Üniversite Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Adnan Kurt ve Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Özkaya tarafından Merkezi Derslikler Binası Yunus Emre Konferans Salonunda verilen derse, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Doç. Dr. Kurt, sözlerinin başında kâinat ilminde kimyanın önemini vurgulayarak, evrende, doğada, canlıların temel yapı taşlarında, madencilikte, ağır sanayide, savunma sanayisinde, petrokimya, boya, gıda, ilaç, kozmetik, tekstil, plastik, cam teknolojileri ve daha nice alan ve teknolojilerde kimyanın doğrudan ya da dolaylı kullanımının söz konusu olduğunu ve kimyanın temel bilimlerin önemli bir üyesi olduğunu belirtti.

Varlığın başlangıcından beri kimya uygulamalarının insanlık tarafından bilinmeyerek de olsa kullanıldığını, ancak tarihi süreçte özellikle M.S. 300’lü yıllardan sonra Simya Çağı olarak adlandırılan dönemde; dört temel element olarak kabul edilen hava, toprak, su ve ateş yardımıyla değersiz elementleri altın gibi değerli elementlere dönüştürmek ve hayat iksirini bulmak ümidiyle yapılan çalışmalar sayesinde, Modern (nicel) Kimya döneminin bilimsel alt yapısının atıldığını söyledi.

Doç. Dr. Kurt, kimyanın temelinde madde yer aldığından, maddenin tanımı ve özellikleri, atomun genel yapısı, izotop atomlar ve yaşam döngüsündeki önemi, periyodik sistem ve yeni keşfedilen elementler, petrol rafinasyon ürünleri ve kimya sektöründeki kullanım alanları, doğal, sentetik ve yeni nesil polimer bilgisi, boya kimyası ve spektroskopi gibi konulara değindikten sonra günümüz teknolojisinde kimyanın nanoteknolojik uygulamalarından da bahsederek sözlerini bitirdi.

Dr. Öğr. Üyesi Özkaya ise biyokimyayı, canlı organizmanın kimyasal yapısını ve canlıda meydana gelen kimyasal olayları inceleyen bilim dalı olarak tanımladı. Canlının en küçük yapıtaşı olan hücre içerisinde bulunan kimyasal bileşiklerin genel özelliklerini ve geçen reaksiyonları, canlılığın devamındaki enerji ihtiyacını, hayatın devamı ve yok oluşunu konu edinen biyokimyanın fizik, kimya, fizikokimya, elektrokimya, gıda, çevre, tıp, veterinerlik, eczacılık gibi birçok anabilim dalı ile ortak çalışma alanına sahip olduğunu belirtti.

20. yüzyılda enstrümantal cihazların gelişmesiyle biyokimya alanında çok önemli ilerlemelerin kat edildiğini, hücrenin yapısı ve özellikle DNA üzerinde bir çok keşfin yapıldığını belirten Özkaya, çok sayıda Nobel Ödülü’nün biyokimyacılar tarafından alındığını ifade etti.

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha