Deniz, bir otelde düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, yeni eğitim öğretim yılı ile birlikte eğitimciler olarak öğrencilerle buluşacak olmanın sevincini ve heyecanını birlikte teneffüs ettiklerini söyledi.

2017-2018 eğitim-öğretim yılının veliler için beklenti ve kaygı, eğitim çalışanları içinse, bazı sıkıntı ve belirsizliklerle başladığına dikkat çeken Deniz, "Hiçbir gerekçe, eğitimin asli sorunlarına, eğitim çalışanlarımızın problemlerine ilgisiz kalma nedeni olamaz. Türkiye, her sorunun üstesinden gelecek güçte ve her sorunu çözecek güçte bir ülkedir. Bu mülahazalarla, yeni eğitim öğretim yılının, eğitimin muhteva ve felsefesine ilişkin tıkanıklığın aşıldığı veya o yönde ümit verici çalışmaların sonuç alıcı aşamaya geldiği, eğitim çalışanlarının sorunlarının giderildiği bir yıl olmasını diliyoruz. Eğitim Bir Sen olarak, bugüne kadar ülkemize kaybettirecek hiçbir çabanın içinde olmadık, olmayacağız. Çeyrek yüzyılı aşan onurlu mücadele ve hak arama geçmişimizde olduğu gibi, bugün de milli duygu ve değerlerin sorumluluğuyla hareket etmenin çabası içerisindeyiz. Çalışmalarımız bu yöndedir, bu yönde olacaktır. Çabalarımız, mücadelemiz, eğitimin kalitesini, niteliğini, etkisini artırmak içindir" dedi.

- EĞİTİM SİSTEMİ DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİ

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncelikle yapması gereken en önemli işlerin başında, eğitim sistemini demokratikleştirmek olduğunu belirten Deniz, şöyle devam etti:

"Eğitim çalışanlarının sorunlarını çözüme kavuşturmak ve bu noktadan hareketle tüm eğitim çalışanlarının eğitimdeki nitelikle ilgili değişme ve gelişmelere etkin katılımını ve desteğini sağlamak gelmektedir. Yapmış olduğumuz uyarılara ve camiamızın tepkilerine rağmen, öğretmen ve yönetici atama sürecindeki mülakat sisteminde ısrar edilmiş ve şeffaflık gözetilmemiştir. Buradan bir kez daha tekrar ediyoruz. Mülakat uygulaması eğitimciler arasında ayrışma ve huzursuzluklara neden olmakla beraber kalkınmada ve sosyal devlet anlayışında büyük mesafeler kateden iktidarın karnesine, kırık bir not olarak eklenmektedir. Bu kırık notun geçer olması için bir an önce liyakat sistemi oluşturulmalı ve mülakat kaldırılmalıdır. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlik uygulamasında ısrar edilmesinden kaynaklanan sorunlar, erkek kamu görevlilerine dayatılan kılık-kıyafet zorunluluğu, çerçeve yönetmelikteki bazı antidemokratik yaptırımlar yüzünden, kamu görevlilerinin yaşadıkları mahrumiyetler, öğretmenlerin kariyer basamaklarına ilişkin yaşadıkları belirsizlik, ek ders esaslarındaki adaletsizlikler, öğretmen açığı, eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme süreçlerinde yaşadıkları problemler, eğitim öğretim hizmetleri sınıfı dışındaki eğitim çalışanlarının özlük ve mali hakları ilgili sorunlar gibi, çözüme kavuşturulması gereken hususların bu eğitim-öğretim yılı içerisinde aşılmasını ümit ediyor ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bu önemli başlıklar için çağrıda bulunuyoruz. Eğitim kurumlarında kadrolu ve sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayırım; kurum içi çalışma barışını bozmuş, öğretmenlerin verimliliğini düşürmüş ve öğretmenler arasında bir nevi kast sistemi oluşturmuştur. Sözleşmeli olarak istihdam edilenler, kadrolu olanların sahip olduğu özlük haklarına sahip olmadıklarından hak kayıpları ve mağduriyetler pek çok davaya neden olmaktadır. Bu nedenle Bakanlığa olan güven azalmakta ve sözleşmeli öğretmenlerin statüleri nedeniyle öğrencilere karşı otoriteleri sarsılarak eğitim-öğretim ortamı bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
Öğretmenlerimize karşı şiddet, bugün okullarımızda yaygın bir sorun haline gelmiştir. Maalesef öğretmenlerimiz saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim-öğretim kurumlarında yeterli güvenlik tedbirleri alınmamakta, sorumluluk öğretmenlere ve yöneticilere bırakılmaktadır. Bakanlık, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalı ve Hukuk Müşavirliği kanalıyla yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin yanında olduğunu göstermeli; nereye varacağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için acilen gereğini yapmalıdır"

- YERELDE SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİ

Yerelde sorunların çözülmediğini dile getiren Deniz, "Az önce belirtmiş olduğumuz acil çözüm bekleyen genel sorunların yanı sıra sendika olarak yerelde çözümünü talep ettiğimiz sorunların büyük çoğunluğu ne yazık ki çözülmediği gibi yeni sorunlarla öğretmen, idareci, öğrenci ve velilerimiz karşı karşıya bırakılmıştır. Mülakatla gerçekleştirilen yönetici atama sürecinde, toplu atama listelerinin yönetici adaylarıyla paylaşılmaması gibi bazı uygulamalar, yerelde huzursuzluğun ve dedikoduların önünü açmıştır. Ayrıca okulların eğitim öğretime başlamasına sayılı günler kala, binalarımızda halen inşaat ve tadilat işlemlerinin bitirilememiş olması, bir planlama ve organizasyon yetersizliğinin yaşandığını bariz bir şekilde göstermektedir. Hükumetin 2019 yılında tamamen normal eğitime geçerek, ikili eğitimi sonlandırma kararı almasını ve ilimizi temsil eden siyaset ve bürokrasinin bu konudaki çabalarını takdire şayan bulmakla beraber, az önce belirttiğimiz yönetim, planlama ve organizasyon eksiklikleri nedeniyle halen bitirilememiş inşaat ve tadilatlar, yeni eğitim öğretim yılında ciddi sorunlara yol açacaktır. Bu durum il merkezinde aynı binada eğitim veren iki okulun bulunmasına, kalabalık sınıfların oluşmasına sebebiyet verecektir. Konu ile ilgili olarak ilimizde mevcut okulların bahçesine ikinci bir okul binasının kondurulması, okulların birbirinden bir ihata duvarı ile ayrılması şeklinde derslik arttırma fikri ve bu fikrin ne yazık ki uygulanıyor olması da öğrencilerin oyun ve dinlenme alanlarının işgali anlamına gelmektedir. Ayrıca ikili eğitimin sonlandırılmasına ilişkin olarak yeni açılan okullara öğrenci kayıtlarının alınmasına rağmen, henüz öğretmen, memur, hizmetli ve teknisyen gibi personel atamasının henüz yapılmamış olması, hemen hemen bütün okullarımızda yardımcı hizmetler sınıfı personelinin yetersiz oluşu, okulları ve velileri tedirgin edici bir hal almıştır. Bu durum eğitim öğretim hizmetlerinin yanı sıra, temizlik ve güvenlik sorunlarının habercisi olmaktadır. Bakanlığın eğitim alanındaki en önemli icraatlarından olan ücretsiz ders kitapların dağıtımında da sorun yaşanmaktadır. Bugün itibariyle okullarımıza ulaşan ders kitabı bulunmamakla beraber,  yeni açılan okulların ders kitapları ile ilgili alınan önlemlerin, ders kitabı ihtiyacının giderilmesinde yeterli olmayacağı görülmektedir" ifadelerini kullandı.

- SAMSAT'TA ELVERİŞSİZ ORTAMDA EĞİTİM BAŞLIYOR

Samsat ilçesindeki eğitim sıkıntısına da değinen Deniz, şunları kaydetti:

"2017 Mart ayı başında depremi yaşayan Samsat ilçemizde, okul binalarımızla beraber birçok bina hasar görmüş, kullanılamaz hale gelmiştir. Samsat ilçemizde depremzede öğretmen ve öğrencilerimiz, 2016 – 2017 eğitim öğretim yılını eğitim öğretime elverişli olmayan çadır sınıflarda tamamlamak zorunda kalmıştır. Maalesef aradan yedi aylık bir süre geçmesine rağmen depremzede hemşerilerimizin yaraları tam olarak sarılamadığı gibi, okulların birçoğunda 2017 – 2018 eğitim öğretim yılının da yine elverişsiz konteyner sınıflarda geçirilecek olması, eğitim öğretim hizmetlerinde bir başka plansızlığın tezahürü olarak anılacaktır. Bu durumlardan da anlaşılıyor ki, yeni eğitim öğretim yılında Samsat’ta; veli, öğrenci ve öğretmenleri oldukça meşakkatli günler beklemektedir"

- OKUL İSİM DEĞİŞİKLİĞİ SORULMADAN YAPILIYOR

Okul isim değişikliğinin sorulmamasını eleştiren Deniz, konuşmasını şöyle tamamladı:

"İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün son birkaç ayda yapmış olduğu uygulamalardan biri de; yeni açılan okullara kurum kültürünü ve toplumsal hafızayı dikkate almadan isim vermesi ve  okul isimlerinin değiştirilmesi olmuştur. Bu değişiklikler gerçekleştirilirken okul müdürlerinin, okul aile birliklerinin, sivil toplum kuruluşlarının, kanaat önderlerinin görüşlerine başvurulmadan değişikliğe gidilmesi, eğitim öğretim camiası ile beraber Adıyaman halkını da şaşırtan bir hal almıştır. Adeta kentin hafızası ile oynanmıştır. Eğitim camiası da dahil olmak üzere Adıyaman’da bir adres karmaşası oluşmuştur. Yapılan değişiklikler neticesinde Adıyaman markası taşıyan okullar ortadan kaldırılmakta, kent kimliksizleştirilmektedir. Bir alan araştırması yapılmadan okul ve kurumlara Adıyaman’ımızın kimlik, kültür, tarih ve değerleri ile bağı bulunan isimler verilmemektedir.  Şimdi soruyoruz; ilimizin markası olmaya aday “Adıyaman İmam Hatip Ortaokulu’nun adının iki yıl içinde ikinci defa değiştirilmesine sebep olan ihtiyaç nedir? Milli Mücadelenin önemli isimlerinden Fevzi Çakmak’ın adını taşıyan “Fevzi Çakmak İlkokulu’nun adı hangi gerekçe ile değiştirilmiştir. Hatırlanacağı üzere, aynı sorunlu bakış; ilimizin en köklü okullarından olan “Adıyaman Lisesi”nin adını “Yunus Emre” olarak değiştirmiş, ancak bu kent için sorumluluk alan STK’ların, kanaat önderlerinin ve halkın tepkisi üzerine Adıyaman markası korunmuştur. Tekrarlanmış olan bu yanlıştan bir önce dönülmesi gerektiğini ifade ediyor, Adıyaman markasını taşıyan, tanıtan okullar istiyoruz. Bütün bu sorunların çözümü için ciddi bir planlama yapılmazken yeni eğitim öğretim yılının başında birinci ve beşinci sınıflar için sınıf ve öğretmen belirlemede, sürdürülebilir olmayan, kısa ve uzun vadede okul idaresini ve öğretmeni, veli ile karşı karşıya getirecek olan, okul yönetiminin yönetmeliklere dayanan yetkilerini elinden alan kura sisteminin bir dayatma biçiminde uygulanması hayret vericidir.  Söz konusu uygulama eğitim öğretim yılı içinde sürekli olarak karşılaştığımız nakil vb. durumların değerlendirilmesinde birçok çelişkiyi de içinde taşımaktadır. Adres kayıt sistemindeki sorunlar çözülmediğinden ve ne yazık ki medyaya da konu olan veli protestoları sebebiyle uygulama daha başlarken defolu hale gelmiş, öğretmenlerin itibarı sarsılmış ve eğitim camiası gereksiz bir gündemle meşgul edilmiştir. Personel eksikliği, bütçe yetersizliği, öğretmen eksikliği, ders kitapları, inşaat ve onarımlardan kaynaklı eksikler, ısınma ve temizlik gibi sorunların çözümünde okulları sorunları ile başbaşa bırakan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kura uygulaması ile dayatmanın ötesine geçememiş ve daha eğitim öğretim yılının başında yıl içinde yaşanacak krizlerin işaretlerini vermiştir. Eğitim Bir Sen Adıyaman Şubesi olarak bütün bu sorunlara rağmen fedakar eğitim çalışanlarımızın üzerine düşen her türlü sorumluluğu hiçbir engel ve engellemelere aldırmadan hakkıyla yerine getireceğine tüm kalbimizle inanıyor; bahsettiğimiz sorunların eğitim öğretim yılı boyunca takipçisi olacağımızı ifade ediyor, öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okul yöneticilerimize ve eğitim çalışanlarına başarılı ve mutlu bir eğitim öğretim yılı diliyoruz"

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha