Ramazan ayına bir kez daha ulaşmanın şükrünün yaşandığını ifade eden İl Müftüsü Mehmet  Taşçı, "Cenab-ı Allah’a hamdüsenalar olsun, sonsuz şükürler olsun. Bizlere bu fani ömrümüzde bir kez daha arınmamız için, kusur ve günahlarımızdan kurtuluşumuz için, kapısına dayanıp af ve mağfiret dilenip ve inşallah affa mazhar olabilmemiz için bize bir kez daha fırsat verdi, hamdüsenalar olsun.Sonsuz şükürler olsun."dedi.

Ramazan'ı şerifi en güzel tarif eden İslam peygamberi Hz. Muhammed olduğunu belirten Taşçı, şunları ifade etti:

"Ramazan ve oruç, nedir ne değildir diye düşündüğümüz zaman veya bir soru tevcih edildiği zaman, biz her konuda olduğu gibi bu konuda da cevabını yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'den ve Kur'an-ı Kerimin ete kemiğe bürünmüş olan ve bu ayetlerin üzerine inmiş olduğu önderimiz ve rehberimiz sevgili peygamberimiz efendimiz esselatu vesselamdan öğreniyoruz.

Sevgili dostlar bir kez daha sevgili peygamberimiz esselatu vesselamın ifadesi ile "Evveluhu rahmeh ve efsatuhu mağfirah ve eğirihu itkuminennar" şeklinde tarif ettiği yani evveli rahmet olan ortası mağfiret olan, sonu da cehennemden kurtuluş olan, o mübarek ve muazzam ve muhteşem aya eriştik, kavuştuk.

Evveli rahmet dediği zaman biz şöyle anlıyoruz ki, bu bir aylık zaman diliminin ilk 3'te 1'i yani ilk 10 gününde şu geçtiğimiz günlerde bugünde üzerimize sağanak sağanak o bereket yağmurları gibi inşallah, nisan yağmurları gibi üzerimize ilk 3’te birini de yani ilk on gününde Cenab-ı Allah’ın rahmeti yağacak, merhameti yağacak.

Ardından gelen efsatuhü mağfirah, ikinci on gününde Allah’ın affı ve mağfireti bağışlaması. Kusurlarımız var, günahlarımız var, yanlışlarımız var, kusurlarımız var, bütün bu yanlışlara tövbe etmenin, bütün kusurlarımızdan kurtulmanın, bilerek veya bilmeyerek işlemiş olduğumuz hatalarımızdan günahlarımızdan efendim rabbimize böyle beyaz bir dilekçe yazacağımız zaman dilimidir. İkinci on günü zira Allah resulü son on ikinci oy günü ortası mağfiret ve son on gününde ve 'ağirihu itğuminennar'.

Son on günüde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin de bulunduğu o son on günü ise artık cehennemden azade oluş cehennemden azad olmak beraatlarımızı elimize almayı becermemiz ve başarmamız gereken zaman dilimi."

O halde inananlar Müslümanlar olarak bu Ramazan’ın engin rahmet pınarlarına, eşsiz mağfiretine inşallah, ilk on gününde neyin mücadelesini vereceğiz ? Rabbimizin günde kırk defa okuduğumuz alemlerin rabbi olan rahman olan rahman olan esirgeyen bağışlayan, merhametiyle bütün kainatı kuşatan, rabbimizin merhametine mazhar olmanın mücadelesini verecek.

Ramazanın ilk on gününde, yarınla beraber merhamet maratonuna, önce kendileri Allah’ın merhametine mazhar olmanın mücadelesini ve o merhameti kuşanıp, etrafımızdaki insanlara, canlılara tabiata da merhametimizden esintiler sunmayı becermemiz başarmamız gereken bir zaman dilimi.

Ardından mağfiret. İkinci günün on gününde Allah’ın affını şöyle diyelim; ben ne yapıp ne edip edip nasıl yapıp nasıl yapacaksam ama mutlaka yapacağım, affa mazhar olacağım. Cenab-ı Allah’ın mağfiretine mazhar olacağım. Affı elde edeceğim, affedildiğimi iliklerime kadar hissedeceğim. Cenabı Allah’ın o mağfiretine kuşanıp bende mahlukata mağfiret edeceğim. Bende affedici olacağım insanların kardeşlerimizin yapmış olduğu basit hataları büyütmeden bizde efendim affedici olmanın yollarını arayacağız ki sonunda da cehennemden kurtuluş ve cennetlere namzet oluş gelsin." 

Ramazan nedir?

Ramazan ayına pandemi nedeniyle mahzun başladıklarını belirten Taşçı, "Evet mahzun başladık. Teravihlerimizi evlerimizde kılmaya başladık, evlerde kılacağız. Camilerde malum salgından dolayı kılamadık. Ramazan nedir? dediğimizde  Allah resulü böyle tarif ediyor. Bir başka hadisi şerifinde "İze cea eramadam" Ramazan nedir? Ramazan öyle bir şey ki gelmesiyle "Futcahat ebabülcenneh" cennetin anahtarını açan anahtardır. Ramazan cehennemin kapılarına kilittir."dedi.

"Her kim Ramazana erişir kavuşursa mutlaka o Ramazan da oruç tutsun"

"Ramazan şeytanların vurulmuş olduğu zincir" diye tanımlayan Taşçı, şöyle devam etti:

"Ramazan. Ne demek bu? Cenab-ı Allah bize diyor ki; ey kulum Ramazanı Ramazan gibi yaşarsan, Ramazanı benim emrettiğim gibi, Kur’an da tarif ettiğim gibi, benim peygamberimizin yaşadığı ve tarif ettiği kıvamda yaşarsan Ramazan senin için cennettir. Ha dünyada gezip dolaşıyorsun, ha cennette. Ramazan senin cennetin olur. Ramazan senin için cehennemin kilidi olur. Ve Ramazan Allah’ın sana bahşettiği şu kısacık ömründe bu hayatı bize zehir eden, bizi haramlara alıştıran, bizi haramlara ve yasaklara teşvik eden, bize hep isyanı telkin, teşvik eden, şeytanların zincire vurulduğu aydır.

Cenab-ı Allah Ramazanla beraber "Ey kulum haydi buyur meydan senindir" buyuruyor. Hani diyorsun ya nefis var, şeytan var, engeller var, cehennem var. Şeytanların insanlardan cinlerden çeşit çeşit şeytanlar var. İşte kilitlendi cehennemin kapıları. Zincirlere vuruldu şeytanlar. Hadi buyur niye yatıyorsun? Neyi bekliyorsun? İşte! Her türlü ortam senin için hazırlandı. Ramazan kendisinde Kur'an-ı indiği aydır. Ramazan kendisinde doğduğu aydır. Ramazan Kur'an doğum ayı, doğum günüdür. Yani Ramazan yeryüzü ve gökyüzünün buluşma mevsimidir. İnsanlar için hidayet ve rehberi kaynağı olan, hidayet yollarını açıklayan beyan eden, hak ile batını hayır ile şerri, faydalıyla zararlıyı birbirinden ayıran, hidayetin yollarını tarif edip gösteren ve insanlara efendim hidayet kaynağı olan Kur'an-ın geldiği aydır Ramazan. O halde Cenab-ı Allah ne buyuruyor; her kim Ramazana erişir kavuşursa mutlaka o Ramazan da oruç tutsun. Bu emirdir."

"İslam’ı ilgilendiren ve Müslümanlara farz olan oruç, Ramazan orucudur"

Cenab-ı Allah'ın  Kur'an-ı Kerim de yine oruçtan bahsederken, "Ey müminler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki takvaya erişirsiniz. Umulur ki takvayı yakalarsınız"  şeklinde ifade ettiğini belirten Taşçı, Hz. Adem’den Hz. Nuh’a, Hz. Nuh’tan Hz. İbrahim’e, Hz. İbrahim’den Hz. Peygamberimize kadar bütün peygamberlerine ve ümmetlerine Allah'ın orucu farz kıldığını kaydetti.

Konu ile ilgili birçok rivayetlerin var olduğuna değinen Taşçı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bununla ilgili; bizden önceki ümmetlerin en meşhur rivayetler, diğer ümmetlerde her aydan üç gün oruç tutma şeklindeydi. İslam gelmezden önce aynı şekilde bu şekilde tutulan oruçlar vardır, Muharrem ayında tutulan oruçlar vardır. Dolayısıyla İslam’ı ve Müslümanları ilgilendiren ve Müslümanlara farz olan oruç; Ramazan orucudur.

Zira Cenab-ı Allah burada bir şüphe yok bazen kardeşlerimiz geliyor; falanca yerde şöyle okudum hocam. İşte falanca işte televizyonda bir programda dinledim. İşte şöyle şöyle oruçtan bahsediliyor hocam evet eyyâm-ı biz dediğimiz her ayın 13.14.15. günlerinde tutulan oruçlar var mıdır? Nafile olarak vardır. Allah rasulü zaman zaman pazartesi, perşembe günleri oruç tutar mıydı? Elbette tutardı.Muharrem ayında ilk on gününde aşure gününde oruç tutulur mu?Evet tutulur nafile olarak tutulur. Ancak farz olan vecibe olan vazife olan İslam'ın üzerine bina ettiği İslam'ın temeli buniyel islamu ala hamsin buyurduğu İslam beş temel üzerine bina edilmiştir. Buyruk saydığı İslâm'ın beş temelinden bir tanesi ve ayet-i celile de apaçık. Dolayısıyla inananları Müslümanları Müslümanlara bir vecibe bir farz ve vazife olarak indirilen Allah'ın bizden istediği oruç Ramazan orucudur. Bunu kim söylüyor? Yaradan yaşatan Rabbimiz. Sizden kim Ramazan ayına sağlık ve afiyet içerisinde erişir kavuşursa mutlaka oruç tutsun. O aya erişirse o ayda oruç tutsun. Dolayısıyla İslam'da emredilen istenen oruç Ramazan orucudur."

"Ramazan'ın bir manası da, yağmurdur"

"Cenab-ı Allah bu aya neden Ramazan demiş, oradaki incelik nedir?"diyen Taşçı, "Yazın biliyorsunuz işler çoktur; özellikle köylerde kırsal bölgelerde ekinler var. Ekinler işte toprağa tohum saçılır, büyür, gelişir, biçilir, dövülür harman olur. Şehirlerde de aynı şekilde yazın her taraf inşaattır. Yani hararetli bir çalışma vardır. Yani yeryüzü kirlenir şehirde, köyde, kırsalda olsun. Ramazanın bir manası ramda, yağmur manasına gelir. Bu yağmur özellikle de yaz sonunda yağan yağmurdur."dedi.

Müfessirlerin bu ayet-i celilelerin tefsirinde bu manaları işaret ederken yani niye Cenab-ı Allah bir başka isim değil de Ramazanı kullandığını araştırdıklarını belirten Taşçı, şöyle devam etti:

"Bunu incelemişler, onu araştırmışlar ve çok nefis manalar ortaya koymuşlar ince manalar. Ramazan'ın bir manası işte bu yağmurdur.Yaz sonunda yağıp dünyamızı, şehirlerimizi, kentlerimizi, köylerimizi, kirlerinden arındıran yani yazın hengameli, netameli çalışmalarla insanoğlu ister istemez tabiatı şehirleri ne yapıyor kirletiyor.

Maalesef işte Cenab-ı Allah bu yaz sonunda yağmur yağdırır, o yağan yağmura da 'Ramda' denir. Bu yağmur yağar ve yeryüzünü o yazın biriken yazın insanların hengame de çalışmalarından meydana gelen ve kainatı ve çevreyi kirleten o kirlerinden arındırdığı için o yağmur manasına ramda Ramazan denmiş. Neden? İşte Ramazan da böyle bir yağmurdur. O da her yıl gelir. Bir yıl boyunca Müslümanın yapmış olduğu hatalarla, yapmış olduğu günahlarla, isyanlarla, dedikoduyla, yalanla, gıybetle, iftirayla, suizan la, faizle, rüşvetle, yetimin malı, zulümlerle, adaletsizliklerle, kirlenen ruhumuzu ve bedenimize yağan bir yağmur gibi gelir ve bedenimizi ve ruhumuzu bir yıllık kirlerinden yüklerinden arındırdığı için Ramazan denmiş.

Bir yine başka manası güneşin şiddetli sıcağından taşların yanıp kızması manası 'Ramat' bu seferde. Öyle bir ateş ki değdiği yeri yakar, yıkar yok eder. Yakan, yok eden manasına Ramat kelimesinden türemiş derler. Yani yapmış olduğumuz ibadetin ruhuna manasına uygun bir isimlendirmedir.

Bir başka manası da eskiden kılıcın okun ucunu keskinleştirmek için iki kaygan taşın arasına kor onunla bireyler vermiş onun adı da 'Rant'. Rant kelimesinden aynı şekilde nefislerimizi yanlışlarımızı böyle oruç ibadetiyle teravih ibadetiyle, iftarla, sahurla hayırlı hasenet ile nefeslerimizi böyle efendim yaktığı bir eylediği temizleme manasıyla Ram kökünden türemiştir gibi İslam alimleri Ramazan kelimesinin manasını birleştirmek için öyle güzel yorumlar güzel çalışmalar yapmışlar.

Yani neresinden bakarsanız bakın neresinden alırsanız alın Ramazan da yakan yıkan neyi yanlışları yok eden temizleyen Allah’ın ve Resul’ünün üzerimizde razı olmadığı neler varsa hani tabiri caizse Ramazan bizi kurtarmak için elimizden tutmak için elimizden tutup Cenab-ı Allah Kur’an’da birçok ayeti celile de 'Siz ateş kenarının etrafında gezip dolaşıyoruz da Allah sizi kurtarır' diyor. İsyanlarla hep ateş çukurunun hemen kenarında gezen farkında şuurunda olmayan Müslümanı gelir 11 ay sonra gelir elinden omzundan tutar. O ateşten kurtarır. Yani cehennemin kapısına kilidi vurur elimizden tutup bizi cennete girdirmek bizi cennetimizle rabbimizde buluşturmak için işte Ramazan büyüklerimiz öyle demiş on bir ayın sultanıdır."  

