Öğretmenlik meslek kanununun beklentileri karşılayacak şekilde olması konusunda değerlendirmede bulunan Ali Deniz “İnsanın, özünü keşfetmeye, kişiliğini inşa etmeye yönelik en büyük eylemi eğitimdir. Eğitimin başaktörü öğretmen, insanlığın kadim ve vazgeçilmez mesleklerinden biri de öğretmenliktir. Öğretmen, çocukların şuur sermayesini artırmanın, idrakini geliştirmenin, varoluşun sırrına ermenin, hikmeti keşfetmenin rehberidir” dedi.

“Ülkemizde fiili olarak görev yapan öğretmen sayısı 1 milyon 200 bini aşmış iken, öğretmenlerin yetiştirilmesinden emekliliğine kadar olan her aşamayı içeren, öğretmenlik mesleğini bütün olarak ele alan bir kanunun olmaması büyük bir eksikliktir” diyen Deniz “eğitimde örnek gösterilen ülkelerde olduğu gibi, öğretmenliğin kamu sistemi içerisinde eğitim-öğretim hizmetleri sınıfı kariyer mesleğine uygun bir kanuna kavuşturulması artık daha fazla ertelenmemelidir. Kanaatimizce öğretmenlerin itibarının daha da artması, haklarının korunması; yönetmeliklerle, genelgelerle oluşan görev, yetki, ehliyet, liyakat noktasındaki dağınıklığın giderilmesi için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun ivedilikle yürürlüğe konulması elzemdir” diye konuştu.

Deniz, açıklamasının devamında, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması hedefine 11. Kalkınma Planı’nda ve Bakanlığın 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi’nde yer verilmesinin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki öğretmenlerin mesleklerini, hak ve yetkilerini koruyup geliştirecek nitelikte bir meslek kanunu beklentisinin hala karşılanmadığını vurguladı.

“Kanunun uluslararası standartlara uygun bir kanun olarak düzenlenmesini bekliyoruz”

Deniz, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Çıkarılıp yürürlüğe konulacak kanunun hedefler ve gerçekler bağlamında uluslararası standartlara uygun bir kanun olarak düzenlenmesini bekliyoruz. Bu mümkündür, beklenti de bu doğrultudadır. Aksi halde yapılacak çalışma anlamsızlaşır. Medeniyetimizin yüklediği değeri sosyal ve ekonomik statü açısından gerçekleştirecek kanun, öğretmenin itibarını hem korumaya hem de yükseltmeye yaramalıdır. Eğitim çalışanlarının güçlü sesi, genel yetkili sendikası olarak, gerek akademik yayınlar gerek raporlar gerekse alan taramalarıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu için nelere ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduk. Çağın gereklerini ve öğretmenlerimizin beklentilerini karşılayacak şekilde 2018 yılında hazırladığımız “Öğretmenlik Meslek Kanunu İhtiyaç ve Öneriler” başlıklı raporumuzla genel çerçeveyi çizdik. ‘Meslek kanunu, öğretmene destek kanunu olmalı’ diyerek beklentilerimizi ifade ettik. ‘Nasıl bir meslek kanunu olmalı, meslek kanununda neler yer almalı’ sorularının cevabını bir eğitim sendikası olarak verdik.”

Deniz, açıklamasının devamında ise, şunları kaydetti: “Öğretmenler olarak beklentimiz, özlük haklarımızın tanımlanması ve geliştirilmesi, kadrolu, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik ayrımının ortadan kaldırılması, resmi eğitim kurumlarındaki bütün öğretmenlerin kadrolu olarak istihdam edilmesi, mesleğimizde ilerlememizi sağlayacak şekilde kariyer basamaklarının yeniden hayata geçirilmesi, istihdamda güçlük çekilen bölgeler başta olmak üzere zorunlu hizmet gibi zorlayıcı dayatmalar yerine teşvik edici uygulamaların getirilmesi, eğitim kurumu yöneticiliğinin eğitim-öğretim sınıfı içinde ama ikincil görev olmaktan çıkarılarak müstakil bir kadro olarak düzenlenmesi, yöneticilik süreçlerine geçiş ve statüsü ile bu pozisyonlardaki mali, özlük ve sosyal hakların da mutlaka meslek kanununda tanımlanması; resmi veya özel öğretim kurumu ayrımı yapmaksızın bütün öğretmenleri kapsayan bir meslek kanununu hayata geçirilmelidir. Meslek kanunu, içeriği itibarıyla öğretmenlerin atamadan yer değiştirmeye, yetişmeden gelişmeye, eğitim imkanlarından kariyer basamaklarına erişime, ehliyetten liyakate kadar ayrımcılık ya da ayrıcalıktan uzak, objektif hükümler ihtiva etmelidir. Öğretmenin itibarının, statüsünün, hak ve imkanlarının, fırsat ve yetkilerinin artırılmasına dayanak yapılması gereken bir kanun, mevcudun tekrarına ve statükonun devamına barınak olursa akıtılan ter de söylenen sözler de hükümsüz ve değersiz hale gelir. Özellikle meslek kanununda öğretmenlerin ve eğitim kurumu yöneticilerinin mali durumunun, hak, yetki ve sorumluluklarının hedeflenen amaca uygun gerçekleştirilmesi umulurken, bütün bunlar kamu maliyesi dengesi, bütçe olanakları ve benzeri bahanelerin arkasına sığınılarak es geçilecek olursa eğitimde istenilen başarıların da meslek kanunundan beklentinin de sağlanamayacağı bilinmelidir.” 

Deniz, açıklamasının sonunda; “Zaman, vaatleri gerçeğe dönüştürme, hedefleri sonuca ulaştırma zamanıdır. Öğretmenin özlük haklarını ve yetkilerini genişletecek, ona destek olacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması beklentisi artık karşılanmalıdır. Eğitim-Bir-Sen olarak, belirttiğimiz hususlar temelinde katkı ve destek sunacağımızı bu vesileyle bir kez daha temin ve teyit ediyor; siyasi iradeyi, TBMM’yi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bir an evvel hayata geçirmek konusunda adım atmaya çağırıyoruz. 24 Kasım’da öğretmenlerimize verilebilecek en büyük müjde, özlük haklarını koruyup geliştirecek, çalışma şartlarını iyileştirecek, uğradıkları şiddeti önleyecek, sorunlarına çözüm üretecek ve mesleklerinin itibarını hak ettiği yere taşıyacak bir içerikle Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun TBMM gündemine getirilmesidir” ifadelerine yer verdi.

 

Kaynak: PHA
Kaynak: pha