Farklı Şeyler

Çocukluğumuzda ve gençliğimiz dönemlerinde, Adana’da bir pazarı dedikleri ikinci el eşyaların satıldığı yerler vardı.

Eminim birçok ilde de bu türden pazarlar vardır.

Çoğu insan bu yerlerden, ayakkabı, elbise benzeri eşyalar alınırdı.

Nerden gelmiş, nasıl gelmiş, kimler giymiş, yaşayanların mı, ölmüşlerin mi, pek sorulmazdı, dikkat de edilmezdi.

Az mı giyilmiş, çok mu giyilmiş, kimsesizlerden kalanlar mı, yoksa zenginlerin beğenmedikleri mi, bakılmazdı.

Yeter ki sıcak tutsun ve temiz olsundu, o kadar.

Şimdikiler hiçbir şeyi beğenmiyorlar, eski almak giymek, bir yana, “şu marka olmazsa almam, giymem!” havalarına giriyorlar.

Paralarının olup olmadığına bakmıyorlar, “nasıl olsa bir şekilde tedarik ederiz” diyorlar.

Şimdi ki gençliği anlamak gerçekten çok zor!

Biz mi çok şansızdık, erken mi doğduk, yoksa şimdi ki gençler mi çok şanslı ya da şükürsüzler mi?

***

Hikmette sek olmaz, bu gizli bir sır.

Sırrı veren bilir, "O"na münhasır.

*

Hakka ram olmaktır, büyük hakikat.

Marifet bin belki, o yedi bin kat.

***

Yazı yazanlar için konu bulmak ve konuyu usulünce ele alarak yazmak, sıkıntılı bir süreç ve zor bir iştir.

Büyük şehirlerde yaşayanlar mı, yoksa küçük yerlerde yaşayanlar mı daha çok yazım konusu bulurlar!

Aslında yoktur birbirlerinden farkları.

Bazen büyük şehirlerde yaşayanlar, yazacak bir konu bulamazlar, bazen küçük yerlerde yaşayanlar, çok konu bulurlar.

Biraz da yazan kişinin, bakış açısına, etrafındaki olup bitenleri nasıl gözlemlediğine bağlıdır.

Sadece yazım konuları biraz farklı olabilir.

***

Barış ve kardeşlik için, siz şeytanlara, zeytin dalını uzattık,

Yok derseniz, o zaman ocağınıza, incir ağacı dikeceğiz.

Kerim BAYDAK

[email protected]