Yargucı, yaptığı açıklamada, nöbetçi genel yayın yönetmenliği yaptıkları gerekçesiyle Erol Önderoğlu, Şebnem Korur Fincancı ve Ahmet Nesinin tutuklandığını hatırlattı.
Basın özgürlüğünün bütün demokratik ülkelerde temel özgürlükler arasında yer aldığını aktaran Yargucı, Genellikle sivil özgürlükler kategorisine dahil edilir. Kendi başına felsefi temellere sahip bir hak olmaktan ziyade diğer hak ve özgürlüklerin bir türevidir. Kısa adı RSF olan Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2016 raporuna göre, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 151. sırada yer aldı.Tutuklu gazetecilerin yanı sıra el konulan gazeteler,Televizyonlar, yabancı gazetecilerin sınır dışı edilmesi, gazetecilere yönelik karalama kampanyaları ve açılan soruşturmalar, Türkiye’nin basın özgürlüğü notunun gerilemesinde rol oynayan faktörler arasında. Basın özgürlüğü tıpkı diğer sivil özgürlükler gibi kendisiyle beraber birçok alana etki edecek kilit bir özgürlüktür. Basının özgür olduğu ülkelerde diğer tüm hak ve özgürlüklerde vardır. Basının özgür olmadığı ülkelerde ise bu hakların hiçbiri yoktur dedi.
Mülkiyet hakkıyla iç içe olan bu özgürlük özel mülkiyetin tanınıp koruma altına alınmadığı, Uluslararası ekonomik ve ticari ilişkilerde mal, sermaye ve insanların serbest dolaşımını sınırlayan yasal veya kurumsal nitelikteki her türlü engelin ortadan kaldırıldığı, mal, hizmet ve faktör değişiminin serbestçe yapılabildiği sistemlerden beslenmeyen ilkeleri benimsemiş, tek tipçiliğin oturtulmaya çalışıldığı ülkelerde de basın özgürlüğü olamaz diyen Yargucı, şöyle devam etti:
Özgür Toplum olmanın en temel ve belirgin özelliği ifade özgürlüğüdür. Sosyal toplum eko sisteminde önemli bir sivil hak olan ifade özgürlüğü Basın yayın alanında kurumsallaşarak kullanıldığında Basın Özgürlüğü kimliğine kavuşur. Bir an önce Basın özgürlüğü içselleştirilerek demokratik bir Hukuk devleti olma yolunda toplumsal olarak birleşik ve kolektif bir çaba içerisinde olma özlemimle. Selam ve saygılarımla
Kaynak : PHA
