Cezaların artırılması halinde eski suç işleyenlere bu yeni cezaların etki yapmayacağını hatırlatan Bakır, “Eğer kanunda değişiklik yapılıp bu idam kanuna eklenirse bir kere bundan sonra oluşabilecek suçlar için geçerliliğini koruyacaktır. Özellikle ülke gündeminde olan çocuk istismar ve çocuk ölümlerinin onların cezalarına herhangi bir etkisi olmayacaktır. Bundan sonraki olaylarda yaptırım olacaktır. Tabi biz hukukçular olarak idama karşıyız. İdam olayı bambaşka bir olay, idam ile bu işin kesinlikle çözüleceğini düşünmüyoruz"ifadelerini kullandı.

- CEZALAR ARTTIKÇA, SUÇ TA ARTIYOR

Cezaların arttıkça suçlarında arttığına dikkat çeken Bakır, şöyle devam etti:

"Cezalar ülkemizde artırılıyor. Ama artırıldıkça buna paralel olarak istismar olayları da artıyor. Ülkemizde cezayı artırarak bu işi çözemeyiz. İdamı getirerek bu işi çözemeyiz. Bu istismarda bulunan kişilerin çocukluklarına inilebilir. Bunlar ne yaptılar da bu duruma geldiler. Bu bir hastalık aslında. Normal bir insandan küçük bir çocuğa böyle bir davranış kesinlikle beklenemez. Bu bir hastalık hali. Ağır ceza da verilen kararlarda 500 yıl ceza yiyen sanıkta oldu. Ama bu bir çözüm değil. Ceza artırarak biz bu işi çözemeyiz. Bizim yapmamız gereken bu olayı sosyal olarak incelemek. Bizim eğitim kalitemizi yükselterek. Bu kişilerin çocukluklarına inerek bu işi çözmemiz gerekiyor. Biz bunlara cezayı artırarak kesinlikle bu istismar konusunda, kadına şiddet konusunda yada çocuk taciz konusunda bu konuları böyle çözemeyiz. Bunu tek çözebilme yolu bu psikologların işi, çözüm önerilerini bunlar anlatacaklar. Bu ülke bu duruma geldi ise bunun nedeni araştırılacak. Bir ekip, bir kurum tarafından bunların sonucunda kararlar verilerek bunlar çözülebilir” 

- AVRUPA BU SIKINTIYI ÇÖZDÜ

Bazı suçlarda suç işleyen şahısların çocukluklarına inilerek sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Bakır, “Avrupa ülkesi Müslüman ülkesi diye ayırmak doğru değil. Kadın kocası ile kavgalı boşanıyor. O arada çocuk inanılmaz bir eziklik, inanılmaz bir mağduriyet yaşıyor. Bu ileride bu çocuğun geleceğine yansıyor. Normal gibi görünse de eğer o çocuk büyüyen kişi bu kez istismarcı olmasa bile karısına şiddet uyguluyor. Yani bir yerde patlak veriyor. Bunun incelenmesi gerekiyor. Avrupa'da bu eğitim sistemi biraz daha halledilmiş durumdadır. O kişilerin çocukluklarına iniliyor. O kişilerin çocukluklarındaki o sorun halledilmeye çalışılıyor. Büyüyünce bunlar sorunlu birey olarak karşımıza çıkmıyor. Ülkemizde de alanın uzmanları tarafından yapılacak araştırmalar sonucunda düzenlemelerle ancak düzelir” açıklamasını yaptı.

- ÇOCUKLARI SEVEMİYORUZ

Bakır, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bu artık herkes üzerinde paranoya olmuş durumdadır. Ben bir hukukçu avukatım, bir çocuğu severken tereddüt ediyorum. Çok sempatik, tatlı görünüyor, yanağını sıkasım geliyor. Ama bunu yapmaya ben bile çekiniyorum. Biz maalesef bu duruma geldik. Asansöre binerken bir çocuk, kadın biniyorsa en iyisi ben yürüyeyim diye. Bizim özellikle bu durumu halletmemiz gerekiyor. Çocuğa olan sevgiyi de bitiriyoruz. İnsanlar korkudan bir çocuğu sevemiyorlar. İçinden ağlayan bir çocuğu susturmak geliyor ama bırak ağlasın diyorsun. Çünkü niye, korkuyorsun; acaba sonra bir şey çıkar mı diye. Sorun bu, bizim bunu çözmemiz gerekiyor. Eskiden bir çocuğu nasıl güldürebilirim diye çaba sarf ederken ama şimdi çocukla bakışmayım ne olur ne olmaz diyorsun." 

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha