“Nereye gidersen git, bulacağın aydınlık, zihninin aydınlığı kadar olacaktır.” Cemil Meriç Büyük bir sınav sürecinden geçecek olan Türkiye, tüm toplumu ilgilendiren anayasa değişikliği için referandum sürecine girecektir. Tüm güçlü liderlerin parlamenter sisteminden şikâyetçi olduğu için, yeni ve güçlü bir yapıyı oluşturan sisteme doğru emin adımlarla yürüyen Türkiye, hedeflerine bir adım daha yaklaşmaktadır. Geçmiş dönemleri incelediğimizde “1923’ten bugüne Türkiye’de 93 yılda 65 hükümet kurulmuş, ortalama 1,5 yıl bile değil; Amerika Birleşik Devletleri’nde ise 228 senede 45 başkan” değiştiği görülür. Tek başına iktidar olamayan siyasi partiler, haliyle koalisyon sistemine geçiyorlar. Farklı yapılardaki düşüncelerin yatırım ve üretkenlik yapması gerekirken, birbirleriyle uğraşmışlardır. Bu didişmeler sonucundan kurulan hükümetler, daha çabuk dağılmasına ve güvensizlik ortamının yaşanmasına neden olmuştur. Yeni sistemde koalisyon sorununu ortada kaldırdığı gibi, daha güçlü ve sorunsuz bir model olacak şekilde siyasi hayatına devam edecektir. Yeni anayasa değişikliği muhalif düşünceler tarafında engellemeye çalışsa da inancı tam olan toplum, hükümetin arkasında olduğunu her defasında dile getirmiştir. Özellikle muhalif düşünceler, tarihe damga vurmuş kişileri ve yönetimleri karşılaştırarak istismar etmesi de siyasi ahlaka yakışmayan anlayıştır. Eğer o dönemlerde yapılan eksiklikler varsa da bunlarda ısrar etmek, kısır siyaset döngüsünün içinde çırpınan zavallıdan başka bir şey değildir. Önemli olan gelişen çağla beraber kendini geliştiren ve yenileyen bir yapıya bürünmektir. Değerlerimize sahip çıkıp, onlarlar beraber daha dinamik ve enerjik sisteme doğru emin adımlarla yürümek olacaktır. 2023 hedeflerine doğru yürüyen Türkiye, mevcut sistemde gerekli dinamizmi gösterememektir. Dünyanın ilk 10 ekonomisinin içersinde olacağını ve ona göre yatırımları yapan Türkiye, mevcut yapı kendisini kısaltılmış ve işlerlik konusunda zayıf olduğu düşüncesi egemendir. Gelişen ve büyüyen Türkiye, gündemi takip eden değil; gündemi belirleyen bir konuma sahip olduğunu hem bulunduğu coğrafyaya hem de dünyaya göstermiştir. Bunun en açık kanıtı “Fırat Kalkan Operasyonu” dur. İçinde bulunduğumuz süreç aynı zamanda terör örgütlerini de rahatsız edecektir. Çünkü Türkiye’nin hiçbir şekilde gelişmesini istememektedir. Sürekli vaziyette basit ve gereksiz meşgaleler içinde olmasını arzu edip, her defasında eksik yönleri gösterip bunlar üzerinde Türkiye’yi sıkıştırmak istemektedirler. Zaten bu anayasa teklifi geldiği andan itibaren karşı çıkan zümreler rengini belli etmiştir. Tüm örgütler bir olup toplumu bezdirmeye ve korkutmaya çalışacakları şimdiden bellidir. Millet olarak bunların üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Önemli olan sıkıntılar çıkartmak değil, var olan sorunları gidermek adına çalışmalar yapmaktır. Eğer bu sistem Türkiye’nin yararına ise herkes kendince sorumludur ve gerekli yerde destek sağlamalıdır. Eksik ve tamamlanmamış yerler varsa da bunları aklıselim şekilde anlatmak olacaktır. Sırf karşı olduğu düşünceden geldiği için sorgusuz-sualsiz karşı çıkmak kimseye bir şey katmayacaktır. Mesele Türkiye’nin meselesidir, milletin meseledir. Hep beraber, el ele büyük ve güçlü Türkiye için çalışmalıyız. Vesselam!!!