Ali Deniz, yaptığı açıklamada, dünyada koronavirüsün (Kovid-19) hızlı bir şeklide yayılarak salgına dönüşme süreci sonrasında neredeyse bütün ülkeler bu virüsün yayılımını engellemek için yüz yüze eğitime bir süre ara verdiğini anımsatarak, bütün kademelerdeki okulları kapatma yoluna gittiğini hatırlattı.

Kapatılan okulların kısa sürede açılacağı düşünülürken, virüsün dünyanın pek çok ülkesinde hızla yayılması ve kontrol mekanizmalarının istenilen düzeyde çalışmamasından dolayı okulların açılış tarihleri ertelendiğini belirten Deniz, "Mart ayının ortasından itibaren okulların kapanmış olması ve uzaktan-online eğitime devam edilmiş olması, bu sürecin incelenmesinin gerekliliğini arz etmektedir. Özellikle Mart ayı sonrası eğitimin nasıl gerçekleştirildiği, öğretmen ve öğrencilerin uzaktan eğitime katılma düzeylerinin tespit edilmesi konusu oldukça önemlidir. Bu araştırmayla birlikte salgın sürecinde gerçekleştirilen online/uzaktan eğitimin eksikliklerine yönelik öneriler ile öğretmen ve velilerin kaygılarına yönelik alınacak önlemlerin tespitleri tavsiye olarak sunulmuştur."dedi.

"Uzaktan eğitime erişimde zorluklar yaşanmıştır"

Hazırladıkları  "Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak" öğretmen ve veli araştırması raporlarının sonuçlarını özetleyen Deniz, şunları söyledi:

"Koronavirüs sonrası uzaktan eğitim sürecinde televizyona erişim konusunda velilerin yüzde 28'i, cep telefonuna erişim konusunda yüzde 50'si, internete erişim konusunda yüzde 50'si ve bilgisayara erişim konusunda ise velilerin yüzde 48'i sorun yaşamıştır. Uzaktan eğitim sürecinde kullanılan bu platformların yeterli olmadığı, kapasitelerinin geliştirilmesi gerektiği öğretmen ve veliler tarafından sıkça dile getirilmiştir. Söz konusu erişim problemlerinin fırsat eşitliğini ortadan kaldırdığı görülmeli ve tüm öğrenci ve öğretmenlerin fırsat eşitliği imkanlarının geliştirilmesi gerekmektedir.

Bu süreçte velilerin yüzde 70,6’sı okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını ifade ederken, yüzde 13,8’i ise öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacakları ifadesine katılmadıklarını; öğretmenlerin  yüzde 63,8’i okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını belirtirken, yüzde18,9’u ise bu düşünceye katılmadığını ifade etmiştir. Orta Anadolu Bölgesindeki öğretmenler (yüzde 71) diğer bölgelerde çalışanlara göre çok daha yüksek düzeyde okullar açılmadığı ve uzaktan eğitim yapıldığı durumda çocukların eğitimlerinden geri kalacağını düşünmektedir.

"Veli ve öğretmenler okulların açılmasını güvenli bulmuyor"

Araştırmaya katılan velilerin yüzde 14,5’i öğretmenlerin yüzde 14,8’i bu sonbahar döneminde yüz yüze dersler için öğrencileri okula göndermeyi güvenli bulurken velilerin yüzde 70,9’u ve öğretmenlerin yüzde 78,8’i öğrencileri okula göndermeyi güvenli bulmadıklarını belirtmiştir. Bu veriler, öğretmenlerin ve velilerin 21 Eylül’den sonra okulların açılması durumunda çocuklar için okulların yeterince güvenli olmadığını düşündüğünü göstermektedir.

Araştırmaya katılan velilerin yüzde 41,3’ü yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte koronavirüsün yayılmasını engellemeye yönelik gerekli tedbirlerin alınamayacağını düşünürken, öğretmenlerin ise yüzde 42,3’ü okulların yüz yüze eğitime açıldığında koronavirsün yayılmasını engellemeye yönelik gerekli tedbirlerin alınamayacağını düşünmektedir. Ayrıca velilerin yüzde 73’ü vaka sayısının artacağı yönünde huzursuz olduğunu ifade ederken öğretmenlerin yüzde 80,5’i okulların açılması ile birlikte vaka sayısının artacağı yönünde endişeli olduğu; velilerin yüzde74,6’sı okullar açıldığında öğrencilerin ev halkına koronavirüs taşıyacağını ifade etmişlerdir."

"Öğrenme kayıpları tespit edilmeli telafi eğitimi programı uygulanmalıdır"

Araştırma sonuçlarına göre Eğitim Bir-Sen olarak çözüm önerileri sunduklarını vurgulayan Deniz, çözüm önerilerini şu şekilde ifade etti:

"Öğrenme kayıpları tespit edilmeli ve öğrencilerin bilgi ve beceri durumlarına uygun telafi eğitimi programı uygulanmalıdır. Öğrencilerin önemli bir kısmının yapılan canlı derslere katılmadığı dikkate alındığında, öğrenme kayıpları hem okullara göre, hem de aynı okul içinde farklılaşmaktadır. Bazı öğrencilerin hiç katılmadığı, bazı öğrencilerin oldukça az, uzaktan derslere katıldığı dikkate alınarak öncelikli olarak öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyi tespit edilmelidir. Öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyine uygun olarak telafi eğitimi programı hazırlanmalıdır. Ülke genelinde herkesin takip edeceği ortak telafi eğitimi programı yerine öğrenci seviyesini dikkate alan okul bazlı telafi eğitim programları hazırlanmalıdır."

"Öğretmen ve öğrenciler motive edilmelidir"

Öğretmenlerin, öğrencileri ile canlı dersler yapması konusunda motive edilmesi ve desteklenmesi gerektiğini aktaran Deniz, "Uzaktan eğitime bir süre daha devam edileceği dikkate alındığında öğretmenlere yönelik uzaktan eğitimde etkin öğretim yapmaya yönelik destekleyici çalışmalar yapılmalıdır. Buna ilaveten, öğretmenlerin öğrencileri ile canlı dersler yapılması teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Öğrenciler canlı derslere katılım konusunda motive edilmeli ve desteklenmelidir. Öğrencilerin birçoğunun uzaktan eğitimdeki canlı derslere katılmadığı ve uzaktan eğitimin bir süre devam edeceği dikkate alınarak öğrencilerin canlı derslere katılımı konusunda ailelerin çocuklarını motive etmesi ve teşvik etmesi gerekmektedir. Bunun için öğretmenler ve aileler arasında etkin bir iletişim kurulmalı, çocuklarını derslere yönlendirme konusunda desteklenmelidirler."şeklinde ifade etti.

"İhtiyaç sahibi öğrenciler göz ardı edilmemeli"

Deniz, öğrencilerin uzaktan eğitime daha etkin bir şekilde katılımlarını sağlamak için ihtiyaç sahibi öğrencilere tablet ve bilgisayar gibi gerekli dijital araçlar ile internet bağlantısı sağlanmasına işaret ederek, şöyle devam etti:

"Öğrencilerin önemli bir kısmının evinde bilgisayar olmadığı ve bilgisayar ve internet bağlantısı olmayan çocukların derslere katılım oranlarının azlığı dikkate alınarak ihtiyaç sahibi ailelere tablet, bilgisayar ve internet bağlantısı sağlanmalıdır.

"Hijyen malzemeleri ve ek temizlik personeli okullara sağlanmalıdır "

Okulların açılma sürecinde sağlık ve güvenlik konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir. Öğretmenler ve veliler haklı olarak okulların açılması ile birlikte virüsün bulaşması konusunda kaygılı oldukları görülmektedir. Burada yapılması gereken kaygı nedeniyle okulların kapalı kalması değil, virüsün yayılımını engelleyici önlemlerin katı bir şekilde alınmasıdır. Bunun için öncelikli olarak okulların ihtiyaç duyduğu hijyen malzemeleri ve ek temizlik personeli okullara sağlanmalıdır.

"Bir an önce alınacak tedbirlerle yüz yüze eğitime başlanmalıdır"

Uzaktan eğitim süreci en kısa sürede sonlandırılmalı ve yüz yüze eğitime başlanmalıdır. Veliler ve öğretmenler uzaktan eğitim sürecinde çocukların önemli bir öğrenme kaybı yaşayacağını ve duygusal olarak olumsuz etkileneceğini belirtmişlerdir. Bundan dolayı en kısa sürede, gerekli sağlık ve güvenlik önlemleri alınarak yüz yüze eğitim sürecinin başlatılması gerekmektedir."

Raporun, salgını nedeniyle okulların kapandığı dönemde eğitimle ilgili veli ve öğretmen görüşleri ekseninde yeni dönemde eğitime ışık tutmasını temenni ettiğini ifade eden Ali Deniz, "Raporumuzun hazırlanmasında değerli görüşleriyle araştırmamıza katılan öğretmenler ve velilerimiz başta olmak üzere saha araştırmasının koordinasyonunu ve veri analizini yapan araştırma ekibimize teşekkür ederim. Raporumuzun eğitim camiası, kamuoyu, politika yapıcılar ve bütün ilgililer açısından faydalı olmasını dilerim." dedi.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha