Memur-Sen Başkanlar Kurulu’nun bir bildiri ile sonuçlandığını belirten Ali Deniz, yaptığı açıklamada, sonuç bildirisi ile ilgili olarak bazı detayları dile getirdi.

Toplu sözleşme görüşmeleri öncesinde tekliflerin değerlendirildiği toplantıda Türkiye’nin iç ve dış meselelerinin de ele alındığını ifade eden Deniz, "Toplu sözleşme süreci, sendikal alanda akıtılan terle uyum taşımalıdır. Hükümet modeli değişikliğini gerçekleştiren Türkiye, yürütme erkinin vazgeçilmezi olan kamu yönetimi ve personel sistemi düzleminde son derece önemli yer teşkil eden toplu pazarlık konusunda hakkaniyet esasıyla yapılması gereken değişiklikleri ise halen hayata geçirebilmiş değildir."dedi.

Kamu görevlileri sendikacılığı alanındaki temel mevzuat konumundaki 4688 sayılı Kanun; toplu sözleşme masası, sözleşmenin kapsamı, taraflar arasındaki eşitlik gibi hususlar da dâhil olmak üzere doğru öznelerle oluşmuş bir masa ve tarafların eşitliğine dayalı bir pazarlık süreci oluşturduğunu belirten Deniz, "Bu yönüyle toplu sözleşmenin yasasında da masasında da evrensel sendikal ölçütlerle uyumu sağlayacak, kamu görevlilerinin gerçek iradesini masaya ve yasaya yansıtacak değişikliklerin ivedilikle gerçekleştirilmesi adalet esaslı bir ihtiyaç olarak karşımızda durmaktadır." ifadelerini kullandı.

Ali Deniz, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Kapsamında olması gerekenleri içermeyen, masasında olmaması gerekenlere yer veren 4688 sayılı Kanun kamu görevlilerinin mali, sosyal, özlük hakları ile çalışma şartlarını medeniyetimizin adalet, evrensel ölçütlerin insan onuru şeklinde betimlediği vasata taşımakta yetersiz kalmaktadır. Bu tespitin gereği ivedilikle yapılmalı, toplu sözleşme süreci, yasası, masası, kapsamı ve kazanımları sendikal alanda akıtılan terle uyumlu vasıf taşımalıdır. Türkiye gelişen ve büyüyen ekonomisine ilişkin çerçeveyi toplu pazarlık masasına aktarmalı. 1 Ağustos 2019 tarihi itibariyle başlayacak olan 5. Dönem Toplu Sözleşmede; yeni hükümet modeliyle gerçekleştirilecek ilk toplu pazarlık olması yönüyle de bir milat vasfını üstlenecek görüşme süreci ve toplu sözleşme metni ortaya çıkarmalıdır. Bu amaçla kamu işvereni/hükümet, bütçe disiplini, bütçe kısıtları gibi bahanelerine tevessül etmeden masaya oturmalıdır. Türkiye gelişen ve büyüyen ekonomisine ilişkin çerçeveyi kamu görevlilerine ilişkin toplu pazarlık masasına aktarmalı toplu pazarlıkla kamu görevlilerinin akıttıkları terin karşılığını almalarını sağlayacak rakamları, oranları ve hakları toplu sözleşme metnine yansıtmalıdır. Kamu görevlileri ek göstergeden gelir vergisine, kılık-kıyafet özgürlüğünden kapsayıcı sosyal güvenliğe, her konuda haklı beklentilerinin karşılanmasını, tekliflerinin kamu işvereni nezdinde karşılık bulmasını beklemekte, istemekte ve hak etmektedir. Yeni Türkiye toplu sözleşmeye yazılacak yeni haklarla, büyük Türkiye toplu sözleşmede yer alacak büyük sorunları çözmeye muktedir kazanımlarla, güçlü Türkiye yasakları sona erdiren fırsatları büyüten toplu sözleşme hükümleriyle 5. Dönem Toplu Sözleşme hükmü olarak karşımıza çıkmalıdır."
 

-"GREV YASAĞINA SON VERECEK ANAYASAL VE YASAL DÜZENLEMELER YAPILMALIDIR"

Türkiye'nin, son 20 yıllık dönemde ekonomi, siyaset ve demokrasi alanlarında ürettiği sessiz devrim niteliğindeki olumlu değişimlerle vesayet sisteminden, kurumlarından ve aparatlarından büyük oranda arındığını vurgulayan Deniz, " Bununla birlikte vesayet döneminin ve cunta yönetimlerinin ürettiği vehimlerin ve kurdukları düzenin sonucu hükmündeki, kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasağı halen sürmektedir. Türkiye’nin özgürlükler ve demokrasi noktasında kat ettiği mesafeye dair tereddütler oluşturan bu iki yasak bir önce sona ermelidir.Türkiye kamu görevlilerinin birikimini siyaset kurumuna kazandırma noktasındaki çekincelerini kaldırarak siyaset kurumunun bugüne kadar kaybettiği imkân ve fırsatları hızla edinmelidir.Sendikal haklar üçlüsünün vazgeçilmezi ve tarafların eşitliğine dayalı toplu sözleşme hakkının olmazsa olmazı konumundaki grev hakkından yoksunluk, kamu görevlileri sendikacılığının olması gerekenlerin bir kısmından mahrum olduğunun en büyük ispatıdır.  Anayasanın, Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının güvencesi altında olmasına rağmen grev hakkının halen iç hukukta düzenlenmemiş olmasının sorumluğu artık daha fazla taşınmamalıdır. Anayasa Mahkemesinin son yıllarda grev hakkına dair verdiği kararlar ve yerleşik içtihatlar da gözetilerek, grev yasağına son verecek anayasal ve yasal düzenleme için katılımcılık esaslı görüş-alışveriş süreci hızla tamamlanmalıdır." şeklinde ifade etti.

-"BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE ADINA ATILAN HER ADIMIN ARKASINDAYIZ"

Türkiye'nin  her ülkenin dost ve müttefik görmek isteyeceği kadar büyük, düşmanlığından çekineceği kadar güçlü, işbirliği yapmaya hevesli olacağı kadar değerli bir ülke olduğunun altını çizen Ali Deniz, "Son zamanlarda hızlı ve sık sık değişen dengelerin merkez üssünün bölgemiz olduğu düşünülecek olursa; denklemin merkezinde de yer almamızın kaçınılmaz olduğunu net bir şekilde görürüz. Türkiye, bugünkü değişim ve dönüşüm hesapların önemli aktörlerinden biridir. Bugün uluslararası medya kuruluşlarının algı operasyonlarına rağmen Türkiye, yoluna devam etmektedir.  Memur Sen ailesi olarak bizler, Büyük ve Güçlü Türkiye adına atılan her adımın arkasındayız."dedi.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha