Çil, yaptığı açıklamada, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunun dünya üzerinde yüzyıllardır devam eden küresel bir sorun olduğuna dikkat çekti.

"Kadınlara yönelik şiddet daha da tırmandı"

Ülkelerin de gelişmiş ya da az gelişmiş, zengin ya da yoksul olmasının fark etmediğinin altını çizen Çil, şu ifadelere yer verdi:

"Uluslararası kuruluşlar tarafından her yıl konuyla ilgili yapılan çeşitli araştırma ve çalışmalar, problemin küresel boyutunu gözler önüne sererken, dünyada kadına yönelik şiddetin tırmanış gösterdiğine dikkat çekmektedir.Tüm dünyada ve Türkiye'de koronavirüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam ediyoruz. Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullara, olağanüstü önlemler alındı. Herkesin evde kalması gerektiği bu süreçte, bu koşullar kadınlar için zorluklar da ortaya çıkardı. Özelliklede kadınlara yönelik şiddet daha da tırmandı.

Kadına yönelik şiddet eylemleri evden sokağa, sokaktan işyerine, üniversitelerden toplu taşıma araçlarına kadar hemen hemen her yerde kamusal ve özel alan tanımadan giderek yaygınlaşmakta ve meşrulaştırılmaktadır. Türkiye'de hemen her gün en az bir haberle gündeme gelmektedir. Tüm dünyada ve Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusu toplumsal sorunların en başında geliyor."

"2020 yılının ilk 9 ayında 369 kadın erkek tarafından öldürüldü"

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından yayınlanan istatistiksel verilere göre, 2019 yılında 474 kadın, 2020 yılının ilk 9 ayında ise 369 kadın erkek tarafından öldürüldüğünü dile getiren Çil,"Biliyoruz ki, her yıl katlanarak artan kadın cinayetleri ve durmak bilmeyen erkek şiddetine karşı, insan hakları ve sosyal adaleti temel alan sosyal politika uygulamalarına yer verilmediği takdirde, kadına yönelik şiddettin de önüne geçilemeyecektir.

Öncelikle, kadına yönelik şiddetle mücadelede; kadınlar için insan hakları ve sosyal adalet ilkeleri çerçevesinde ve eşitlikçi yaklaşımlar ışığında, sosyal politikalar hayata geçirilmeli, 6284 Sayılı Aile içi ve Kadına Yönelik Şiddetin önlenmesi amacıyla yürürlükte olan yasanın, kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini odağına alan, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ve kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi ve mücadeleye yönelik Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin acilen yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu alanda çalışan kadın örgütleri, meslek odaları ve uzmanlık derneklerinin uzun yıllardır biriktirdikleri bilgi ve deneyimlerden yararlanılmalıdır."

Çil, eşitsizliği toplumun her kesimine indirgeyen ve sadece aile sorunları üzerinden sorunları çözebileceğine inanan muhafazakar neoliberal politikalarla, kadına yönelik şiddetle mücadele edilemeyeceğinin açık olacağını söyledi.

Öncelikle, insan olduğu için haklarını koruyan bir kadın bakışına ve zihniyet dönüşümüne ihtiyacın bulunduğunu ifade eden Çil,şöyle devam etti:

"Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi Bildirgesi’nde, kadına yönelik şiddeti; toplumsal cinsiyete dayalı ve sadece kadın olduğu için yöneltilen ya da kadınları orantısız bir şekilde etkileyen bir şiddet olarak tanımlamaktadır. Özellikle erkek egemen zihniyetten beslenen bu şiddet, kadını sosyal ve ekonomik boyutuyla yoksun bırakmakta, erkek ve kadın arasındaki eşitsizliğin de bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün gelinen noktada kadına yönelik şiddet ve her türlü ayrımcılık, eril söylemlerle, dini referanslarla ve cinsiyet eşitsizliğine dayalı kapitalist sosyal politika uygulamaları ile birlikte had safhaya ulaşmıştır.

Kadına yönelik şiddet; hayatın diğer alanlarında yaşanan şiddetten bağımsız ele alınmamalıdır ve çözülemeyecektir. Şiddeti onaylayan, meşrulaştıran zihniyet değişmedikçe kadına yönelik şiddet bitmez. Çünkü şiddet nerede, nasıl, kim tarafından uygulanıyor olursa olsun beslendiği kaynak aynıdır.Kadınlara yönelik her türden sömürü, şiddet ve ölüm olarak karşımıza çıkmaktadır. Şiddet kaçınılmaz değil, engellenebilir ve özellikle kız çocuklarının hayatları için çok önemli."

Çil, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Her  25 Kasım’da olduğu gibi, bugün de sosyal hizmet uzmanları olarak, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın, erkek şiddetinin ve nefret söylemlerinin karşısında olduğumuzu bir kez daha hatırlatıyor, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, kadına yönelik şiddetin, ayrımcılığın ve nefret söylemlerinin son bulması için; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere, İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığını, ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, alanda hizmet veren tüm sivil toplum örgütlerini, yerel yönetimleri ve uluslararası kuruluşları işbirliğine davet ediyoruz."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha