Ülkemiz ve Dünya'nın hemen her yerinde küresel bir salgın/saldırıya dönüşen Coronavirüs Pandemi ile mücadele ediliyor. Her gün salgın artarak yayılmaya devam ediyor. Gün geçtikçe tablo korkunç bir hâl alıyor! Buna rağmen, kimi insanlar bana bir şey olmaz diye değerlendiriyor!
Ülkemiz Tedbirleri Alıyor
Ülkemiz, duruma ciddiyetle yaklaşıyor ve mücadele ediyor. 13 Nisan 2019'da Cumhurbaşkanlığı'nca yayınlanan "Salgın Hastalıklar (Pandemi) 2019/5 No’lu Genelgesi” bunun önemli göstergelerinden biridir. Söz konusu genelgede, Ulusal Hazırlık Eylem Planı ile valiliklerce “Pandemic İnfluenza Hazırlık Planı” yapılmasının istenmesi ciddi bir çalışma ve öngörüdür. 2020/2,3,4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Genelgeleri ile de hızlı tedbirler alınmış, Sağlık Bakanlığı’nca Ocak 2020’de oluşturulan "Bilim Kurulu" ile alınan tavsiye kararları ülke genelinde titizlikle uygulamaya konulmaktadır.
22 Mart 2020 tarihinde 2020/4 No’lu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi, herkesi kapsayıcı tedbirlere yer vermekte ve salgının önlenmesine yönelik “Esnek Çalışma/Uzaktan Çalışma” imkânı getirmektedir. Bu tedbirler kapsamında zarurî olmayan işyerlerinin kapanması, 65 yaş üstü ve kronik hastalığı olanların evlerinde zorunlu ikamete tâbî tutulmaları da salgının yayılmasının önüne geçilmesi ile ailelerin ve ülkenin yaşayan hafızası, değeri ve kıymetlisi olan yaş almışların korunmasına yönelik saygın tedbirlerden olmuştur. Kimi Batı toplumlarında sosyal güvenliğe yükleri nedeniyle, yaşlıların adeta ölümlerine terk ediliyor olması/göz yumuyor olmaları, önceliklerinin kapitalizm olduğunu bir kez daha göstermesi bakımından acı bir durumdur. Demokrasi, insan hakları, yaşama hakkı gibi evrensel değerler yerle bir edilmektedir. Aslında bizim için malumun ilamı olmakla beraber, bilmeyenlerin de görmesi açısından manidardır!
Sosyal Devlet
Salgının yayılmasının durdurulması için getirilen tedbirler, birçok işveren ve çalışan ile yoksulu zor durumda bırakmaya başlamıştır. Sosyal Devlet anlayışı gereği Cumhurbaşkanlığı'nca açıklanan ve yürürlüğe konan "100 Milyar'lık" ekonomik destek paketi de anlamlıdır. Maliye Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Afad, Kızılay gibi ilgili tüm kurum ve kuruluşların bir “seferberlik” anlayışıyla görev ve sorumluluklarını imkân dâhilinde ahenkli bir şekilde yerine getirmeleri çok anlamlıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın TRT işbirliğiyle kısa sürede başarılı bir şekilde gerçekleştirdikleri “Uzaktan Eğitim” nedeniyle emeği geçen herkesi kutlamalıyız. Kuşkusuz bu denli büyük ve zorlu süreçte işveren ve toplumun tüm kesimlerinin de fedakârlık yapması gerekmektedir. Bugün için ekonomik imkânı olanlar, özellikle maddî fedakârlık yaparak aydınlık yarınlarda yeniden kazanabileceklerini unutmamalıdırlar! Bu vesileyle işçi çıkarılmaması aynı zamanda ahlâkî bir erdemdir.
Yıldırma/Mobbing Suçtur
Salgın ile mücadelede sağlık, güvenlik, belediye, Afad, Kızılay, bankacılık ve özel sektör işletmeleri gibi pek çok kurum ve kuruluş işlerine devam etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum ile iş ve işlemlerde bazı aksaklıkların olması da kaçınılmaz olacaktır. Ancak, personel azlığı, salgının getirdiği stres ve panik ile ego tatminiyle çalışanlara kimi iş yerlerinde ahlâk dışı ve yasal olmayan yıldırma/mobbing davranışlarında bulunulması kabul edilemez. Hastahanelerin "Acil Servisleri, Yoğun Bakım Üniteleri" başta olmak üzere, salgın ve hastalık riski yüksek yerlerde görev yapan çalışanlar büyük bir fedakârlık örneği sergilemektedirler. Buna rağmen, kimi sağlık çalışanlarının maruz kaldığı ciddi “mobbing” davranışlarına yönelik “Mobbing Eğitim Yardım Araştırtma Derneği (MEYAD)” olarak bizlere telefon ve sosyal medya yoluyla destek talebinde bulunulması, bizi her zaman olduğundan çok daha fazla üzmektedir. Zorbalarca yapılan mobbing, üzücü olmakla kalmayıp bu baskılara maruz kalan mağdurların hayatlarını da geri dönülemez tehlikelere attıklarını bilmelidirler! Uyarıyorum: Bu SUÇTUR!
Esnek/Uzaktan Çalışma Köleliğe Dönüşmemeli
Üzerinde yıllardır çalışılan, tartışılan "Esnek Çalışma/Uzaktan Çalışma" modeli coronavirüs nedeniyle zorunlu olarak birçok iş kolunda yürürlüğe konulmuş durumdadır. Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunca bu tedbirlerin alınması, salgını önlemede önemli bir faktör olmuştur. Ancak, kimi işveren ve yöneticinin evde çalışmayı âdeta "24 saat kölelik" fırsatıymış gibi görmesi bu modeli şimdiden içinden çıkılmaz hâle düşürebilecektir! "Bilgisayar kameran sürekli açık olsun! Öğle arası dinlenmesinde iş istenmesi, gece bile uzaktan toplantı yapılması" gibi pek çok sorun patlak vermeye başladı. Bu davranışların her birinin mobbing davranışı olduğunu ve bu durumun mobbing suçuna dönüşmeye başlayacağını şimdiden belirtmek isterim.
Sanal/Dijital Mobbing
Kimi işveren, yönetici ve çalışana yönelik işyerinin mekânsal çalışma modelinde; dedikodu, iftira ve yüz yüze olmak üzere mobbing davranışları sergilenmekteydi ve maalesef ki devam etmektedir. Esnek çalışma modeli ile de "Sanal Mobbing/Dijital Mobbing'in" yoğunluklu olarak devreye girmesi çok üzücüdür. Gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüs; yüceleşen egomuzu, narsistliğimizi törpülemeye yetmedi mi? Malı, mülkü, makam ve mevkisi ile övünenlerin aslında bir hiç olabileceğini, bu virüs göstermedi mi? Artık daha adil, alçakgönüllü ve merhametli olmak zorunda olduğumuzu anlayamadık mı? Birbirimizi acımasızca incitmekten ve yok etmekten vazgeçmeyecek miyiz? Salgında bile fırsatçılık yapmaktan utanmayacak mıyız?
Yeni Dünya Düzeni
Ülkemiz, bu sorunların er veya geç üstesinden gelecektir. Buna herkes inanmalıdır. Yeni bir Dünya düzeni kurulmakta ve ülkemiz en güçlü bir şekilde yerini almak zorundadır ve alacaktır! Bu vesileyle Aytunç Altındal’ı rahmetle yâd etmek isterim. 15-20 yıl önce birçok olayı öngören çok kıymetli siyaset ve bilim insanlarını göremedik ve kıymetini bilemedik! Stratejist Abdullah Çiftçi gibi insanlara; komplocu ve deli demeye devam ediyoruz. Kimi akil adamların söylediklerinin çıkıyor olması, aslında bizim zekâ ve idrak seviyemizin onların çok gerisinde olduğunu göstermektedir. Bireysel ve toplumsal ayrışmalar kesinlikle bitmelidir. Yeni Dünya düzenine herkes çok daha fazla hazırlıklı olmalıdır. Birlik ve beraberliğimizi koruyup yeniden bilime önem vererek yok olmak yerine güçlü bir Türkiye’ye yelken açılabileceğimize inanıyorum. Allah’tan başka hiçbir kuvvet ve çare lütfedecek hiçbir kimse yoktur. “Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz” (Âl-i İmrân, 3/139). Çanakkale’yi ve Kurtuluş Savaşı’nı hatırlayalım!
Dünyayı İyilik Kurtaracak
Dünya, üzerinde yaşayan canlı ve cansız tüm varlıklara aittir. Evimiz, işletmemiz, ülkemiz ve Dünyamızı kendi ellerimizle yok ediyoruz! Oysa insanca ve hep birlikte bolluk içinde yaşamak mümkündür. Zira, mevcut kaynaklar, en az 3 tane Dünya nüfusunu beslemeye yeter de artar. Ben merkezilik (egoizm), aç gözlülük (doyumsuzluk) ve merhametsizlik (gaddarlık) adil paylaşımcılığa bir türlü izin vermiyor!
Bu vesileyle şimdi ve her zaman, ulaşabildiğimiz herkese maddî ve manevî iyilik yapmalı, sağlık tedbirlerine uyarak evlerimizde okumalar, araştırmalar, eğlenceli oyunlar, hobiler gibi pek çok aktiviteyi yapabiliriz. Aşırı korku ve panik kesinlikle doğru değildir ve ciddi zararlara yol açabilir! Kendimizi düşünürken toplumsal sorumluluklarımızı da unutmayarak yarınlara başı dik, alnı açık ve yüz yüze bakabilecek davranışları yapmamız gerekmektedir. Yalan ve doğruluğuna emin olunmayan bilgi paylaşımları doğru değildir ve vebaldir! Ayrıca, ilahî hesabın da olduğunu unutmayalım!
“Toplumsal Bilinçlenme, Toplumsal Uzlaşı ve Çalışma Hayatına Katkı İçin Çalışıyoruz.” Sağlıklı günlerde görüşmek ve buluşmak dileğiyle...
İsmail AKGÜN
Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD)
Genel Başkanı, Eğitimci, Yazar, Mobbing Bilirkişisi
www.mobbingdernegi.org.tr