09.05.2019 PERŞEMBE saat, sahurdan sonra 04.00; Bir eve misafirim. Sabah namazını cemaatle kıldık. Tespih ve duadan sonra karşımda oturan, 14 yaşındaki evin en küçük çocuğuna:

Biliyor musun gençlik ne demek? Farsça hazine demektir. Bu hayat ırmağında dün geçti. Orucunu tuttun, namazını kıldın, seni yaratanı unutmadın, hatırladın. Yolcu olduğunu sonsuz bir hayatın seni beklediğini unutmadın. Kesin ve uzun bir hedefe odaklanarak düşündün, hissettin, davrandın. Arkadaşına selam verdin, anne babana hürmet ettin, aç kediyi fark edip bir şeyler verdin. Yerin ve göğün derinlikleri üzerinde kafa yorup anlamaya çalıştın. Nerden gelip nereye gideceğini anlamaya çalıştın. Seni yaradan Rabbini ve Yolcu olduğunu unutmadın. Bu dünya vadisinden geçerken, etrafındaki hazineleri fark ettin ve hiç birini geride bırakmadan heybeye(çantaya) attın. Önündeki fırsatları sonsuzluk sermayesine dönüştürmeyi başardın, imanın ve farkındalığın vesilesiyle. Bu gençlik hazinesi tez geçer. Geçmeden faydalanılmalıdır gülüm.

Ya da bunların hiçbirini yapmadın. NERDEN GELİP NEREYE GİTTİĞİNİ FARK ETMEDİN, yerlerde ve göklerde sen seyredesin diye sergilenen manzaraları hiç fark etmedin. Anneni babanı, öğretmenini üzdün. Nefsanî arzularının peşine düştün, yarın derdin hiç olmadı. Hep böyle genç ve yakışıklı olamama ihtimali hiç aklına gelmedi. Önündeki fırsatlar yağmurunu hiç önemsemedin. Hazlarının ve kötü arkadaşın esiri olarak tükettin gençlik hazinesini.

Genç adam herkesin gözüne girmek en hoşlandığın şeydir, biliyorum. Bir de bizi yaradan Rabbimizin gözüne girme derdimiz olmalı bence. Yolu, yolun sonunu unutmamalı bence. Zaman sermayesinin ne kadar önemli olduğu fark edilmeli bence.

İnsanını son nefesinde istediği şey: içindeki fırsatlar, sonsuzluk sermayesine dönüştürülmek istenen, azıcık bir zamandır. Hayat ırmağı hiç durmadan akıyor, güzelliklerle doldurmalı sanki. Çünkü hepsi büyük bir günde karşımıza çıkacak. Peygamberler, sahabeler, Ebubekir, Ömer, Osman, Ali, Hasan, Hüseyin, Fatıma, Zeynep, Aişe, Mevlana, Yunus, Fatih, Hacı Bektaş ve ihtişamlı ecdadımız hep büyük günü unutmadan ve hazırlanarak yaşadı.

Şimdi sıra bizdedir. Ya o büyük günü unutarak, nefsimizin girdabında boğulacağız ve ebedi bir pişmanlık ve azap yaşayacağız.

Ya da unutmayanlar gibi sonsuzluk yolunda, dost doğru ilerleyip yanı başımızdaki fırsatları değerlendireceğiz. Sonsuz nimetlere ve Evrenin Sahibiyle buluşacağız. O bize değer verecek, bizimle konuşacak, yüzümüze bakacak.

Gencin kılavuzu gençtir. Bir arkadaşın, tek bir arkadaşın, senden etkilenip güzel, erdemli, edepli, çalışkan, efendi, hürmetkâr, faydalı, sonsuzluğu ve sahibini unutmayan biri olursa, o biri senin için en büyük hazine olur.

Allah korusun tek bir arkadaşın senden dolayı amaçsız, saygısız, tembel, uyuşuk, vurdumduymaz, hürmetsiz, başarısız, mutsuz, cehenneme odun, cennetten mahrum olursa sen bitersin. Varsa bir iyiliğin o da gider Allah korusun. Yiğidim, kuzum, gülüm… 09.05.2019 

MEHMET DAĞ