Biri bana demokrasi parkının ön cephesini kapatan prefabriklerin mantığını, amacını anlatabilir mi? Ön cephe diye bir şey var, diğer ismi ile biz buna vitrin diyoruz. Vitrin ne demek mekanın kısa bir özeti. Dışardan bakarsın vitrin seni cezbederse sende onu görmek için içine girersin, yani değerlendirmeni vitrinden gördüklerine göre yaparsın. Vitrin her şeydir, ön izlenimdir, reklamdır, ön yüzdür.

Oysaki Demokrasi parkının ön cephesi bildiğin çevre kirliliğinin taa kendisi. Ne göze ne kulağa nede insanın kendisine, hiçbir zevke ve görselliğe hitap etmiyor. Yani Demokrasi parkımız bizlere bariz diyor ki gelmeyin. Park görünümlü olabilirim ama aslında park değilim. Zaten dışarıdan gelen için de Demokrasi parkı diye bir tabela söz konusu bile değil.

Yani neden Demokrasi parkı var, ne işe yarıyor. Neden için de bir çocuk parkı yok. Biz kadınlar için kesinlikle oturulacak, vakit geçirilecek bir yer değil ve şehrin göbeğinde en işlek olan yerinde yer alan bir park bildiğiniz atıl şekilde duruyor. Tam olarak 4 yıldır tadilata girilecek diye bir söylenti var. Tadilat meselesi de tam olarak yılan hikayesine dönmüş anladığımız kadarıyla. Çözülecek mi, çözülebilecek mi? Açıkçası kısa vadede ben bir çözüm görebileceğimizi zannetmiyorum. Umarım ben yanılırım, umarım beni utandırırlar, umarım buradan onları tebrik ederim.

Ve en önemlisi de umarım bu yazdıklarım göz önüne alınarak, gerekli değişimler, yenilemeler, çevre düzenlemesi, içerik yenilemeleri yapılır. Atıl olarak kalmaz, daha aktif ve verimli olarak kullanılır. Ve biz kadınlar orada rahat bir şekilde ve güven içinde vakit geçirebiliriz.

Biran önce parkın ön cephesini kapatan alakalı alakasız, saçma sapan, işlevli ve işlevsiz bütün prefabriklerin kaldırılmasını, en azından duvar dibine taşınmasını ya da arka cepheye kaydırılmasını şahsım ve Adıyamanlılar adına talep ediyorum. Daha güzel, daha şık bir Adıyaman mümkün. Sadece ufak dokunuşlar gerekiyor. Demokrasi Parkın ön cephesini temizleyin sadece ağaçlar, çiçekler ve banklar olsun. Çok zor, çok imkansız, çok abes olan bir şey istemiyoruz. Olması gereken şeyi, şeyleri talep ediyoruz.

Ne demiş eskiler isteyenin bir yüzü kara vermeyenin, yapmayanın iki yüzü kara.