Işıklara doğru, kaldırımda yürüyorum.

Hemen önümde, genç bir bayan yürüyor.

Bir elinde şemsiye ve bir poşet var.

Diğer eliyle cep telefonuna bakıyor.

Karşıdan gelen araçların ışıkları, insanın önünü görmesini engelliyor.

Bayanın da önünü görmesini engellemişti sanırım.

Yol biraz karanlıktı.

Bayan yoldan çıkarak, bir an da kendini kaldırımın kenarında ki çamur deryasında buluverdi.

Artık telefonuna bakmaktan mı, yoksa araçların ışığından mı etkilendi bilemiyorum.

Ancak bayanın çamura battığı kesindi.

Bayan çok korktu, etrafına baktı, sonra kendi kendine söylene söylene yoluna devam etti.

Herhalde bir daha yolda cep telefonuna bakmaz.

Bu bir "saat 12-13 arası!" yazısı değildir.

***

Ormanda en çok aslan göze batar.

Çünkü asaletinden, azametinden, heybetinden, vakurluğundan...

Geri kalanlar, karakterleri ve eylemleriyle anılırlar ve tanınırlar.

***

Bir işte yapılan en kolay şey (her şey) akıl vermektir.

Çeşitli önerilerde bulunmaktır.

Ancak iş yapmaya gelince, hep bir, beş, belki de onlarca adım geriden takip edilir, görünmemek ve çalışıp bir şeyler yapmamak adına...

***

Bir şeyler yaparsınız, yapmaya çalışırsınız; illa ki önünüzü kesmeye çalışanlar olur, olmaya çalışılır.

Hâlbuki çıkılan yol da ne kadar iyi niyetle, gönüllülük esasına dayalı olarak masumane tavırlar sergilense de, herkesi aynı derecede memnun etmek mümkün olmadığından, zaman zaman kopmalar olur, istenmeyen tavırlar sergilenir.

Yapılan iş herkese aynı derecede birleştirici ve bütünleştirici, olsa da, görünse de, başın ayrı, ayakların ayrı taraflara yönlendiğini rahatlıkla görebilirsiniz maalesef.

Önemli değil, olmaması da gerekir.

Aslolan yapılanın doğru olmasıdır.

Gerisi fasa fisodur.

***

Sonsuzluk deryasında sonsuz olan çokk şey vardır.

Yeter ki beyinleri olanlar biraz düşünsünler.

***

Dünyanın işine akıl sır erilmiyor mu?

Yoksa dünyada yaşayanların işine mi akıl sır erilmiyor!

İnsanlar yıllarca okutuluyor, eğitiliyor, insanların hayatını kurtarmak için yetiştiriliyor.

Diğer taraftan bir çocuğa sahip olmak için çalışılıyor, bin emek ve zahmetle büyütülüyor.

Sonra bir hiç uğruna, cehaletten, bilgisizlikten, kültürsüzlükten, ahmaklıktan, akılsızlıktan, dünyadan koparılıyor, yaşama hakkı elinden alınarak öldürülüyor.

Ya bu dünya herkese yeter inanın, yeter ki insanca yaşamanın hakkını verin, yeter ki gereklerini yerine getirin.

Nedir anlaşamadığınız, nedir bu gözükararmışlık!

Bu kadar mı vahşileştiniz, ne ara bu kadar vicdansız oldunuz!

Uyanın, yeter artık!


 

Kerim BAYDAK

[email protected]