Ne olurdu burası benim evim olsaydı. Her an kaybedeceğim korkusu yaşamasaydım. Ya da bir sürü gölgeyle birlikte evin içinde dolaşmasaydım. Ne olurdu?

Ne mi olurdu? Sonra kendine acımak için elinde ne malzeme kalırdı? Seçimin senin işine yarıyor. Yaşamı bırakıp gitmen için, sorumluluklarından kaçman için, daha neler neler…

Sahip olamadıklarım çok canımı yakıyor. Bir evim, ailem, arabam bile yok diye uzayıp gidiyor liste. Her şeyi bırakın, kendime ait bir çizgim bile yok. Nereye çekseler, oraya gider oldum. Bunu ruhsal bir temele de oturttum; adına “ açık fikirlilik “ dedim.

Sonunda ben o kadar açıldım ki; kendi içimde kayboldum. Ne doğru, ne yanlış inanın bilmiyorum. Sadece her şeye ağlıyorum, içimi kıya kıya.

Kendime öylesine kızgınım ki… Ben ki et yemem; can’ a kıyamadığım için. Gelgelelim kendimi lif lif edesim var.

Not:Artık et de yiyorum.