Son zamanlarda kaset skandalları ülkemiz gündemine sıkça girmeye başladı. Gerçekten çirkin ve iğrenç bir gelişme.

 

            Önce Deniz Baykal ile ilgili görüntüler yayınlandı ve bu girişim Sayın Baykal’ı CHP genel başkanlığı koltuğundan etti.

 

            Son günlerde de MHP üst düzey yöneticileri ile ilgili kasetler piyasaya sürüldü. Bu gelişme ise 10 genel başkan yardımcısının istifası ile neticelendi.

 

            Her iki parti yöneticileri ile ilgili görüntüler de partilerde yeni bir düzenlemeye yönelik olduğunu görüyoruz. Yani partinin gidişatından rahatsız olan bazı çevreler böyle bir yol denemekte ve başarılı olmaktadırlar.

 

            Kim bilir, belki de bu kişilerin elinde daha birçok kişiye ait görüntüler, kayıtlar mevcut. Bu görüntülerin mutlaka bir cinsel ilişkiye dayalı olması gerekmiyor. Hedef alınan kişinin gittiği yerler, görüştüğü kişiler, yediği-içtikleri gibi bilgileri de içeriyor olabilir.

 

            Onlara göre zamanı gelince bombayı patlatırlar. Ülkenin güçlü partilerinin en üst yöneticilerini değiştirmeye muktedir olan bu zevatın sıradan algılanması, basite alınması yanlış bir teşhis olur.

 

            Bu güçlerin organize çalıştıkları ve önemli bağlantılarının olduğu apaçık. Her iki partiye yönelik servis edilen kasetlerin çıkış noktasının aynı olması da olası bir varsayım.  

 

Belki de, istedikleri gibi yönlendiremedikleri CHP’ye taze kan pompalayarak gücü elinde tutma girişiminin tıpkısı MHP’nin üst yönetimi tasfiye ederek yeni bir çehre ile vitrine çıkarmaya çalışma girişimi geliyor akıllara.

 

Gerek CHP, gerekse de MHP kaset olayının perde arkasında iktidarı suçlama yolunu seçtiler. Kendi içinde veya daha derin oluşumlarla mücadele etmektense, seçime günler kala iktidara yüklenme daha çok işlerine geldiği gibi kolaylarına da geldi.

 

Böylesi profesyonelce çalışan ve derin yapılanması olan kaset çetesi ile mücadele etmek, onları bularak adalete teslim etmek başka iktidarın görevidir ama bunlara bu konuda yardımcı olmak ta mağdurların yükümlülüğüdür.

 

Bu kadar ilerlemiş bir teknoloji ile bu görüntülerin yayınlanmasına belki engel olmak imkansız ama böylesi gelişmiş bir teknoloji ile bunların bulunması da bir o kadar kolay olsa gerek. Eğer bu çirkefin failleri bulunamıyorsa iktidarda, mağdur partilerde zan altında kalmaktan kurtulamazlar.

 

Bu kaset olayları ne iktidara daha fazla oy kazandırır, nede adı geçen partilere oy kaybettirir. Çünkü parti içindeki birilerinin zaafları yüzünden, mensubu bulunduğu parti veya camia suçlanamaz.

 

Kasetlerde geçen konular komplo, şantaj, bitirme politikası vs. gerekçelerle göz ardı edilmemelidir. Kim yaptı, ne yaptı sorularına cevap aranması gerekirken sadece kim söyledi, niye söyledi sorularına cevaplar aramak çokta sağlıklı bir davranış olmasa gerek.

 

Bu çirkin kaset savaşında suç işleyenler cezalarını çekmelidirler. Olayın failleri de, gayri yasal yollarla çekimleri yapan ve yayınlayanların da hak ettikleri cezaya çarptırılmaları toplum vicdanını rahatlatacaktır.

 

Daha mutlu ve müreffeh yarınlar dileğiyle… 24.05.2011

 

 

Fahrettin ÇELİK

www.samsathaber.com

 

www.adiyamanlilar.net