor, onlarda gönderilecek. Bundan dolayı yalan yanlış açıklamalar yapıyor. Ne dedi enteresan; Taksim Meydanı’nı Kabe olarak ilan ettiler. Benzer şeyi bir zamanlar CHP’liler söylüyordu. Gerçekçi olalım, dürüst olalım ve bu yanlışlara düşmeyelim."
Başbakanlığı döneminde 12 yıl içerisinde Adıyaman’a 8 katrilyonluk hizmet yaptıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, inanç özgürlüğü üzerindeki baskıları kaldırdıklarını, annelerin ağlamaması, geçlerin ölmemesi ve gözyaşının dinmesi için çözüm sürecini başlattıklarını dile getirerek, "Bu süreci sadece Kürt kardeşlerimiz için değil onlarla birlikte, Türk, Çerkez, Boşnak, Laz, Arnavut, Romanıyla tüm vatandaşlara başlattık. Çünkü yaradılanı yaradandan ötür sevdik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Kardeşlik anlayışımızı kendi topraklarımızla sınırlamadık, Bosna Hersek, Arnavutluk’taki kardeşlerimizle buluştuk. Görevimiz büyük. Malezya, Endonezya’da oradaki denizlerde ölümle karşı karşıya kalan Bangladeşli Müslümanları yeni kararla gemilerle toplamaya başladık. Gönül dünyamızın sınırları çok geniş. Bununla kalmıyoruz dünyanın neresinde mazlum, mağdur varsa el uzatıyoruz" dedi.
Erdoğan, muhalefet partilerinin asgari ücrete ilişkin vaatlerini, ‘asgari ücreti açık artırmaya çıkarmışlar’ sözleriyle, CHP’nin Merkez Türkiye projesini de, "Şimdi baktım yeni şeyler söylüyorlar merkez şehirler kuracaklarmış. Diyorum ya eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İşte Nissibi Köprüsü, Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Biz eserlerle konuşuyoruz, lafla peynir gemisi yürümüyor” diyerek eleştirdi.
PARALEL DEVLETE: KENDİNİZE GELİN
Konuşmasının son bölümünde Rabia işareti yaparak tek devlete atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapılanmayı eleştirerek şöyle dedi: "Devlet içinde devlet olmaz. Birileri devlete yeltenmişler, paralel devlet. Kendinize gelin kendinize, eğer siz kendinize gelmezseniz biz sizleri kendinize getirmeye mecburuz. Niye siz milleti böldünüz, parçaladınız? İftiralarla, bölücü terör örgütünün güdümündeki partiyle şu anda bakıyoruz bal kaymak oldunuz. Ne zamandır samimiyet var? Nasıl oluyor da o hale geldiler. Niye, menfaatleri neyi gerektiriyorsa o. Onlar için amaca ulaşmak için her yol meşrudur. İnşallah onlarda bu ülkeden istediklerini alamayacak. 5 başlığı olan Hacı Bektaş’ın tavsiyesi var ya; bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. Tehditlere mehditlere aldanmayacaksınız, korkuyu korkutacaksınız. Rabbimizin takdirinden başka bir şey olabilir mi? Bunlar tehditle sandıkları mahkum etmek istiyorlar. Bunlara bu fırsatı vermeyip, inşallah 7 Haziran’da sandıkta da cevabı vererek göstermiş olacağız."
Erdoğan konuşmasının ardından alanı dolduranlarla birlikte ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkısını seslendirdi ve ardından törene katılan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve beraberindekilerle birlikte kurdele keserek yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.

FOTOĞRAFLI

Editör: Adıyaman Haber