UNUTULMAYAN DEĞERLERİMİZ:

1. CÜLEYLİ HOCA

(1881-1949)

1881 yılında o günkü ismiyle Ma’muratul Aziz (Harput) Vilayetinin Hısn-ı Mansur Kazasında bugünkü adıyla Adıyaman’da doğdu. Babası Şeyh Mustafa, annesi Aişe’dir.

Asıl adı Hüseyin olan Cüleyli Hoca, soyadı kanunuyla Canpolat soyadını almıştır. Küçük yaştan itibaren devrinin önemli hocalarından hem dini ve hem de fenni ilimleri tahsil etmiştir.

Bir din âlimi ve müellifi olarak yaşamıştır. Yazdığı eserler yaşadığı dönemdeki çalkantılı, siyasi ve toplumsal olaylardan dolayı elimize ulaşamamıştır.

Cüleyli Hoca ismiyle şöhret bulması kendisinin güzel vaaz etmesi, İslami kaideleri nükte ve latifelerle anlatması, vaazlarındaki bazı konuları uygulamalı olarak halka öğretmesi, celalli ve ateşli konuşmaları sebebiyledir.

Ramazan aylarında, eski adı Cami-i Kebir olan Ulu Caminin avlu kısmında İkindi vakitlerinde; diğer zamanlarda ise caminin vaaz kürsüsünde vaaz verirdi. Vaazlarındaki ateşli ve celalli konuşmalarından dolayı “Celilcik” anlamında “Cüleyli Hoca” lakabıyla gönüllerde ve hafızalarda yer almıştır.

İki evlilik yapan Hoca’nın ilk eşi Nazife Hanım’dan Hacı Yakup; ikinci eşi Feride Hanım’dan ise Mustafa, Ahmet ve Mahmut isminde çocukları olmuştur.

Vefat edinceye kadar dinî irşad ve tebliğ vazifesini yerine getirmiştir.

Hocanın yaşadığı dönemde ve günümüzde ailesi “Cüleyli Hocagil” lakabıyla anılmaktadır.

1949 yılında 68 yaşında vefat eden Hocanın naşı Musalla Mezarlığına defnedilmiş, daha sonra belediye tarafından buranın marangozlar sitesi haline getirilmesiyle şehir mezarlığına nakledilmiştir.

Mezar taşında aşağıdaki yazı bulunmaktadır:

Burada medfun olan

Bir fadil-i alişan.

Oldu Firdevse Nihan

Ruhuna ver Fatiha,

Açıla bab-ı cihan.