Köseler, yaptığı açıklamada, yapılacak referandumun Türkiye'nin bölünmez bütünlüğüne tehdit olacağını ifade etti.

Türkiye Cumhuriyetinin dünyanın en güzel coğrafyasında ve tarihin en stratejik noktasında kurulu olduğuna dikkat çeken Köseler, "Doğal güzellikleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri yanında, stratejik önemi,  değerini birkaç kat daha arttırmaktadır.
Binlerce yıldır bu topraklarda devlet kuranlar bir ateş çemberi içinde kalmışlardır. Yüz yıl önce gizlice imzalanan Sykes Picot anlaşması bu durumun en kesin kanıtı olduğu gibi, anlaşmayı yapanlar, aradan geçen yüz yıla rağmen amaçlarından asla vazgeçmemişlerdir. Yaklaşık 20 yıl önce açıklanan BOP ( Büyük Ortadoğu Projesi) yüz yıl önceki anlaşmanın halen geçerli olduğunu bir kez daha göstermiştir. En yetkili ağızlar bölgemizde 22 ülkenin haritasının değişeceğini ilan etmiş, geçen zamanda pek çok ülkede iktidarlar devrilmiş, o ülkelere vahşet, kan ve ölüm egemen olmuş, siyasal yapıları parçalanmış ve yeni oluşumlar türemiştir. Birinci Körfez Savaşı ile başlayan Irak’ın işgali ve bölünme süreci; ABD’nin ve İsrail’in Kürt yönetimine verdiği destek ile zaman içinde ivme kazanmış ve bugünkü “halk oylaması” açıklaması noktasına gelinmiştir. Bu süreci iyi göremeyen ve partisinin kurultayında onur konuğu eden mevcut siyasi iradenin Barzani’ye verdiği kredi, Barzani ve yandaşlarının “halk oylaması” kararını almalarında etkili olmuştur"dedi.

"Irak’ın kuzeyinde Barzani milislerinin ülkemiz topraklarını kullanarak Ayn-el Arap’a (Kobani) ulaşması Barzani yönetimini cesaretlendiren ayrı bir gelişme olmuştur. Hava limanlarımıza asılan Barzani yönetiminin sözde bayrakları, Barzani’ye açıkça destek verildiği şeklinde anlaşılmıştır." ifadelerini kullanan Köseler, şöyle devam etti:

"Beş yılı aşkın süredir Suriye’de sürdürülen savaş, emperyalizme hizmet eden ve onlardan destek gören Kürt yönetiminin Akdeniz’e açılma projesinin en önemli adımıdır.Kendilerini emperyalizmin hizmetine bağlamış Kürt yönetimi şimdi bölgeyi kana ve ateşe boğan ABD emperyalistlerinin kışkırtması ile 25 Eylül 2017 tarihinde “Bağımsız Kürdistan” için bir halk oylaması yapacaklarını ilan etmişlerdir. Bu girişime karşı ülkemizden yeterli tepki gelmediği gibi bazı ihanet odakları Diyarbakır ilimizde bu oylamaya destek toplantılarını sürdürmektedir. Bu büyük bir kışkırtma ve bölgeyi daha büyük çapta ateşe vermek için geri dönülmez bir yoldur. Bu ateş, Irak ve Suriye’den sonra İran’ı ve ülkemizi de saracaktır. Bu gidişe ulusça karşı çıkmalı ve tüm yurtsever güçler olarak birlikte hareket etmeliyiz. Mevcut siyasi iradenin, bu halk oylamasına karşı olduğunu açıklaması yetmez; Irak’ın kuzeyine yönelik ekonomik, ticari ve siyasi tedbirleri alma imkânı vardır. Bu kararlılığı ortaya koymalı ve halk oylamasının yapılması halinde de en sert tedbirleri yaşama geçirmelidir.
Önümüzdeki günlerde yurtsever olmanın ölçüsü bu olacaktır. Geçmişte yapılan kavgaların, kendi tarihimizde yaptığımız iyi ve güzel işlerin değeri kalmayabileceği gibi, yakın geçmişte ülkeye yapılan kötülüklerin de unutulabileceği tarihi dönemece geliyoruz. Bu tarihi dönemeçten savrulmadan çıkmamız halinde, ülkemizin bölünmez bütünlüğü, halkımızın birlikte, özgürce yaşama iradesi ve koşulları sağlanabilecektir.
Bu amaçla tüm siyasal partileri, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, meslek örgütlerini, kısaca kendine “yurtsever” diyen herkesi “Irak’ın Kuzeyinde kukla bir Kürt devleti kurulmasına yol açacak halk oylamasına HAYIR” diyen bu metin çerçevesinde ortak basın açıklamasına davet ediyoruz. Bu ülke,  kurucularımız, şehitlerimiz bizi göreve çağırıyor"

Kaynak : PHA
Kaynak: pha