Saltanat ve hilafete dayanan Osmanlı dönemindeki konumlarını ve haksız çıkarlarını yitirenler (üretilmiş din kurumları ve bu kurumların temsilcileri), yıllardır bu düzeni yeniden kurma arayışı ve çabası içinde olanlar, son zamanlarda bilgi ve belge ortaya koymadan, Atatürk için diktatördü değerlendirmesini ve yorumunu yapıyorlar.

Bu köşede bir dizi halinde Atatürk 'ün kişiliği ve gerçekleştirdiklerini analiz ederek; Atatürk 'ü diktatör, yönetimini de diktatörlük olarak nitelendirenlerin, bilimsel dayanaktan yoksunluğunu ve gerçeklerle bağdaşmayan eleştirilerini anlatacağım. Atatürk’e diktatör suçlaması yapanların, ne kadar haksız olduklarını ortaya koyacağım.

Atatürk'e diktatör, yönetimine de diktatörlük yakıştırmasında bulunanların iddialarını, bilimsel dayanaktan yoksun olduğunu ortaya koyacağım.

Atatürk diktatör müydü? Atatürk yönetimi diktatörlük müydü?

Atatürk'ü diktatör, yönetimini de diktatörlük olarak niteleyenlerin iddiaları ne yazık ki, kapsamlı ve derinliğine bilimsel analizlere dayanmadığı gibi; yüzeysel yargılardan ve bölük pörçük savlardan ibarettir.

Atatürk'e diktatör, yönetimine de diktatörlük damgası vuranlar iki grupta toplamak mümkündür:

Birinci grup; diktatör ve diktatörlüğün ne olduğuna bilmeksizin, Atatürk Türkiye’sinin gerçeklerini ve Atatürk'ün neyi nasıl yaptı­ğını da derinliğine bilmeksizin, yüzeysel yargılarla yazıp konuşan kişiler.

İkinci grup ise; Atatürk'ün yaptığı yenilik ve değişimlerle, eski düzendeki konumlarını ve haksız çıkarlarını yitirenlerle, laik devlet düzenine karşı olan kişilerdir.

Bu arada ne yazık ki, Atatürk'ü diktatör, yönetimini de diktatörlük olarak kabul etmeyenlerin büyük çoğunluğu da; Atatürk hayranlığından pek öteye gitmeyen, yani ayrıntılı, kapsamlı ve bilimsel içerikli olmayan savunmaya dayanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, kendi çağını aşan ileri düşünceleri ve çok sağlam karakteriyle de, insanlık tarihinin ender kişiliklerinden biri olan Atatürk gibi bir devlet adamının kimliğinin ve yönetim biçiminin yüzeysel betimlemelerle ge­çiştirilmesi; hem ülkemiz hem de insanlık için bir talihsizlik olmanın yanı sıra, Atatürk'e de haksızlık ve saygısızlıktır.

DİKTATÖRLÜK

Diktatörlük, devletin bir kişi, bir klik ya da bir küçük grubun sınırsız tahakkümü altında olması demektir.

Diktatörlük terimi, sadece bir devletin siyasal rejimini ifade etmekten ibaret olmayıp, aynı zamanda bir yaşam tarzına temel oluşturan bir ideolojiyi ve bir siyasal davranış biçimini de anlatmaktadır.

Diktatörlüğü ve diktatör bir yönetimi karakterize eden özellikler şunlardır:

  1. Devletin başındaki kişinin, yaptıklarının hesabını vermesini ya da görevden uzaklaştırılmasını sağlayan hukuk kuralları ya da geleneklerin yokluğu;
  2. İktidarın, tek kişinin elinde toplanması;
  3. Devletin başındakinin sınırsız iktidara sahip olması;
  4. İktidarın eylem alanının sınırsızlığı;
  5. Mevcut hukuka aykırı şekilde iktidarın ele geçirilmesi;
  6. İktidarın bir düzen içinde el değiştirmesini sağlayan hukuk kurallarının yokluğu;
  7. İktidarın, sadece sınırlı bir grubun yararına kullanılması;
  8. Halkın, sadece korktuğu için itaat etmesi;
  9. İktidarın terör uygulamasıdır.