Hepimizin evladı var, evladı olmayanın da kardeşi var abisi var kız kardeşi, ablası var.

Önce hepimiz samimi olarak bir empati yapalım.. Yapalım ki olayın vahametini anlayalım. Bunlardan biri bizim evladımız olsa,kardeşimiz olsa ne hissederiz.

Bu olay bir insanlık dramıdır.

Ana yüreğinin, evlat acısının dini ,dili, ırkı, mezhebi, imanı, kitabı ve siyaseti olmaz.

Yok “Filan niye oraya gitmedi”, “Feşmekan niye kınamadı”, Falanlar şuraya gittiler de buraya niçin gitmiyorlar” .. “ Çocukları 4-5 yıl önce kaçırılan bu analar şimdiye kadar neredeydi? Neden şimdi ortaya çıktılar ? ” v.s. gibi polemiklerle uğraşmak olayın çözümüne bir katkı sağlamaz.

Bu olay ; Allah “Düşman” başına vermesin gerçekten tarifi imkansız bir acıdır. Bu acılar asla “Siyasi malzeme” konusu yapılamaz, yapılmamalıdır.

Bu yüreği yanık annelerin tek müracaat mercii elbette ki bir Siyasi Partinin önü değildir. Ama bu hareketleriyle olayı kamuoyuna mal ettiler. Hemen hemen duymayan kalmadı. İnsanım diyen herkes etkilenir. Hiç şüphesiz bu yönüyle de çok çok faydalı oldu.

Toplumun tüm kesimlerine, siyasilere ve STK’lara düşen bu olayı fırsat bilip gerçekten samimi , gerçekten dürüstçe bir çare aramak ve bulmak olmalıdır.

PKK'nın insanlıktan yoksun acımasız, eli kanlı bir terör örgütü olduğu, Kürt vatandaşlarla bu Terör örgütü arasına KALIN bir çizgi çizilmesi gerektiği anlatılmalıdır.

Bu konuda en büyük görev İktidara düşer. İktidar sözcüleri konunun “İstismarını”; şunu bunu suçlamayı bırakıp çözüme odaklanmalıdır.

Anayasamıza göre ; Bütün vatandaşların can ve mal güvenliğini Devletin güvencesi altında olduğunu unutmayalım. Yani “CAN”ı korumak Devletin görevidir.

Konu gerçekten çok hassas olduğu için kelimeleri özenle seçiyoruz ama son olarak şunu da hatırlatmakta fayda var ;

Benzetmeyi hoş görün ; Bir Hırsızlık çetesinin mağduru olan bir vatandaş malını kurtarmak için gidip hırsızlık çetesine başvurması ne kadar doğrudur ?