Deniz, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlar nedeniyle yaptığı açıklamada, Boğaziçi Üniversitesi'nde yaşananlara destek verenlerin hukuka, kanuna ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirilen rektör atamasını kendi ideolojik saplantılarını kullanarak algısal yöntem ve söylemlerle bir eylem kapasitesi oluşturma gayretkeşliği içinde olduklarını belirtti.

Deniz, yeni atanan rektörün daha önce bir siyasi partiden aday olmasının bahane edildiğini ve rektör olarak görevlendirilmesine karşı çıkıldığını belirterek şöyle devam etti:

Karşı çıkanların siyasi özgürlüklerden ne anladığı, amaçlarının bilim değil, sadece ideoloji olduğu, bazı hak ve özgürlükleri sadece kendilerine yakıştırdıkları, vandallıklarından ve sürekli darbe arayışlarından açıkça belli olmaktadır.

İliklerine kadar işlemiş vesayetçi, darbeci ahlaksızlıkla hareket edenlerin kamu kurumlarının devlete ait millete hizmet mekânı olduğunu bilmeleri, bilmiyorlarsa da öğrenmeleri gerekmektedir. Bu güruh, her ortamda akademisyenlere ve kamu görevlilerine siyaset yasağının kaldırılmasını savunurken, kendilerinden görmedikleri kişilere karşı ne kadar gaddar ve ideolojik körlük içinde olduklarını bir defa daha gösterdiler.

Gösteri adı altında sürdürülen arbedede üniversite öğrencilerinden ziyade terör örgütleriyle iltisaklı kişilerin olması, işin amacını ve meşruiyet derecesini zaten göstermektedir. Ayrıca, nereden zuhur ettikleri belli olmayan sapkın bireylerin oluşturulan kaotik ortamda ortaya çıkmaları, kendilerine alan açmaya çalışmaları, seslerini duyurma gayretleri, bu topraklarda asla gerçekleşmeyecek meşruiyet arayışıyla kinlerini kusmaları beyhude bir çırpınmadır."

Üniversitedeki eylemleri "Gösteri kılığında darbe arayışı" olarak nitelendiren Deniz,  kıblemiz olan Kâbe’nin resminin saygısızca yere atıldığını hatırlatarak, şunları  kaydetti:

"Mesele Boğaziçi değil, sen hâlâ anlamadın mı’ pankartıyla ‘Gezi’yle akrabalığını ortaya koyanlar, aradıklarını asla bulamayacaklardır. Milletimiz, bu ve benzeri olayları ve tezgâhları basiretiyle görmekte, ferasetiyle değerlendirmekte, sabırla ve tahammülle izlemektedir."
"Biz her zaman düşünce ve fikir özgürlüğünden yanayız. Mağdur olan herkesin hakkını ararız, sözcülüğünü yaparız. Fikrine katılmasak bile herkesin düşüncesini ifade etmesinden yanayız. Ülkemizde elbette insanlar demokratik haklarını kullanmalı, gösteri yapabilmeli, yürüyüşle hak arayabilmelidir. Ancak küresel güçlere payandalık yapanların, ipleri emperyalistlerin elinde olan kuklaların, kendini kamufle eden etki ajanlarının, milletin iradesine ipotek koymak isteyenlerin, vesayet özlemiyle her şeye teşne olanların vandallıklarını özgürlük saymak safdilliktir.

Memur -Sen olarak, yasakların ve sınırlamaların kalkması, özgürlük alanlarının genişlemesi için mücadele ederken; görüntüsü yerli, zihniyeti yabancı, istiklal mücadelesinin manasını bilmediği için istikbali müstemleke temsilciliği olarak hayal eden, kaosla beslenen bu zihniyetin milletimizin iradesine ket vurmasına, devletin bağımsızlığına kast edenlerin daima karşısında olacak ve 28 Şubat’ta, 17/25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da olduğu gibi, Boğaziçi'ndeki darbe arayışına geçit vermeyeceğiz. Ülkemizin, milletimizin ve devletimizin yanında aynı kararlılıkla duracağız."

Kaynak : PHA
Kaynak: pha