Biz Adıyamanlılar olarak yeniliğe açık insanlarız. Memlekete yapılan her yeni yatırıma sahip çıkar ve en iyi şekilde koruruz, kollarız. Açıldığı ilk hafta ailem ile piknik yapmaya gittiğimde işte bu demiştim. Adıyaman’ın vizyon projesini alkışlamıştım. Beşpınar marina tesislerinden söz ediyorum. Zamanın valisi sayın Mahmut Demirtaş’ ın üzerinde durduğu ve hatta Vali Yardımcısı Murat Süzen beyin de gece gündüz, kar kış demeden her ayrıntısını gözlemlediği ve kontrol ettiği. Hatta çizmeleri ayağına geçirip amele gibi çalıştığı bu alan şimdi bilinçsiz bir şekilde yok ediliyor. Bu alanda çektiğim resimleri de bu gün bir şekilde İl Özel İdare genel sekreterine ulaştırdım. Önce tesisi işletenleri eleştirmek istiyorum. Bu tesisi işletmek kapıya güvenlik koyup köroğlu misali 5 lira almak ile olmuyor. Madem 5 lirayı alıyorsun önce orayı temiz tutacaksın. Çay yatağı pislik içerisin de acaba para saymaktan bu pisliği göremiyor musunuz? Kırılan köprü merdivenlerini göremiyor musunuz? Hani şu ne amaçla kullandığınızı bilmediğimiz iki tane prefabrik yapı var ya tam onların oradaki köprü merdivenleri. Barbekülerin önündeki kül dağlarını ve çöpleri günlük alacaksın. Tuvaletler eywallah tertemiz. Sonuçta beş lira verip içeri girdik 1 lira da tuvalet parası koymaz herhâlde. Gelelim ikinci konuya senin o kıyafet giydirip altına motosiklet çektiğin güvenlik görevlilerin ne iş yapar. Vatandaş çimde mangal yapar, semaver yakar çimlerin kökünü kurutur ama görmezsiniz. Bu nasıl iştir. Sayenizde çimlerin hepsi kurudu. Sadece çimler değil ha ağaçların da bir kısmı kurudu. Birazcık bakım ile ağaçlara sahip çıksanız inanın orası cennetten bir köşe olacak. Yaptığınız üçüncü yanlış ise restaurant ve kafeterya müşterisinden de 5 lira giriş parası alıyorsunuz. İki kişi gelip birer çay içsek çayın tanesi bize üç dört liraya mal olacak. Diyeceksiniz ki restaurantta hesap öderken hesaptan düşeriz. Kusura bakmayın ben oraya yemeğe gelmişsem ve hesabı göze almışsam beş liramı düşün diyemem. O sizin hatanız. Siz oraya gelen restaurant ve kafeterya müşterilerine itimat edeceksiniz. Sonuçta gelenler sizin velinimetinizdir. Unutmadan akşamları müthiş bir sivrisinek saldırısı var. İlaçlama yaparsanız bu sorunu da çözmüş olursunuz. Gelelim mülk sahibine; yani il özel idareye. Siz burayı ihaleye çıkardınız ve taliplisine verdiniz. Helalı hoş olsun işletmecisine. Yahu oraya dünyanın parasını gömdünüz. Vizyon projemiz dediniz. Ne oldu. Sonuç sıfır. Hiç mi denetlemek aklınıza gelmedi. Pislik içerinde bir tesis ancak bu şekilde bırakılabilir. Spor tesisleri kısmına neden yol yapmak aklınıza gelmedi. Dökecek asfalt ve çakılınız mı yoktu? Söyleseydiniz belediye ve ya karayolları size destek çıkardı. Keza o tarafta kalan bilmem kaç liraya aldığınız ağaçların en az %60-70 ‘ kurudu. Sulamayı, bakım yapmayı hiç mi düşünmediniz. Bu kocaman tesiste içilebilecek tek içme suyunun yolunu neden bozdunuz. Bu içilecek olan tek suyu müteahhit devletin bir kuruşuna dokunmadan kendi cebinden ve sizin sınırınız dışındaki bu suyu marinaya kazandırdı. Siz ne yaptınız sırf müteahhit annesinin adına hayrat yaptı diye yıkmaya kalktınız. Ta ki araya birileri girene kadar. Bırakın vatandaşım bu çeşmenin suyunu kana kana içsin. İnanın sevabı size de yazılır. her ne kadar yolu tahrip edip bozduysanız da sevap alırsınız. Sözün özü sayın işletmeci lütfen bu tesise sahip çıkın. Burası bizlerin soluk alabileceği tek alan. İşletmecilik sadece para kazanmak değildir inanın bunu çok iyi buluyorum. Rabbim yardımcınız olsun. Bol kazançlar versin. Sevgili İl özel genel sekreterim bu tesis heba olursa sorumlusu sizsiniz. Yol yakınken tesisimize sahip çıkın. Bu alanı pislikten, bakımsızlıktan kurtarın. Unutmadan o içilebilen tek suya da sahip çıkın. Yolunu eski haline getirirseniz çok dua alırsınız beddua yerine.