Recep Tayyip Erdoğan, demokrasinin, demokratik parlamenter sistemin kendisine sunduğu fırsatlardan yararlanarak 1991 seçimlerinde Refah Partisi’nden milletvekili adayı oldu. Mart 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nden İstanbul Büyük Şehir Belediye başkan adayı oldu. Belediye başkanı seçildi.

Belediye başkanı seçildiği ilk günden başlayarak demokrasi benim için amaç değildir araçtır dedi. Anti-demokratik uygulamalar yaptı. Laiklik karşıtı eylemler içinde oldu. Laiklik karşıtı uygulamaları ve davranışları nedeniyle yargılandı ceza aldı. Aldığı ceza nedeniyle, siyasi yasaklı oldu.

Yakın arkadaşları, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdullatif Şener’le birlikte Fazilet Partisi’nden istifa etti. 14 Ağustos 2001 tarihinde AKP’yi kurdu. Partinin Gene Başkanı oldu.

3 Kasım 2002 tarihinde erken seçimler yapıldı. Seçimlerde AKP tek başına iktidar oldu. Fakat Erdoğan, siyasi yasaklı olduğu için aday olmadı. Milletvekili seçilemedi. AKP iktidar oldu, fakat genel başkanı Erdoğan başbakan olmadı. Bu demokratik parlamenter sistemin işleyiş ilkelerine aykırı bir durumdu.

Laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran, 94 yıldır ülkede demokrasiyi geliştirme, Türkiye’yi ileri demokrasi ülkesi yapma mücadelesi veren Ana Muhalefet Partisi CHP, “Biz demokrasiyi savunan bir partiyiz. Partisi iktidar fakat genel başkanı siyasi yasaklı olduğu için milletvekili değil. Bu demokratik bir değil” dedi. Erdoğan’ın siyasi yasağını kaldırmaya karar verdi.

CHP’nin katkıları ile Anayasanın Erdoğan siyasi yasağını düzenleyen maddesi değiştirildi. Erdoğan’ın siyasi yasağı kalktı.

  • CHP, “Demokrasi benim için amaç değil araçtır diyen Recep Tayyip Erdoğan’a tarihi ve büyük bir demokrasi dersi verdi.”

CHP’nin de oluru ve desteği ile Siirt seçimleri iptal edildi. Siyasi yasağı kalkan Erdoğan Siirt’te milletvekili adayı oldu. Milletvekili seçildi. CHP’nin altın tepsi içinde sunduğu başbakanlık koltuğuna oturdu.

  • CHP, “Demokrasi benim için amaç değil araçtır diyen Recep Tayyip Erdoğan’a ikinci büyük bir demokrasi dersini verdi.”

Başbakanlık koltuğuna oturan Erdoğan, 2003-2007 arasında AB ülkeleri ile yakın ilişki içine girdi. AB kriterlerini yaşama geçirme, Türkiye’yi ileri demokrasi ülkesi yapma sözünü verdi. AB ülkelerini kendisine inandırdı. AB ülkeleri ve ABD’nin desteğini arkasına alan Erdoğan (AKP), 2007 seçimlerinde oyunu yüzde 34.3’ten yüzde 46.7’ye çıkardı. Oyunu 12 puan artırdı. İkinci defa tek başına iktidara geldi.

CHP’nin sunduğu demokrasi imkanlarından yararlanarak milletvekili ve başbakan olan, 2007 seçimlerinde oylarına artırarak iktidarını devam ettiren Erdoğan, CHP’nin verdiği demokrasi dersinden nasibini almadı. Demokrasi benim için amaç değil, araçtır dediği anlayışına yeniden döndü. Anti-demokratik, baskıcı ve dışlayıcı uygulamalar yapmaya başladı. Farklı düşünenleri tasfiye etti. Üstüne üstlük birde 21 Temmuz 2017 tarihinden ülkede olağanüstü hal ilan edildi. Ülke olağanüstü halle ve kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlandı. Hukuk rafa kaldırıldı. Meclis devre dışına itildi. İtiraz edenler, demokrasi ve hukuk isteyenler, kendilerini dört duvar arasında buldular.

2003-2017 arasında erken seçimi gündeme getirenlere, soru soranlara “Erken seçim istemek ihanettir” dedi. Erken seçim isteyenleri, ülkeye ihanet etmekle suçladı.

Erken seçim isteyenleri, ülkeye ihanet etmekle suçlayan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 18 Nisan 2018 tarihinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Erdoğan ve Bahçeli, seçimlere daha 17 ay varken, İYİ PARTİ’NİN seçimlere katılmasını engellemek için erken seçim (baskın seçim) yapılmasına karar verdi.

Erken seçimi gündeme getirenleri ülkeye ihanet etmekle suçlayan Erdoğan’ın talimatı ile TBMM’nin 20 Nisan 2018 tarihli oturumunda, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla seçimlerin yenilenmesine karar verildi.

Geçmişte Erdoğan demokrasi dersi vermiş olan CHP, Erdoğan’a bir kere daha demokrasi dersi vermeye karar verdi. 15 CHP milletvekili CHP’den istifa etti. İyi Parti’ye katıldı. Bu sayede İyi Parti, TBMM’sinde Grup kurdu. Seçimlere katılma hakkını kazandı.

  • CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP milletvekilleri, demokrasiyi amaç değil amacına ulaşmak için bir araç olarak gören Erdoğan’a, 3. Büyük demokrasi dersini verdi.

Ancak ısrarla demokrasi benim için amaç değil amacıma ulaşmak bir araçtır diyen, CHP’nin kendisine sunduğu demokratik fırsatlar sayesinde milletvekili, başbakan ve cumhurbaşkanı olduğuna oturan Erdoğan, bütün bunları unuttu. Bir kere daha anti-demokrat kimliğini ortaya koydu. CHP’ye saldırdı, hakaret etmeye başladı. CHP’yi demokrat olmamakla suçlamaya ve eleştirmeye başladı. Eleştirisini sözde bırakmadı, saldırmaya,

Ey Erdoğan, halk gerçeği gördü/görüyor. Seni tanıdı. Amacını ve ne yapmak istediğini öğrendi. Ne yaparsan yap. Ne söylersen söyle. Abbas yolcu.