Öğle saatlerinde Demokrasi Parkı önünde toplanan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri KESK’e bağlı sendikaların toplam 4 bin 761 üyelerinin işlerine tekrardan döndürülmesini isteyerek, 5 yıl geçmesine rağmen yaklaşık 8 bin 300 dosya hala karara bağlanmayı beklediğini söylediler.
"OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu hukuk karşısında suç işliyor"
Toplanan üyeler adına açıklamada bulunan KESK Adıyaman Şubeler Platformu Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul,"Bilindiği üzere; ‘kişiye özgü çıkarılan’ Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’ler eliyle Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edilmiştir. Kamu emekçilerinin hukuka uygun olarak kazanılmış sosyal ve ekonomik hakları, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı, savunma hakkı da ihlal edilerek idari tasarrufla hukuka aykırı olarak ellerinden alınmıştır. Haksız, hukuksuz şekilde bu süreçte; 4.270’i OHAL KHK’leriyle, 431’i Yüksek Disiplin Kurulu kararlarıyla ve 60’ı 375 sayılı KHK’nın geçici 35. Maddesi ile olmak üzere KESK’e bağlı sendikaların toplam 4 bin 761 üyesi ihraç edildi. İktidar, ilk aylarda ihraçlara yönelik tüm itiraz yollarının kapalı olduğunu açıkladı. Darbe dönemlerinde dahi görülmeyen bu uygulamaya içeride ve dışarıda itirazlar yükselince ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu. Bunun üzerine, iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de hukuksuzluğuna ortak ederek 23 Ocak 2017 günü iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almak üzere kendisine bağlı OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nu görevlendirdi. Tam beş yıldır neredeyse her gün söylüyoruz, bir kez daha ifade edelim; bir oyalama aracı olarak kurulan, iktidara bağlı, iktidarın talimatlarıyla hareket eden OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu hukuk karşısında suç işliyor. Aradan 5 yıl geçmesine rağmen yaklaşık 8 bin 300 dosya hala karara bağlanmayı beklemektedir. Komisyonun verdiği kararlarda ret oranı yüzde 87’3’tür. Bu oran bile Komisyonun idari bir mekanizma olduğunu, iktidarın noteri gibi hareket ettiğini göstermektedir.   Hukuk garabetlerinden biri de Barış Akademisyenlerine ilişkin komisyonun aldığı kararlardır"dedi.
"Son KHK mağduru işine dönene kadar mücadelemiz devam edecektir"
57 ayrı mahkemede açılmış olan 822 davanın 622’si AYM kararını takip eden bir yıl içinde peyderpey sonuçlandığını ve sonuçlanan davaların tümünde düşünce ifade özgürlüğü kapsamında beraat kararları verildiğini hatırlatan Kurul, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Barış Akademisyenleri adeta linçe uğramış, 406 imzacı akademisyen ihraç edilmiş, 822’si hakkında Ağır Ceza Mahkemelerinde davalar açılarak cezalar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 26 Temmuz 2019’da "Zübeyde Füsun Üstel ve Diğerleri" başvurusunda ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermiştir. 57 ayrı mahkemede açılmış olan 822 davanın en az 622’si AYM kararını takip eden bir yıl içinde peyderpey sonuçlanmış ve sonuçlanan davaların tümünde düşünce ifade özgürlüğü kapsamında beraat kararları verilmiştir. Karara bağlanmayı bekleyen dosyaların çoğunluğunun barış akademisyenlerinden ve haklarında istihbarat raporları, mahkeme kararları, savcılık soruşturmaları vb. herhangi en ufak bir isnat bulunmayanlardan oluştuğu bilinmektedir. Komisyon ve iktidar oyalamayı uzatabildikçe uzatmayı, mağduriyeti işkenceye dönüştürmeyi, bu arada üniversitelerde ve kamuda kadrolaşmasını tamamlamayı düşünmektedir. Öte yandan eğitim görme hakları, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi baskılarla medeni kanundaki temel hakları gasp edilmiştir. Seçilen Belediye Başkan ve belediye meclis üyelerinin mazbatalarının verilmemesi, sendika yönetim kurullarına seçilen sendika üyelerine yönetici olamayacakları gerekçesiyle davalar açılması, oturdukları apartmanlarda yönetici dahi olamayacaklarına dair KHK hükmü v.b uygulamalar ile seçme seçilme hakları ellerinden alınmıştır. Yüzbinlerce kişi fiilen vatandaşlıktan çıkarılmış, sosyal ölüme terk edilmek istenmiştir. Çok ileri düzeyde engelli raporu bulunanlardan engelli yakını aylığı başvurularının dahi "eşinin KHK’li olmasından dolayı" reddedilmesinin hukuken en ufak bir karşılığı olmadığı, büyük bir hınç, kin ve insanlık dışı intikamcı bir zihniyeti barındırdığı açıktır. Son bir ayda 8’i Adıyaman’da olmak üzere Türkiye genelinde Konfederasyonumuz üyesi 50 arkadaşımız işlerine iade edilmiştir. Bu durum yıllardır dile getirdiğimiz iddialarımızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Ancak bu dönüşler yeterli değildir. Son KHK mağduru işine dönene kadar mücadelemiz devam edecektir"
Yapılan açıklamanın ardından üyeler bir süre tepki göstererek sessizce dağıldılar.

 

Kaynak: PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha