Demokrasi Parkında toplanan 20 kişi ellerinde pankartlar ile slogan attı.

Grup adına açıklamada bulunan Mahmut Torun, 7 Haziran genel seçimleri sonrası ortaya çıkan halk iradesinden hükümet çıkarmamak için her yolu deneyenlerin, ülkeyi tarihinin en hızlı erken seçimi ile karşı karşıya bıraktığını söyledi.

1 Kasım’da yapılacak seçimlere gidilirken ülkeninyangın yeri olduğunu savunan Torun, 13 yıllık AKP iktidarında barışı dilinden düşürmeyenlerin, barış süreci için siyasi geleceğe mal olsa da bu süreçten vazgeçmeyiz diyenlerin, söz konusu siyasi ikballeri olunca gözlerini kırpmadan ülkeyi bir kaos ve çatışma ortamına sürüklemekten geri durmadığını ileri sürdü.

90’lı yıllar olarak ifade edilen çatışma sürecine paralel ülkede yaşananlarin kanlarını dondurduğunu dile getiren Torun, şunları kaydetti:

Etnik kimliğinden dolayı linçe uğrayan siviller, esnaflar, hareket halindeki otobüslere yönelik taşlı saldırılar, bir arada yaşam kültürümüzü zedelemektedir. Son günlerde gündeme oturan Cizre’de yaşanan sokağa çıkma yasağı, hastaneye götürülemediği için ölen bebekler, defnedilemediği için buzdolabında saklanan cesetler yaşadığımız yüzyılla bağdaşmamaktadır. Ortaya çıkan linç kültürü sonrasında her kes suçu birbirine ata dursun, burada yok edilmek istenen kardeşliğimiz ve bir arada yaşama irademizdir.
Asker, polis ve sivil yurttaşlarımızın cenazelerinde Türkçe, Kürtçe ağıtların birbirine karıştığı bir süreçte, siyasi iktidara yönelen tepkiler ortadadır. Herkes birbirine 7 Haziran’dan sonra ne değişti? sorusunu sormaktadır. Acılı insanlarımızın feryatlarına bile tahammül gösteremeyen siyasi iktidar, asker ve polis ailelerini bile hedef gösterebilmektedir. Buradan bir kez daha bu süreçte kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımızın üzüntüsünü paylaşıyor, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. Barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşayacağımız bir Türkiye özlemini buradan sizlerle ve kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz
1 Kasım’da yapılacak erken genel seçime giderken ülke ekonomisinin de kırmızı alarm verdiği bizzat Maliye Bakanı tarafından da ifade edildiğini aktaran Torun, şöyle devam etti:

Dolar tarihi rekorlarına her geçen gün yenisini eklemektedir. Başta dolar olmak üzere döviz artışlarının emekçilere hayat pahalılığı olarak yansıdığı ortadadır. Her geçen gün satın alma gücümüz düşmekte, yoksulluk sınırı rakamı altında çalışmaya mahkûm edilen kamu emekçilerinin yaşamları zorlaşmaktadır. Eğitim yılının açılması ve kış koşullarının yaklaşıyor olması da daha kötü günlerin habercisidir.
Bugün 15 Eylül; milyonlarca kamu emekçisinin maaşları hesaplarına yatmış bulunmaktadır. Beklide tarihte ilk defa imzalanan bir toplu sözleşmesinin ilk sonucu olarak maaşlarımızda emekli keseneği artışından kaynaklı 20 TL düşüşü hep birlikte yaşayacağız. Aynı zamanda milyonlarca kamu emekçisinin maaşı Eylül ayı itibariyle bir üst vergi dilimine gireceğinden, yüzde 5’lik bir kayıpta bizleri beklemektedir. Bunun adı hırsızlıktır, bunun adı vergi adaletsizliğidir
Torun, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin toplu sözleşme sürece meşruluğu tartışmalı hükümetin milletvekili bile olmayan çalışma bakanı ile AKP hükümetinin memur kolları Memur-Sen arasında imzalanmıştır. 
Memur-Sen Genel Başkanı tarafından imzalan toplu sözleşme kamuoyuna tarihi başarı olarak sunularak, kamu emekçileri ve emeklilerle adeta dalga geçilmiş, AKP hükümetine koltuk değnekliği yapılmaya devam edilmiştir dedi.

Memur Seni eleştiren Torun, konuşmasını şöyle tamamladı:

Sendikamız tarafından “Tarihi Satış” olarak nitelendirilen toplu sözleşme ile ilgili AKP ve Memur-Sen’ e soruyoruz. Kamu emekçilerinin gasp edilen 2014 yılı enflasyon farkının üzerini örtmek midir tarihi başarı?
666 sayılı KHK ile gasp edilen, fazla mesai ücretleri ve yargı kararlarına rağmen ödenmeyen ikramiye taleplerimizi yok saymak mıdır tarihi başarı? Özelikle işkolumuzda yaşanan ücret adaletsizliklerini gündeme bile getirmeyip, ücret adaletsizliğini arttıracak uygulamaların altına imza atmak mıdır tarihi başarı? Kamuda liyakatin yerini sadakatin aldığı bir süreçte emekçilerin ayrımcılığa karşı adalet ve eşitlik taleplerini yok saymak mıdır tarihi başarı? 2013 yılında imzaladığınız toplu sözleşme ile hesap bilmeyen sendika, hükümetin teklifinin altında bir zamma imza atarak kamuoyunda alay konusu olan siz değimliydiniz. Şimdi de 2016 yılı için kamu emekçilerinin alacağı zam 8.76 iken yüzde 11 olarak ifade edip algı operasyonu yaratmak mıdır tarihi başarı? Hesap bilmeyen sendika olarak tescilli bir sendika olmanıza rağmen, toplu görüşme sürecinin başladığı 3 Ağustos tarihinde ki dolar kuru ile şimdiki dolar kurunun farkında mısınız? Zaman zaman açıkladığınız yoksulluk ve açlık sınırı rakamlarını niçin açıklıyorsunuz? Madem açıklıyorsunuz yoksulluk sınırının altındaki maaş zamlarını kamu emekçilerine dayatırken hiç mi utanmıyor sunuz? Kamuoyuna tarihi başarı olarak sunulan, tarihi bir satışla karşı karşıyayız! Bugün burada işyerlerimizden başlattığımız, duruşu tarihi satışa karşı tarihi bir direnişle taçlandırmak hepimizin görevi olmalıdır. Eşitlik, barış, adalet ve insanca bir yaşam talebimizin hayata geçmesi için doğru zeminde doğru taleplerin ardında birlikte mücadele etmekten başka bir seçeneğimiz yoktur. Buradan bir kez daha AKP hükümetini uyarıyor, 1 Kasım’dan sonra da hangi hükümet kurulursa kurulsun taleplerimiz için mücadele kararlılığı içerisinde olacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz


PHA

Editör: Adıyaman Haber