ORANTISIZ İSTEKLERİMİZE RED
Çocuğunuz gelip sizden para istiyor. Siz ne yapacağını doğal olarak sorarsınız. Çocuğunuz dondurma alacağım der. Hemen aklınızdan şu geçer. Bu çocuğa en iyisi bir dondurma parası vereyim. Çünkü fazla para versem iki dondurma alır. Eğer üçüncü bir eli olsa bir tanede o eline alır. Üçünü birden yer sonrada bir güzel hasta olur. Al başına belayı kendi paranla dersiniz.
Çocuk ısrarcı olabilir. Baba paran çok niçin çok vermiyorsun? Bu sefer siz onu kırmadan, ağlatmadan izaha çalışırsınız. Mesela yarın yine veririm, şimdi bozuk param bu kadar, diğer kardeşlerine de bu kadar veriyorum, hakkına razı ol, daha maaşımı almadım vs. Buradaki amacınız şüphesiz çocuğunuzun sıhhatini korumaktır. Tecrübelerinize ve bildiklerinize dayanarak çocuk için en münasip olanı yapmak. Çocuğunuzun isteğini yani çok para istemesini yerine getirebilmeye gücünüz yetiyor. Fakat sıhhatinin bozulması, geleceğinin karartılması endişesi olduğu için az para ile bu tehlikeyi atlatmayı hedefliyorsunuz. Çocuk gelecekteki tehlikeyi göremediği için sizden orantısız bir istekte bulunmuştur. Bu olayda babanın haklı olduğu kesindir. Çocuğun babayı suçlaması çocuğun bilgi ve tecrübesizliğinden kaynaklanıyor.
Şimdi bütün insanlar Allah’tan bu çocuk misali orantısız bir istekte bulunuyor. Ah bir köşeyi dönsem. Piyangodan, lotodan, totodan milyarlar çıksa gibi.
Allah bizim buna benzer orantısız isteklerimizi asla kabul etmez. Çünkü Allah bizim geleceğimizi biliyor geleceğimizi karartacak orantısız nimetleri bize vermeyeceğini bildiriyor.
Allah ben kulumun isteklerini, dualarını geri çevirmem. Ancak hakkında hayırlı ise veririm buyurmaktadır.Biz insanlar çocuğumuzun geleceğini düşünürüz de Allah Müslüman kulunun geleceğini düşünmez mi?Allah her şeyi insan için yarattım insanı ise ahiret için yarattım buyurmaktadır.Yani ahiret bizim geleceğimizdir.
İşte bu cümleler hayatımızın rotasıdır. Yani bizim gidişatımıza göre verilecek nimetler dünyamızı, özellikle ahiretimizi karartacaksa Allah o nimeti asla bize vermez. Müslüman için dünya hayatı Allah tarafından böyle programlanmıştır.
Geçmişte ve günümüzde yaşanan olaylardan şu sonucu çıkarabiliriz. İnsanların yüzde doksanı orantısız zenginliği kaldıramamakta yoksulluk günlerini arar duruma düşmektedirler. Başımızdan geçen olaylar bunu doğrulamaktadır.Zenginliğin hakkı islama göre verilirse iyidir verilmezse çok kötüdür.Zenginliğin hakkı ,paranın zekatını malının öşrünü tam olarak vermektir.Allah herkesin rızkını bir sebeple verir.Amire , memura kalem ile,çiftçiye ekerek biçerek verir.Felç,hasta,sakat çalışamaz yoksul ,yetim öksüz fakir öğrenci durumunda olan insanların rızkı nereden gelecek? Bu insanlar zaten çalışamıyor.İşte Allah bu insanların rızkını zenginlerin malının parasının içine koyduğunu bildiriyor.Malın öşrü,paranın zekatı tam verilmesi farzdır.verilmezse fakirin malı, parası zengin tarafından çalınmış demektir.Üstelik fakirin malı zengin tarafından çalınıyor! Fakirin parasını çalan bir zenginin yeri ancak cehennemdir. İNSAN HAKKININ AFFI YOKTUR. Şehit bile insan hakkını ödemeden cennete giremez. İnsanların çoğunun orantısız bir zenginliğe hazır olmadığı görülmektedir. Piyango milyarderlerinden evi dağılmayan, sefahate düşmeyen kalmamıştır.
Zenginliğe hazır olmayan bir insan,yüzmeyi bilmeyen insanın denize girmesine benzer.Sonuç malüm boğulmaktır.
Zekatı verilmeyen her türlü nimet mutlaka telef olacaktır. Şu akla gelebilir.Malımı sigorta ederim .Bu sefer sıkıntının şekli değişir.Mesela Sakıp sabancının tv de:” Keşke çocuğum benden bir çift adidas ayakkabı isteyebilseydiseydi de bu mal varlığım olmasaydı.”Dediğini şahsen ben canlı olarak duydum.Baba suçlu sıkıntıyı çocuk niçin çekiyor?Bu derin meseleyi tam olarak Allahtan başka kimse açıklayamaz. Fakat, Şu kadarı söylenebilir.Baba ve anne çocuğunun her türlü geleceğinden sorumludur.İçki içen baba sakat doğan çocuktan sorumludur. 120-140 km sürat yapan şoför yaptığı kaza ve sakatlıklardan sorumludur.Bu dünyada mağdur ve sıkıntılar ile yaşayan insanlara ahirette,sağlam insanlara verilenin tam iki katı cennet verileceğini efendimiz müjdelemiştir.En doğrusunu Allah bilir.13.05.2008



Editör: Adıyaman Haber