Belediyenin önündeki merdivenlere oturmuş, olanları/olayları gözlemliyorum.

Neyi mi?

Tabi ki Demokrasi Parkının önünde ki o koşuşturmacayı!

Bu şehri çok seviyorum ya!

Fırsat buldukça da tekrar etmeye devam ediyorum.

İftar öncesinde, el arabaları üzerinde satılan Ramazan pidesi yağlı yavan ekmeklerini,

Boyam şerbeti satanların canhıraş bağırmalarını,

İftara eve kavuşabilmek için, insanların sağa sola koşuşturmalarını,

Annesine, babasına “illa da şundan istiyorum” diyen çocukların ağlamaklı taleplerini,

Kalabalıktan ilerleyemeyen araç sürücülerinin, konuşarak,  kornaya asılmalarını,

“Acaba bu gece hangi program var?”  diye merak edenlerin, program afişine dikkat kesilmelerini,

Ramazan ayında daha da duygusallaşan insanlardan para talebinde bulunun hayır kurumlarının yardım toplama çabalarını,

Hurma satanları, (Keşke K (C)ola da satılmasaydı)

Ramazan-Oruç neyime diyerek, aleni yiyip, içenleri, her an Belediye önünde ki musluklu çeşmeden su içeni görürsünüz. (Bazı insanların, özellikle gençlerin saygıları kalmamış)

Ağaçlara tüneyen kuşların, kulakları sağır edercesine cıvıldaşarak seslenişlerini,

Kızılay çadırında, kan alma, verme hareketliliğini... daha daha nelerini seviyorum.

Seviyorum ya, bütün bunların hepsinin bir karede buluşmalarını çok seviyorum.

İnanın Belediyenin önündeki o merdivenlere oturarak seyredilmesi, olaylara ve olanlara şahitlik edilmesi bile her şeye değer.

Ramazan Orucu bitmeden, sizin de bir gün iftar öncesi merdiven basamaklarına oturup gözlemlemenizi tavsiye ederim.

Hele yanınızda bir varsa ve kritikler yapıyorsanız, daha da güzel olacaktır.

Kısa bir an bile mutlu olmanıza, sevinmenize, gülümsemenize yetecektir.

Peki, biraz sonra ne mi olacak!

Biraz sonra top atacak.

Ezanlar okunacak

İftarlar açılacak ve herkes hak ettiğini alacak.

Artık kim neyi hak etmişse!..

Kerim BAYDAK

[email protected]