Hz. ALLAH Musa peygamberi Tur dağı`na davet etti. Hz. Musa Tur dağı`na giderken yolda çok ama çok müthiş bir bahçeye rastladı. Bahçe sahibi Hz. Musa’yı bahçeye davet edip bahçesiyle övünmek anlamında gezdirdi. Ona ikramlarda bulundu. Bahçede sebzeler, meyveler, çağlayanlar, yüzme havzaları ve hizmetçiler bulunmaktadır.
Adamın düşüncesi şudur: Dünyanın en mutlu insanı benim. Bütün lezzetleri tadıyorum, alıyorum, yaşıyorum. Buna rağmen en güzel mutluluğun, ALLAH`IN NUR’u olduğunu iddia edenler var. Hâlbuki ben NUR’u hiç tanımıyorum, bilmiyorum, tatmadım onu kimse anlatamıyor ki anlayayım; Satılmıyor ki alayım. Bahçe sahibi, "Ey Musa, benim için ALLAH’TAN sadece bir damla nur ister misin?" dedi. Hz. Musa," ALLAH`a söylerim, taktir Allah’ındır" diyerek oradan ayrıldı. Kutsal vadide ALLAH, emirlerini Hz. Musa`ya bildirdi." Ey Musa gittiğin zaman o kulumun kalbine sadece bir damla NUR `un damlatılmış halini ve sonuçlarını göreceksin dedi." Hz. MUSA görevinin başına dönüp ALLAH’IN emir ve yasaklarını insanlara öğretmeye devam etti.

HZ MUSA Birkaç yıl sonra bahçe sahibini hatırladı. Hemen onu ziyarete gitti. Bahçede çok ilginç bir manzara ile karşılaşmazmı… Bahçe tamamen kurumuş, hizmetçiler, bahçıvanlar dağılmış, her şey harabeye dönmüş. HZ. MUSA, bahçe sahibi ölmüş olabilir diye düşündü. Tam bu sırada bir toprak kulübe gözüne ilişti. Oraya gidince yine ilginç bir manzara görmez mi. Adam ibadet etmekte, yalvarıp yakarmakta ve günahlarına ağlamaktadır. Bir hayli zaman sonra adam başını kaldırıp Hz. MUSA`ya şöyle diyor: Ey Musa, HZ. ALLAH senden sonra kalbime lezzet ve kuvvet verdi. Bu lezzet ve kuvvet ile doğruyu ve yanlışı fark ettim. Geçici lezzetlerin beyhude bir aldanış olduğunu anladım. Kalbimde parlayan Allah aşk ve sevgisi beni öyle kapladı ki; ALLAH`TAN başka her şey yok oldu. İçinde bulunduğum bu durumum, ALLAH’A çokça ibadet etmek, onu sevdiğimi kanıtlamak, ihtiyacını kamçılamaktadır. İbadetten aldığım lezzeti insanlara anlatmaya gücüm yetmemektedir.

Bahçe sahibinin bu konumunun zıt bir misali var mıdır acaba? Elbette var, olmaz mı hiç. İnsanların çoğunluğu paraya sevdalanmışız. Parayı çoğaltmak için gece gündüz hatta bir ömür onunla uğraşmıyor muyuz? Bir ömrü futbol, siyaset, avcılık, şarkıcılık ile geçirenlerimiz az mı? İnsanın kalbini ne işgal ettiyse başka şeyler ona hoş gelmez. Kalbi siyasi bir işgale uğrayan kalp, düşünün. Hayatın tadını ancak ondan alır. Futbolu sevenler onunla yatar onunla kalkarlar vs. ALLAH`ı sevenler de onun sevgisi, aşkı ve ibadeti ile yatar, kalkarlar. Buradan, Dünya meşguliyetleri terk edilsin anlamı asla çıkarılmamalıdır. Yani, meşguliyetlerimizin sevgisi, ALLAH`ın sevgisinin ve emrinin önüne geçmemelidir. Bir misal: HZ İBRAHİM`in binlerce hayvanları vardı. Fakat ALLAH rızası ile mal tercihi söz konusu olunca binlerce hayvanı sadaka olarak vermiştir. İkinci misal: Sizce çok önemli bir maç saatı ile namaz saatı çakıştı. Namazı tercih edebilmelisiniz. Veya siyasetle uğraşacaksınız. Siyaset size yalan söyletmemelidir. Yalan söylemek zorundayım efendim diyemezsiniz. Çünkü ALLAH `ın kanunlarında esnetme, değiştirme yapılamaz. Belki de hepimizin kalbinde şu düşüncenin geçtiğine inanıyorum. Sürekli ibadet ile nasıl meşgul olunabiliniyor? Acaba, ah, ne kadar zor… İbadetten zevk alanlar da öbürlerine şöyle diyor: 22 kişi koşacak milyonlarca kişi sevinecek tuhaf doğrusu. Tap- tup çalınacak, kolunu başını sallıyacak bundan mutluluk duyacak yine tuhaf...

Buradan açığa çıkan gerçek şudur: Bahçe sahibinin yaşadığı önceki hayat bellidir yani dünya zevkleri ile zevklenmek. Sonraki hayatı bahçe sahibine açık, bize kapalıdır. Bazı kelimeler ile anlatmaya çalışmıştır ama cümleler o konumu bize anlatamamıştır. Çünkü ibadetten aldığı lezzeti o tadıyor fakat o aldığı tadı bize tattıramıyor. Onun için de anlıyamıyoruz. Mesela, hayatında hiç baklava, tatlı, dondurma yemiyen bir insana, konuşarak onların tadını tattırabilir miyiz? Elbette hayır.Halbuki,sadece bir dilim baklava yedirmekle herşey anlatılmış olacaktır. Bahçe sahibinin ikinci hayatına MANEVİ hayat denir. Manevi hayatın üstünlüğü ezici bir farkla önde görülüyor. Çünkü bahçe sahibi önceki hayatı terk etmiştir. Yani dünya sevgisini… İslam`ın özünü, anlamak çok kolay ve açıktır. Sadece peygamber ve peygamber varislerine uymak, onları sevmek onlara yardımcı olmak yeterli olacaktır. ALLAH hepimizin kalbini nurlandırsın.

 

                                       YUNUS PAK 09.09.2006

 

Editör: Adıyaman Haber