Oruç nedir?

Oruç kelimesinin Ramazan köküyle benzerlik olduğunu kaydeden Taşçı, "Oruç ve Cenab-ı Allah işte bu ayet-i celile ile biraz önce okuduğumuz ayetle Ramazan orucu ayıdır. Ramadan Ramazan savun yani siyah bu dediğim kökünden mi orucun ayıdır? Peki oruç nedir? "Ey millet sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı umulur ki beklenir ki takvaya erişirsiniz, muttakiler olursunuz. Allah'tan hakkıyla sakınanlar olursunuz, Allah'tan hakkıyla korkanlar olursunuz umulur ki sorumluluk bilincine kavuşursunuz". Ramazan köküyle de benzerlik var. Ramazan ve oruç ikisi beraber bizim elimizden tutup götürüyor. Nereye? Takvaya nereye? Hayatımızın tamamına, Allah'ın rızasına uydurmaya. Haramlara ve helallere riayet eden bir hayat yaşamaya bizi götürüyor Cenab-ı Allah. Oruç ve Ramazan onun için savun ve siyam kelimesi bir şeyden geri durmak, imsak manasında. Yani ne diyoruz biz imsak diyoruz en son yemenin içmenin bittiği o saate o zamana imsak. Ne demek? Dur! Burada yeme içme bitti durmak, geri durmak, uzak durmak manasında başlangıç saati evet beş dakika yemenin, içmenin bittiği, gıdanın alındığı da artık o gıdanın Allah'ın rızasına uygun bir şekilde harcanması faslı başlıyor.

Geri durmak terim manası ise; şeriattaki yemeden içmeden ve eşlerle beraber olmaktan uzak durmak ve geri durmaktır. Tabii niyetimizi de yapacağız. Mükemmel oruç için bir de dikkat etmemiz gerekli hususlar var nedir onlardan biçtiğin? Sakıncalı şeylerden geri durmak suretiyle ve oruçlu olduğumuz müddetçe haramlara bulaşmaksızın."diye kaydetti.

"Mide ile yapılacak bir ibadet etmiş gibi algıladığımız için orucumuzun sırrına eremiyoruz"

Oruçtan lezzet alabilmek için tüm uzuvlarımızla oruç tutmanın önemini aktaran Taşçı, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Maalesef bizler inananlar ve Müslümanlar oruç dediğimiz zaman yalnızca mide ile alakalı bir ibadet olarak algılıyoruz" diyen Taşçı, Oruç sanki yalnızca mide ile yapılacak bir ibadet etmiş gibi, algıladığımız için orucumuzun sırrına eremiyoruz. Orucumuzdaki lezzeti hissedemiyoruz niye çünkü orucu sadece ve sadece midelerimize indiriyoruz sadece midelerimize yüklüyoruz. O da nedir? Maalesef bir zevk haline almıyor ne yapıyor bir külfete dönüşüyor. Allah korusun. Bakın ne buyuruyor Peygamberimiz efendimiz aleyhissalatü vesselam yani şimdi okuyacağımız hadis-i şeriflerde; bize bunu bildiriyor, 'Oruç mide ile beraber şu bedenimizin tamamının haklarımızın tamamının tutması gereken bir ibadettir'.Yani midenizin orucu olduğu gibi, ellerimizin de orucu olacak. Midemizin orucu olduğu gibi, ayaklarınızın da olacak. Midemizin orucu olduğu gibi, gözlerimizin de, kulaklarımızın da, ve hepsinden önemlisi; şu dillerimizin de oruç tutması gerekiyor ki oruç bir lezzet haline gelsin. Allah resulü aleyhissalatu vesselam buyuruyor ki; 'Her kim hem oruç tutup, oruçla beraber yalanı terk etmezse, yalanla iş yapmayı terk etmezse, onun yemesini içmesini terk edip aç kalmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur'. Yani Müslüman hem oruç tutup hem yalan konuşuyorsa, bunun adı oruç olmaktan çıkıyor. Açlık ve susuzluk bunun adı. Yani rejim diyebilirsin, diyet diyebilirsin ama oruç diyemezsiniz bu manada. Hem oruç tutup, hem yalan konuşup, hem de yalanla iş yapmaya devam ediyorsun bu oruç değil. Bu açlıktır bu diyettir rejimdir başka bir şeydir. Ama bu oruç değildir. Yine  aynı şekilde mide ile beraber bu ellerin oruç olacak ne demek? Harama ilişmeyecek, harama ulaşmayacak uzanmayacak, harama imza atmayacak."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha