Uzun zamandan beri her ramazanda bir yazımı bektaşi fıkralarına ayırırım.

Tarihi tam hatırlamıyorum ama ilk bektaşi fıkraları yazdığımda kendini dindar, müslüman zanneden hoşgörüsüz, hadsiz bir kısım güruhun sistemli saldırısı ile karşılaştım. Ne kafirliğim kaldı, ne vatan millet düşmanlığım. Ben de cahil, yobaz azınlığa papuç bırakmamak için her ramazan böyle fıkralar yazarak olayı gelenekselleştirdim.

Aslında Anadolu insanının goşgörüsünün bir parçası olan bu bektaşi fıkralarından şimdi size bir demet sunacağım. Yüzünüzde gülücükler açsın…..

DAYANAMAZSAM

Uzun ve sıcak günlerde tutulan bir yaz ramazanında, Bektaşi’nin birine sormuşlar:

-oruca nasıl niyet etmeli?

Baba erenler gülerek cevaplamış:

-ben sahurda ‘ dayanırsam tutarım, dayanamazsam yutarım’ diye niyet edip ağzımı çalkalıyorum….

RAMAZAN GELİNCE ÖYLE YAPARIZ

Bektaşi, meyhanenin cadde üzerindeki penceresinin önünde oturmuş içiyormuş. Birisi uyarmış:

-baba efendi, gelen geçenler seni görüyor, şöyle içerde kimsenin göremiyeceği bir yere otursan daha iyi olmaz mı? Demiş. Baba erenler cevap vermiş:

-evlat, o senin dediğin ramazanda olur….

BABAYA DA CAN GELDİ

Bektaşinin biri sıcak bir ramazan gününde, sağına soluna bakmış, kimsenin olmadığını görünce,ağzını çeşmenin musluğuna dayamış, kana kana su içmiş. O sırada bektaşinin su içtiğini gören biri: ne yaptın baba erenler oruç gitti ,demiş. Bektaşinin cevabı hazırmış: oruç gitti ama babaya da can geldi…..oruç giderse bir daha gelir, ama baba giderse bir daha gelmez…..

İSLAMIN ŞARTI KAÇTIR?

Bektaşi’nin birine ; İslamın şartı kaç? Diye sormuşlar.

Cevap vermiş bir….

Nasıl olur, İslamın şartı beş değil mi? Demişler.

Bektaşi sözünü şöyle açılamış; efendim, hac,zekat zenginlerin borcu. Namaz oruç sofuların işi. Fakirin hissesine de yalnız bir kelime-i şahadet kalıyor.

PARAYI ÖDEYEN KİM

Bir din adamı, mahalledeki ibadethanenin kapısına kocaman bir levha asmıştı. Ben hepiniz için bütün gün dua ediyorum. Din görevliniz.

Birkaç gün sonra levhaya yeni bir cümle eklendi; ben de hepinizin sağlığını koruyorum. Doktorunuz.

Sonunda bir bektaşi, bütün bunlara şu cünleyi ilave etti: iyi ve hoş, ama ne böbürleniyorsunuz? Hepinizin parasını da ben ödüyorum! VATANDAŞINIZ…….

AKILLARI ŞAŞIRTAN

İçkinin resmen yasak olduğu devirlerde, zaptiyenin birisi bektaşiyi cüppesinin altında sakladığı içki şişesiyle birlikte yakalar ve sorguya çeker.önce şişeyi göstererk sorar:

-nedir bu

Bektaşi

-muhayyiru’l-kulub (kalpleri-akılları şaşırtan) cevabını verir.

Zaptiye bektaşinin sırtındaki cübbeyi göstererk sorar

-peki bu nedir?

-settar-ül uyub (ayıpları örten) der.

Zaptiye bu kere de parmağını gökyüzüne kaldırır , Allah’tan utanmuyormusun ?anlamında tekrar sorar.

-ya bu? Babaerenlerin ona da cevabı hazırdır

-Gaffarü’z-zünub ( günahları affeden)……..

Ramazan ayının su son haftasına girdiğimiz günlerde anadolu müslümanının hoş görüsüne sığınarak sizlerle bu güzel fıkraları paylaştım umarım biraz olsun gülümsemişsinizdir.

ASIM ÖCAL

26.5 2019