Milletvekili Aydın, tarihin şanlı bir zaferinin, sene-i devriyesini idrak ettiklerini Çanakkale Savaşı’nı tarihteki diğer savaşlardan ayıran özelliğinin, bir milletin tarih sahnesinden silinmek istendiği, ölüm kalım savaşı olmasından kaynaklandığını kaydetti.

Osmanlı Devletinin payitahtı olan İstanbul’u işgal etmek isteyen itilaf devletlerinin beraberinde getirdikleri on binlerce sömürge askeri ve o günün şartlarında üstün teknoloji ve teçhizat ile donatılmış gemileriyle birlikte boğaza sarıldıklarını ve bizleri hayattan koparmak için Çanakkale’yi geçmeye yeltendiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Lakin Boğazın kıyısında onları sadece imanına teslim olmuş bir milletin evlatlarının beklediğini ve bunların Çanakkale’yi geçilmez yapacağını hiç tahmin edememişlerdi. Düşmanın savaş gemilerinden yapılan yoğun topçu atışları; azim, cesaret ve imanın sinesine çarpıp etkisiz hale geliyordu.
Ordumuz o gün büyük bir kahramanlık destanı yazmış, Seyid Onbaşı’ların da boy göstermesiyle itilaf devletlerinin muharebe gemileri boğazın dibini boylamış, bazıları da ağır hasarla geri çekilmek zorunda kalmıştı. Şanlı tarihimize 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi olarak geçen  bu savaş, istiklal mücadelemizin de önsüzü ve ruhunu oluşturmuştur.''

Milletvekili Aydın, 18 Mart 1915’te Çanakkale’de kanla yazılan bu destan, İstiklal Şairi Mehmet Akif’in dizelerini şöyle ifade etti:
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i,
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

İşte Akif’in ifadesiyle ‘tarihe sığmayacak’ bir manayı ihtiva eden bu şanlı vatan savunmasının, 104. yıl dönümünde, şahadet şerbetini içen, ruhlarını teslim eden bütün aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle yâd ediyoruz.''

Kaynak : PHA
Kaynak: pha