Haksız güç zalim, güçsüz hak çaresizdir. - Blaise Pascal

Her gün kirli çarşaflarına bir yenisi eklenen örgüt, en çok da kurumları işgal etmiş ve çöreklenmiş durumdadır. Kendi adamlarını haksız bir şekilde yerleştirdiği için binlerce masum insanın hayatına engel olmuştur. Üniversiteyi yıllardır bitirmesine rağmen hiçbir şekilde devlet kurumlarına giremediği için bu insanlar birçok sorunla karşılaşmıştır. Bunların girmemesi başarısız olduğu için değil, kendi adamlarına istedikleri şartları oluşturup; masum insanların girmesine mani olduğu içindir. Bu konuda adeta nokta atışı yapılmıştır. Belli bir yaşa gelinen eğitimli insanlar, onca emeğe rağmen cemaatin adamı olmadığı için sorular verilmemiş ve istenilen puanlar alınamamıştır. Tüm hayallerini buna göre şekillendirenler, hayatın her alanında mağdur olmuş, sıkıntılar çekmiştir. Bunlar içerisinde evlenme çağına gelenlerin evliliklerini ertelenmeleri, buna rağmen evlenenlerin de işleri olmadığı için maddi imkânsızlıklardan dolayı boşandığı görülmüştür. Ömrünün çoğunu eğitime adayanların bir yere giremedikleri için başka bir meşguliyet alanı bulmaya çalışılmıştır. Üniversite eğitiminden sonra yeni bir işe başlamak ne kadar akla yatkınsa, başarılı olması da o kadar tezattır. Çünkü “Ağaç yaş iken eğilir” sözü bu konuda bizim için çok manidardır. Eğitmen veya devlet memuru olması lazımken; inşaatçı, tezgâhçı, boyacı vb. gibi işlerde çalışılmıştır. Bu meslekleri küçümsediğimden değildir. Sadece emeğe saygı lazımdır. Burada çalışan insan ne kadar başarılı olabilir. Bunca haksızlığa rağmen liyakat esasına göre hareket edilmiş olsaydı, belki insanlar bu kadar üzülmezdi. Hiç alakası olmayanların, çok kısa bir sürede yükselmesi akla ve mantığa sığacak hiçbir tarafı yoktur. Çok yetenekli insanların bunların yüzünden giremedikleri gibi evrakta sahtecilik yaparak bin türlü engelle karşılaştırarak elemelerine sebep olmuştur. Boş kalan kontenjanlarına çok rahat bir şekilde müdahalesi kolay olmuş ve sorunsuz bir şekilde istediklerini yapmışlardır. Öyle bir konuma gelmişler ki çarşaf liste halinde elemanlar alıyorlardı. Bu yolla hem insanların hakkını gasp etmeleri ayrı bir tarafa ve yerleştirdiklerinin de peşini bırakmayarak ömrünün sonuna kadar kendilerine bağlı olması ve her ay maaşın bir kısmını da başka başlıklar altında toplanmaları, belgelerle ispat edilmiştir, sömürülmüştür. İnsanların hayatlarını kararttığı gibi maddi olarak da sürekli şekilde büyüyorlardı. Sınır tanımayan bu örgüt, aynı zamanda atamadığı binlerce insanın vergisiyle zevki safa içinde yaşayarak, bu milletin silahlarını bu insanlara insafsızca yönlendirmişlerdir. Hainliğin ve alçaklığın daniskası yaşandığı bu olsa gerek. Türkiye’nin karanlık sayfaların her alanında yer alan bu örgüt, Türkiye’yi olabildiğince geriletmek ve başına öyle felaketler getirerek sürekli şekilde kaos ortamı yaratmaktı. Bu ihanet şebekesi neyi yapamamışsa, yapmadığı için değil yapamadığı içindir. Bunların hedefinde tüm kurumları işgal edip istediğini istediği şekilde yönlendirmek. Bunu yaparken de üst aklın söylemleriyle hareket etmekti. Bugün Suriye ve Irak nasıl bir yönetim anlayışı ve huzur ortamı varsa aynı şekilde Türkiye’de de öyle bir yaşayış egemen kılmaktı. Tüm hesapların üzerinde bir hesap olduğunu unutmuşlardı. Bu ihanet şebekesi yaptığı eylemle de iç yüzünü göstermiştir. Aziz millet de bunlara gereken cevabı vermiş, bir daha böyle bir eyleme ne ihanetçiler ne de bu emelleri taşıyanlar böyle bir harekete geçmesinler. Bu milletin yaptığı davranış belki bu vesile ile diğer mazlum devletlere de örnek olur. Yüce Mevla’m bizi ve tüm İslam âlemini korusun; tüm dünyada barışın ve huzurun egemen olması dileğiyle.

Vesselam…!!!