Nasrettin Hoca evini satlığa çıkartmış. Birkaç müşteri gelmiş. İçlerinde biri eve alıcı olmuş.
Fiyatı konuşulmuş, pazarlığı yapılmış. Anlaşmışlar. Adam evin parasını öderken hoca: "Bak kardeşim sana bu evi şartlı olarak satıyorum, evi satıyorum ama evin koridorunda duvarda çakılı bulunan kazığı satmıyorum, evi alacak olsan bile o kazık benim olarak kalacak, eğer sonradan evi almaktan vazgeçecek olsan bile bana ödediğin evin parasını sana geri iade etmem" demiş.
Adam bu teklifi tuhaf ve şaşırtıcı bulmuş ama yinede " Tamam hocam, duvardaki o kazık senin olsun" deyip, evi satın alarak parasını ödeyip gitmiş.
Adam hocadan aldığı eve yerleşmiş.
Bir hafta sonra, kapı çalınmış, adamın hanımı kapıyı açmış, karşısında Nasrettin Hoca, elinde bir sitil yoğurt...
Kadına" pazarda yoğurt almıştım da, işim biraz uzun sürecek, bu sitili alıp, benim duvardaki kazığa asarmısın, akşama gelip alırım" demiş.
Kadın: "tabi hocam, ben götürür kazığa asarım" demiş.
Akşam olmuş tekrar kapı çalınmış, kadın kapıyı açmış karşısında yine hoca...
"Şu benim yoğurdumu benim kazıktan alıp bana getirirmisin?" demiş.
Kadın "tabi, tabi hocam" diyerek yoğurdu getirip hocaya vermiş.
Aradan 3-5 gün geçmiş, geçmemiş adamın kapısı yine çalınmış. Kadın kapıyı açtığında yine bizim hoca elinde bir ciğer... " Şu benim ciğeri duvardaki benim kazığa asarmısın?"
Kadın rahatsız olmuş ama hocaya saygısızlık etmemek için ciğeri götürüp hocanın duvardaki kazığına aşmış.
Hoca bir saat sonra eve tekrar gelip ciğerini isteyip alıp gitmiş.
Bir süre sonra benzer şekilde cübbesini satmadığı kazığına astırmak için gelmiş.
Hoca tarafından mütemadiyen tekrar edilen, artık bıktırıcı olan ve ciddi olarak rahatsız olan evin hanımı konuyu kocasına anlatarak yakınmaya başlamış ve kocasından buna bir çözüm bulmasını istemiş.
Adam hocayı bulup "Bakın hocam, bu böyle olmaz, senden satın aldığım evin koridor duvarında bulunan ya o kazığı da bana satın, ya da ben bu evi almakta vazgeçtim, ev için sana ödediğim paramı bana iade edin" demiş.
Hoca: " İşte bu olmaz, ben bu evi sana satarken şartlı satmıştım, evi aldıktan sonra cayarsan paranı iade etmeyeceğimi söylemiş sende kabul etmiştin. Kusura bakma paranı ödemem" demiş.
Adam: "Madem kabul etmiyorsun, bende o evden de, ödediğim paradan da vazgeçiyorum, al evin tekrar senin olsun, hem sen böyle yaparsan bu evini kim satın alır?" demiş.
Hoca: "Sen merak etme muhterem...O evin duvarındaki satmadığım kazık yüzünden evi ve parayı bırakıp giden 3'üncü kişisin" der.
*
Şimdi "kıssadan hisseye" gelirsek...
Önceleri basit bir "ayrıntı" gibi görülen bazı şeyler, zaman içerisinde büyük bir "kazık" olarak karşımıza çıkabilir.
Siz, siz olun, "Şeytan ayrıntılardan gizlidir" özdeyişini kıssadan hisse olarak almayı unutmayın.