Öğretmen ve yöneticilerden oluşan heyet, kamuya ait okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitimin başlatılmasının virüsün yaygınlaşması tehlikesi ile beraber öğretmenler ve eğitim çalışanları arasındaki huzuru bozma riskini de taşıdığını dile getirdi.

"Bu konuda henüz atılmış bir adım yok"

Deniz ise daha önce yüz yüze eğitime başlatılan anaokulları ile ilgili açıklamalarda bulunduklarını anımsatarak, "Söz konusu durumun Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları ile çeliştiğini ifade etmiştik. Gerçekleştirilmekte olan uygulamanın düzeltilmesine dair beklentilerimizi dile getirmiştik. Ancak bu konuda henüz atılmış bir adım yok. Bu toplantıda okul öncesi eğitim çalışanlarının ve öğretmenlerimizin yüz yüze eğitime geçilmesinin çalışan anne babalara müjde olarak verilmesine dair ifadelerden incindiğini gördük."dedi.

Yüz yüze eğitime başlatılan kamuya ait okul öncesi kurumlarının hiçbirinin tam gün eğitime tabi olmadığını belirten Deniz, şöyle devam etti:

"Bütün bu kurumlar tabi oldukları mevzuat gereği ikili eğitim yapmak zorundadır. Hal böyle olunca 3 saatlik bir eğitim süresinin çalışan anne-babaların sorunlarını çözmediğini anlamış olduk.Böylece ne yazık ki çalışan ebeveynlerin çocukları uzak eğitim imkanından da yoksun kalmıştır. Okul öncesi eğitim kurumlarında yüz yüze eğitimin başlaması ile birçok sınıfta 2-3 öğrencinin, bazı anaokullarında toplam öğrenci sayısının neredeyse eğitim çalışanı sayısı kadar olduğu ve ekseriyetinin aile profilinin çalışmayan ebeveyn olduğu, sağlık çalışanlarının çocuklarının ise neredeyse yok denecek kadar az sayıda olduğu görüldü. Bu sorunun çözümünde atılacak en iyi adım özel kreş ve tam gün eğitim yapan özel anaokullarını açık tutmaktır. Hatta bu hususta teşvik mekanizmasını canlandırmaktır.

Deniz, eğitim çalışanlarının bir bütün olarak ve eğitim sorunlarının kapsamlı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Hepsi birer kamu çalışanı olan okul öncesi yönetici, öğretmen ve çalışanlarının diğer kamu çalışanlarından maruz kaldıkları veya kalacakları riskler bakımından ayrı tutulması “ acaba okul öncesi çalışanlarını, öğrencilerini ve velilerini virüs bulaşması riskinden uzak tutan mucize nedir” sorusuna akıllara getiriyor. Eğitim Bir Sen olarak yanlış uygulamanın sonlandırılarak pandemi ile mücadelede olumlu sonuçlar almaya başladığımız bu sürece katkı sunulmasını bekliyoruz." 

Eğitim-Bir-Sen olarak gerekli şartlar oluştuğunda bir an önce yüz yüze eğitime başlanması temennilerini sık sık ifade ettiklerini söyleyen Deniz, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yüz yüze yapılması planlanan sınavların pandeminin getirdiği riskler dolayısıyla ertelendiği bir süreçte okul öncesi eğitim kurumlarının açık tutuluyor olması yerinde bir karar olmamıştır. Eğer bu hususta bir risk söz konusu değilse okuma yazmaya yeni geçecek 1. sınıf öğrencileri ile eğitim öğretim yılı sonunda sınava girecek olan 8 ve 12. sınıf öğrencileri için de yüz yüze eğitimin başlatılması uygun bir karar olacaktır."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha