KONDA'nın araştırmasına göre gençlerde oruç tutanlar %74’ten 58’e düşmüş. Düzenli olarak namaz kılarım diyenler %27’den 24’e gerilerken, Ateistim diyenler 10 yılda %1’den %4’e çıkmış. İnancını daha doğrusu inançsızlığını gizleyenleri de düşünecek olursak bu oranlar için eksik bile diyebiliriz.

Yine aynı araştırma sonucuna göre; başını örtenler %57-58’lerden 50’ye düşmüş.!?

Gençler arasında kendini "geleneksel muhafazakar" olarak tanımlayanların oranı %45’ten 43’e, "dindar muhafazakar" olarak tanımlayanlar %25’ten 15’e düşerken, "modern" olarak tanımlayanların oranı ise %29’dan 42’ye yükselmiş.

Bu araştırmanın yapılış sebebi, dindar söylemleri olan ve dindar nesil yaratmak iddiasındaki bir hükümetin etkilerini ölçmek midir.? Neden ve kimin talebi üzerine yapıldı bilmiyoruz.

Peki tüm suç AKP icraatları ve dindar görünümlü yöneticilerin hatalarıdır diyebilir miyiz.?

Etkisi yoktur demek mümkün değil ancak topyekün AKP'den kaynaklandığını da söyleyemeyiz.

AKP, dünyada liberal eğilimlerin tavan yaptığı bir dönemde geldi. Sürekli parmak sallayan, cehennemle tehdit edip, fakirliğin ne kadar şükredilesi bir marifet olduğunu anlatırken, servetlerine servet katan, çatık kaşlı din bezirganları sebebiyle dini değerlerden uzaklaşma zaten olacaktı ve oldu da.

Bu araştırma AKP iktidarı son bulduktan ve seküler bir anlayış hükümet olduktan en az beş yıl sonra tekrarlanırsa belki gerçek nedir anlayabiliriz. Bu haliyle çok da bilimsel veri saymak doğru olmasa gerek.

Dinlerin kaynağı vahiydir bu net fakat şu tartışma da her zaman günceldir. Din mi ahlaktan, ahlak mı dinden doğmuştur.?

Ahlaklı olmak mı önemlidir, yoksa dindar olmak mı.? Dindar insan zaten ahlaklı mıdır.? Dinsiz insan aynı zamanda ahlaklı olabilir mi.? Sahi, Ahlak nedir.?

Bu sorulara verilecek cevap ne olursa olsun, buna biraz da bilginin rahat erişilebilir olmasının getirdiği bir evrim diyebilir miyiz?

Dindar olmak cahillerin mi tercihidir.? Din fakirlerin avutulması için, zenginlerin uydurmasıdır diyenlere verilecek cevap nedir.? Cennet vaadi olmasa.! Kaç kişi ülke, bayrak, devlet için ölüme koşar.? Din, halk için afyondur klişesine ne cevap verilebilir.?

Bu sorular ve sorunlar havada uçuşurken, Diyanet İşleri Başkanlığı ne çözüm üretiyor mesela.? Akla, mantığa ve çağa uygun hangi cevaplarla gençleri iknaya çabalıyor.?

Yasakçılara inat camiye giden insanlar vardı bu ülkede, Diyanete ve AKP'ye inat terkedenler hızla artmaya başladı.! Kimsenin umurunda mı acaba.?

Peygamberler sadece vahyi iletmiş ve arkalarını dönüp ne haliniz varsa görün mü demişlerdir.? Temsiliyet, uygulama, örnek olma, rehberlik vasıfları olmamış mıdır.?

Dindar olduğu iddiasıyla meydanlarda, iş hayatında, özel yaşamında, inancını kötü temsil edenlerin etkisini yok sayamayız değil mi.?

Ateist oranını ölçmek ve korkmak yerine belki de sahte yüzlü, maskeli, münafık oranını tespit edip, asıl bunlardan korkmalı.?

Belki de dini aforizmalarla siyaset, iş ve ilişkiler geliştirmek yanlıştır, ne dersiniz.? Hatalı temsil, kişiye değil de inanca malediliyor olabilir mi.?

Biz iyisi mi vah vah deyip geçelim. Herkes halinden memnunken, tasalanmak niye.?
#akçal
[email protected]