Genel Başkan Atabey, sendika binasında toplanan üyeler adına yaptığı açıklamada, “İnsan Hakları Eylem Planı” açıklandığı günden bu yana anti demokratik uygulamalara ve baskı politikalarına her gün bir yenisinin eklendiğini söyledi.

İktidarın içte ve dışta artan demokratik uyarıları, kaygıları durdurmak için reform söylemlerini sık sık dile getirirken uygulamada ise bu açıklamaları adeta yeni saldırıların parolası, işaret fişeği olarak kullandığının altını çizen Atabey, açıklamasında şunları ifade etti:

"Bu saldırılardan sonuncusu Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra rafa kaldırılan Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğinde yapılacak değişikliklerin yeniden Meclis gündemine getirilmesidir. Böylece daha önce sadece kamu kurumlarının gizlilik dereceli birimlerinde uygulanan ‘güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak’ şartı kamuya alınacak tüm personeli kapsar hale getirilmiştir. Söz konusu hukuksuz düzenleme ile hiçbir objektif kriteri olmayan, hiçbir yargı kararına dayanmayan, tamamıyla keyfi, tamamıyla haksız, hukuksuz bir “fişleme” uygulaması yaratılmıştır.

Adli sicil kaydında hiçbir sorun olmamasına rağmen sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan güvenlik soruşturmaları ile binlerce kişi mağdur edilmiştir. Yandaş konfederasyon dışında söz konusu düzenleme başta konfederasyonumuz olmak üzere emek ve demokrasi örgütlerinin yaşanan hukuksuzluğa karşı etkin mücadelesinin de etkisi ile Anayasa Mahkemesi’nin 29 Kasım 2019 tarih ve 30963 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararıyla iptal edilmiştir. 

Ancak AK Parti iktidarı Anayasa Mahkemesinin iptal kararının hemen ardından “yeni” bir düzenleme yapmak için seferber olmuş, konuya ilişkin hazırladığı yasa teklifini Haziran 2020’de TBMM’ye sunmuştur. Söz konusu teklifin TBMM İçişleri Komisyonu’ndaki görüşmeleri 1 Temmuz 2020’de tamamlanmıştır.  Anayasa Mahkemesi yönetmelik değişikliklerini Anayasanın 13, 20 ve 128.maddelerine aykırı olması nedeni ile iptal etmesine rağmen eski düzenlemede birkaç makyaj yapılarak özünün korunduğu yasa teklifi sivil darbe uygulamalarına hız verilen bu ortamda 30 Mart 2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu gündemine getirilmiştir." 

"Tasarı, tek parti devleti ve OHAL uygulamalarını kalıcı hale getirmeyi hedeflemektedir!"

Atabey, Anayasanın 70. Maddesinde “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez” hükmüne yer verildiğini belirterek, "Değişiklik anayasanın bu temel maddesini hiçe saydığı gibi şimdiye kadar sayısız örnekte karşılaştığımız üzere oldukça sübjektif, iktidarın politikalarına uygun olarak yorumlanmaya açık, hukuk dışı kararları mümkün kılan bir nitelikte  hazırlanmıştır. Düzenleme ile kişilerin çalışma hakkına, kamu görevine girme hakkına, kendi kişiliğini, sosyal varlığını, onurunu koruma hakkına ciddi engelleme getirilmektedir."dedi.

"Teklif  tümden ve derhal geri çekmelidir"

Atabey, şöyle devam etti:

"AYM’nin yönetmeliğin iptal kararında vurgulanan “kişilerin geçmiş ceza mahkûmiyetlerine ilişkin kayıtlar bakımından hangi suçların kamu görevine girmeye engel olduğu, suçlar arasında herhangi bir ayrım ve derecelendirme yapılmadığı” yönündeki Anayasaya aykırılık gerekçeleri düzenlemede gözetilmemiştir. Bırakalım kişilerin ceza mahkûmiyetlerini, süren kovuşturmaların, soruşturmaların ve hatta kapanmış soruşturmaların bile araştırılması ve atama işlemine esas olacak değerlendirme nedenleri arasında düzenlenmiştir. Ceza yargılamasının temel prensiplerinden biri olan suçsuzluk karinesi teklif metni ile açıkça ihlal edilmektedir. OHAL döneminde iktidarın amaç ve hedefleri için adeta bir manivela görevi gören, hukuk dışı işlemlere “kılıf” olarak kullanılan “iltisak veya irtibatlı olmak” kavramları ile yasa teklifinde bir kez daha karşılaşmaktayız. 

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması şimdiye kadar uygulanan hali ve teklifte sunulan biçimiyle sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsar hale getirilerek toplumun geniş kesiminin hem kendilerinin hem de çocuklarının bugününü ve geleceğini derinden etkileyen, liyakatı değil AK Parti’ye sadakati esas alan, parti- iktidar ayrımını ortadan kaldırıp devleti tümüyle AK Parti’lileştirecek kadrolaşmayı hedefleyen, daha çok darbe dönemi uygulamalarındandır.  

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması ilişkin olarak fişlemeleri de olağan hale getirdiğinden muhalif olsun ya da olmasın tüm vatandaşlarımızın Kişisel Verilerin Korunması başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerini tehdit etmektedir. Özü itibariyle liyakati ortadan kaldıran, güvenlik soruşturması adı altında “AKP’ye sadakat soruşturması” yapmayı hedefleyen tasarı örgütlenme, sendika seçme hakkı başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklere saldırı niteliğindedir. Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerinin gereğini yapmalı, teklifi tümden ve derhal geri çekmelidir." 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha