1995 yılında kurulan şirketin, 2002 yılından itibaren araştırma ve geliştirme faaliyetlerine başlayarak kendi çeşitlerini geliştirmeye odaklandığını belirten firmanın Arge ve Üretim Müdürü Murat Olgun, “Öncelikle dışa bağımlı kalmadan biz de kendi yerel materyallerimizi toplamaya başladık ve kendi materyallerimizi melezleme faaliyetlerinde kullandık. Dolayısıyla çeşitlerimiz bu bölgede yüzlerce yıldır yetişen yerel çeşitlerin kanlarını taşımaktadır.” dedi.

"Firma bugün Buğday, Arpa, Pamuk, Tritikale, Mercimek, Nohut ve Yem bitkileri türlerinde çeşit geliştirme faaliyetlerine devam etmektedir. Halen firmanın Cendere ve İkbal isimli ekmeklik buğday, Perre isimli makarnalık buğday, Akziyaret ve Mert isimli arpa, Melihbey isimli tritikale, Aras isimli nohut ve Şahan isimli mercimek ve Olg 95 isimli Pamuk çeşitlerinin tescil edilerek Milli Çeşit Listesine alındı" diyen Olgun, şunları kaydetti:

"Çeşitlerimizin isimleri de içinden çıktığımız ve varlığımızı borçlu olduğumuz coğrafyadan ilham alınarak verilmektedir” diye konuştu. Firmanın ayrıca 7 adet çeşidi de üretim izni almış olup, tescil denemeleri devam etmektedir.
Katran nohut çeşidimiz de böyle bir çalışma sonrasında melezlenerek ortaya çıktı.
Siyah Nohut yetiştirilmesi daha kolaydır. Çünkü ülkemizde görülen, antraknoz gibi, hastalıkların çoğuna dayanıklıdır. Besin değeri ve lezzeti daha fazladır. Hem protein oranı hem de diğer besin maddeleri bakımından ülkemizde ekilen diğer nohutlara göre besleyici değeri çok yüksektir. Yüksek lif oranı nedeniyle zayıflamak isteyenler için idealdir. İyi bir bitkisel enerji kaynağı olduğu gibi, diyabet ve kolesterol hastaları için mükemmel bir baklagildir. Çok iyi bir doğal demir kaynağıdır. Vücudun oksijen ihtiyacını karşılamaya yardımcıdır.Diğer baklagillere göre yüksek oranda antioksidan madde içeriği vardır. Kanser önleyici etkisi vardır. Düzenli tüketildiği zaman cildi güzelleştirici etkisi vardır. İçeriğinde bulunan B6 vitamini ve yüksek orandaki çinkodan dolayı saç dökülmelerine karşı çok etkilidir. Bu verilere bakıldığında Olgunlar Tohumculuk ülkemizde en fazla çeşit geliştiren firmalar arasında en önlerde gelmektedir. Ayrıca birçok firmanın başka ülkelerin ıslahçılarından çeşit alarak ülkemize ithal ettiği bir dönemde, yalnızca kendi araştırma geliştirme faaliyetleri sonucunda ve yalnızca kendi materyalleri ile bu kadar çeşit geliştirmesi de firmanın önemini daha da arttırmaktadır. Olgun bu konuda “Kamu araştırma kuruluşları çok büyük bütçelerle faaliyet yürütmekte ve 1960 lardan beri buğday ve arpada ıslah faaliyetleri yürütmektedir. Bu ıslah faaliyetlerinde başka ülkelerde geliştirilen ancak ülkemizde yalnızca nihai denemeleri yapılarak Milli Çeşit Listesinde olan çeşitler de vardır. Buna rağmen buğday ve arpada en fazla teknoloji geliştiren ilk üç özel sektör kuruluşu arasındayız. Ancak nohut ve mercimekte özel sektör firmaları arasında tartışmasız biçimde lider durumdayız” 
Devlet bize bazı alanlarda destek olmalı ki biz de çok uluslu firmalarla daha rahat rekabet edebilelim" diyen Olgun, “Kamu araştırma enstitüleri ile üniversitelerin altyapılarını kullanmak konusunda ciddi bürokratik engellerle karşılaşıyoruz. Hatta bazı enstitüler bizi kendilerine rakip olarak görüp farklı biçimlerde engellemeye çalışmaktadır. Ama bazı enstitüler ve üniversiteler de her türlü işbirliğine açıklar. Bu konuda devletin genel bir düzenleme yaparak bizlerin birbirimize rakip değil, birbirimizi tamamlayıcı olduğunu ortaya koyan bir yaklaşımla işbirliğini arttırarak tedbirler alması gerekiyor” diye konuştu.
Tohumculukta araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin uzun süreli olduğunu ve firmaların bütçelerini zorlayan bir faaliyet olduğunu dile getiren Olgun, devletin tohumculuk ile ilgili araştırma ve geliştirme faaliyetlerini diğer sektörlerle karıştırmadan bu sektöre özel bir yöntemle desteklemesinin şart olduğunu aksi takdirde uzun vadede sektörün çok uluslu firmalar ile rekabet gücünün düşeceğini dile getirdi.

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha