Bu yazıyı tüm tepkileri göze alarak yazdım.

Şimdi pek hatırlayan olmaz ama yıllar önce Adıyaman’da 20-25 kişi bir araya gelip KATILIM isminde bir gazete çıkarmıştık. Besni’den ben ve Zülfigar Emre’nin dışında kimse yoktu. Rahmetli Kadir Danış, değerli dostum Hamit Toprak, Ali Murat Bilgiç aklımda kalan diğer isimler. Zaman içinde gazetenin değişen çizgisi ile uyuşmadığım için ayrılmıştım.

Gazetecilik maceram, Besni Yaşam, Besni Güncel, Gölbaşı Türkay, Adıyaman İlk haber gibi yerlerde devam etti. Kısacası Adıyaman genelinde çoğu gazeteciyi ya da gazeteciyim diye geçinenleri tanırım.

Bir kısmı seçimden seçime gazete çıkarır, ne vurursam o kar diye düşünür. Adıyaman’da sağlam birkaç kişiyi çıkar genelde gazeteci değil tırşıkçılar çoğunluktadır. Bunların çoğunluğu yalama, yağlama ile meşgul iken bir bölümü de tetikçilik, şantaj ile uğraşır. İktidara yakınlık çok pirim yapar.

Gazetecilik yerelde böyle de ulusal düzeyde çok mu farklı! Hayır, aynı şey ulusal basında da görülür. Her akşam tv de gördüğünüz koca koca adamlar utanmadan, sıkılmadan gözünüzün içine bakarak, aldıkları maaşı (yemi) hak etmek için peş peşe yalanları sıralar, inanmadıkları şeyleri savunurlar.

Yüzlerce gazeteciyim diyen kişilerin arasında koca ülkede en fazla 20-25 kişi bu sıfatı hak etmektedir. Zaten bunlar da her dönem bedel ödemiş, bedel ödemeye hazır insanlardır.

Gelelim başlıktaki sorunun cevabına; gazeteci kimdir? Bunun cevabını 26 Haziran 2021 tarihli Cumhuriyet gazetesinde usta yazar IŞIK KANSU çok güzel vermiş. Zaten bu tarifin üstüne başka tarif yapılamaz. Bu nedenle gazeteci kimdir sorusunu IŞIK KANSU’NUN kaleminden aktaralım…..

‘ gazeteci, bir bilen değildir. Gazeteci, öğrenendir. Algılayıp aktarandır.

Gazeteci, kuşkulanandır. Kuşkulanıp araştıran, edindiği bilgileri bütünleştirip aktarandır. Gazeteci, sezendir. Sezip irdeleyen, yorumlayıp aktarandır.

Gazeteci, neden bir bilen olmamalıdır? Konuşmaktan görüş bildirmekten, konuşturmaya ve görüş almaya zaman ayıramayan gazeteci, işini yapmamış olur.

Gazeteci neden öğrenendir? Konusunda bilgilenmiş, sorusunu öğrenip de soran, eskilerin deyimiyle ‘fikri takip’ yapan, algıladığını olduğu gibi aktaran bir mesleğin üyesidir de ondan.

Gazeteci neden kuşkulanandır? Kuşkulanmazsa soru soramaz. Araştırmazsa, olsa olsa zabit kâtibi olur, papağan olur. Aklını kullanır; dürtülmez, dürter. Dürtülürse, kullanılmış olur. Dürterse, işin ehli olur.

Gazeteci neden sezendir? Sezme işi, deneyimdir. Deneyimli aşçını burnu çürük yumurtayı nasıl algılarsa, gazeteci de haber ile yalanı birbirinden ayırır. Haber koklamak ise başlı başına bir deneyim ve ustalık işidir. Deneyim, ustalık ve yetenek bir araya geldi mi, gazeteci, gazeteci yorumuna ulaşır ki bu da meslekte varılan bir üst aşamadır.

Gazetecilik, sanıldığı gibi kolay bir zanaat değildir. Bağımsızlık, dürüstlük, doğruluk, temizlik ister.

Gözünü, kulağını, duygularını, yüreğini ve de bilincini işine adamayanlar gazeteciden sayılmaz.

Özellikle son dönemde adının yanına gazeteci sıfatını ekleyip rol kesen, yol kesen,ahkam kesen komisyoncular, elverişli kullanışlılar, paragöz cukkacılar, çıkarcılar, yalan üreticileri, mafya beslemeleri, kirli ilişki tüccarları ile aklamacılara gelirsek…….onlar hiçlik derecesindedirler’

İşte usta yazar IŞIK KANSU gazetecinin tarifini böyle yapmış, ne az söylemiş ne çok yazmış her şeyi olduğu gibi izah etmiş. Şimdi bu sözlerin üstüne söz söyleyen varsa beri gelsin.

ASIM ÖCAL

4.7.2021