Gerek ferdi ve gerek sosyal hayatımızda yaşamımızı alt-üst eden birçok felaketin dil belasından (ağzımızdan çıkan sözün kulağımızın duymadığı veya aynı sözü bize başkası söylediği zaman alınacağımız sözlerden) kaynaklandığını bilmeliyiz.
Söz ağzımızdan çıkıncaya kadar bizim esirimiz, ağzımızdan çıktıktan sonra da sözümüzün esiri olacağımızı idrak etmeliyiz.
Bunun için insanlar arasında söz taşımamalıyız. Söylediğimiz zaman da ya hayır söylemeli, ya da susmayı yeğlemeliyiz.
Gıybet, iftira, yalan, dolan, koğuculuk gibi birçok kötü huyun ana kaynağı dildir. Dilimizi lüzumsuz sözlerden korumalıyız.
Dilimizi yalnız hayır işlerde, iyiliklerde kullanmak hem dini, hem ahlaki, hem de içtimai görevlerimizdendir.
Hz. Peygamber efendimiz (sav)’e, “cihaddan, namazdan, oruçtan, zekâttan ve sadakadan daha hayırlı olan nedir” diye sorulduğunda, peygamber efendimiz:
“Susmak.” “Konuşunca da yalnız hayır konuşmaktır” diye cevap vermiştir.
Ardından devam etmiştir: “İnsanları cehenneme yüzüstü düşürecek olan dilinden başka bir şey değildir.
Kim Allah’a ve ahiret gününe inanırsa ya hayır söylesin, ya da sussun. Boş ve yalan konuşmasın” şeklinde buyurmuştur.
Bugün hapishanelerde yatan birçok kişiyi o daracık yere ve ceza çekmeye dili mahkûm etmiştir.
Bugün toprağın kara bağrına düşen birçok kişi dilinden dolayıdır.
Bugün toplumda zuhur olan birçok kavganın ana sebebi dil belasındandır.
Bugün kardeşi kardeşe vurduran kırdıran ve benzer birçok olayın müsebbibi dildir.
Bugün birçok ailenin temelini dinamitleyen dil belasıdır.
Bugün huzurun ve barışın olmadığı birçok toplumun ana sebebi keza dil yüzündendir.
Atalarımız konuyu ne güzel özetlemiş:
“Dilim seni neyleyim, dilim dilim dileyim, başıma ne gelirse hepsini senden bileyim.”
Konuşurken mutlaka bin düşünüp bir konuşmayı kendimize ilke edinmeliyiz.
İnsanları bu dünyada rezil rüsva eden, ahirette de Allah muhafaza cehenneme sürükleyenin dil olduğunu çok iyi bilmeliyiz.
Hâsılı türlü kötülüklerin anası dil belası olduğunu idrak etmeliyiz.
Hem dünyada hem ahirette mutlu olmak için dilimizi çok iyi kullanmalıyız.
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ
