Bu memleket ne kaybettiyse, çoğu zaman kısır, anlamsız ve faydasız çekişme ve tartışmalar ile ihtiraslı kişiler yüzünden kaybetmiştir.

Kişisel, siyasi, ideolojik ya da benzer nedenlerden dolayı yaşadığımız çekişme ve didişmeler, sadece var olan ve yararlı şeylere harcanması gereken enerji ve heyecanımızı boşa tüketmekten başka bir işe yaramamıştır.

Yapılan ya da yapılmakta olan şeyleri değerlendirirken, yapılan işlerin iyi ve yararlı olup olmadığına bakmadan yapan kişi/lere göre değerlendirmek de böyledir.

O kişi/ler sevmediğimiz, haset ettiğimiz veya başka görüşten birileri ise ağzıyla kuş tutsa beğenmeyiz. Beğenmemekle de kalmaz hata bulmak için kırk takla atarız.

O kişi/ler sevdiğimiz veya bizden birileri ise mekanizma bu sefer tam tersi çalışır. Yapılan işin ne olduğuna bakmadan göklere çıkarmanın her türlü yolunu deneriz.

Kim ya da kimler yaparsa yapsın bir iş ya iyidir ya kötüdür, ya faydalıdır ya da değildir. Bunun başka alternatifi yok. Adamına göre değil, işine göre değerlendirmek gerekir.

Eğer ortada yanlış yapılan bir iş varsa, kim yaparsa yapsın yanlıştır demesini, doğru ise takdir etmesini bilmemiz gerekir.

Eleştirirken de yerden yere vurmak için değil, daha iyisini bulmak için yapmalıyız.

Şu memleketin çözülmeyi bekleyen o kadar çok sorunu var ki. Birbirimizi yemek yerine gelin el birliği ile bunları çözebilmenin yollarını bulalım.

Mesela son zamanlarda gündemimizden düşmeyen yeni otogarımız var.

Burası yeni yapılmış olmasına rağmen, birçok sıkıntısı ve eksiği yüzünden bir türlü hizmete açılamadığını belediye başkanımız bizzat kendisi söylüyor.

Ulumoğlu türküsüne dönen bu otogar meselesi bir daha açılmamak üzere kapanmalı ve gündemden düşmeli.

En kısa zamanda da uygun görülen yerde belki de daha modern olarak yenisi yapılmalı. Gereksiz ve zaman kaybettiren tartışmalar sona erdirilerek bu memleket hak ettiği hizmete bir an önce kavuşturulmalı.

Tavrımız net olmalı. Eğer bu otogarın yeri ve mevcut durumu yanlış ise, hizmete girmesine engel veya hizmete açıldığında vatandaşa zorluklar yaşatacak durumlar var ise bunun lamı cimi yok, burası hizmete açılmamalı. Sorumlusu da kim veya kimlerse hesabını vermeli.

Yok, eğer herhangi bir sıkıntı yok ve açılmaması için bahaneler çıkarılıyorsa (ki ihtimal vermiyorum) bu da ortaya konmalı.

Bu konuda belediye başkanı dışında yetkin ve bilgi sahibi olan/lar var ve konuşmuyor, gerçekleri kamuoyu ile paylaşmıyorlarsa bence vebal altındadırlar.

Doğru neyse onu ortaya koyalım.

Bu konuda ben şahsen Belediye Başkanı Hüsrev Kutlu’ya katılıyorum. Otogarı ilk gördüğümden beri aklım, havsalam almamıştı. Gelin, inatlaşmayı bırakıp ona destek olalım ve bunu memleketin yararına olacak şekilde çözelim. Aksi halde kaybeden memleket olacaktır, bundan emin olabilirsiniz.

Yazık oluyor bu memlekete.

Boşa giden enerjimize, heyecan ve şevkimize yazık oluyor. Emin olun giden bizden gidiyor, çoluk çocuğumuzun geleceğinden gidiyor.

Hem “sahipsiz memleket” der birbirimizi suçlarız, hem “ırgat kenti” der sızlanırız hem de birbirimizle inatlaşmaktan, didişmekten geri durmayız.

Bakın, hâlâ yapılmayı bekleyen yollarımız var. İnşaatı durdurulduğu söylenen barajımız var. Hâlâ pahalı biletle uçmak zorunda kalıyoruz. Teşvikten tutun da yatırıma, istihdamdan şehirleşmeye, Sulamadan sağlığa, tarımdan turizme ve de değerler erozyonuna kadar birçok konuda çözülmeyi bekleyen sorunlarımız var.

Bunların çözülebilmesi için de, birbirimize düşmek değil, birbirimizle kenetlenmek gerek.

Yani, didişmeden didinmek gerek.