Eskiden çarşı ekmeğini alıp yavan yavan yerdik. Çok lezzetliydi, halen tadı damağımda desem inanın...
Eskiden bir pide fırınına yaklaştığınızda, abartısız söylüyorum, en az 100 metreden çarşı ekmeğinin (pidenin) mis gibi kokusunu duyardınız, insanın iştahı kabarır, yavan yavan yiyesi gelirdi.
Eskiden pide ekmeğine baktığınızda, gevrek bir şekilde pişmiş, kızarmış hem göze ve hemde nefsinize hitap ederdi.
Eskiden pide ekmeği tek kalemden çıkmış gibi düzgündü, yamuk yumuk değildi. Ayrıca ekmeğini eline alıp pişmiş biberini üstüne indirip sağ elini ekmeğin orta kısmına verdiğinde, ekmek yatay olarak dimdik dururdu, kendini bırakıp sarkmazdı. Ayrıca çarşı ekmeği 2-3 gün bayatlamazdı.
Şimdi ise pidenin o mis gibi kokusu yok olmuş, ara ki bulasın. Yavan yemek nerede sofraya geldiğimde insanın iştahı kapanıyor. Çünkü ekmeğin rengi bembeyaz, pişmemiş, hamurumsı görünüyor. 2-3 saat sonra bayatlıyor ve boyut olarak da her bir ekmek birbirinden farklıdır. şekil olarak da yamuk yumuk çıkıyor. Elinin üstüne koyduğunda ise her iki taraftan sarkma yapıyor.
İşin garip yönü ne biliyor musunuz? Adıyaman Merkezde ki bütün fırınların vitrinlerinde (camlarında) o özlemini çektiğimiz ekmeğin resimleri var.
Geçenlerde bizim mahallede yeni bir fırın açıldı. Yeni açıldığı için Müşteri çekmek amacıyla, herhalde vitrine koyduğu resimde ki gibi ekmek çıkarır ümidiyle o fırına ekmek almaya gittim. Çıkan ekmeklere baktım, Hiç değişen bir şey yok, ekmekler bembeyaz.
Neyse bir kere gelmiş oldum düşüncesi ile gelmişkek hayırlı olsun dileklerinde bulundum. Ve dedim ki Ustam; mümkünse şu cama yapıştırdığın resimdeki ekmek gibi dört adet ekmek istiyorum.
Ustam bana dedi ki; Amca öyle ekmek bulursan banada getir. Peki dedim, madem resimde ki gibi ekmek çıkaramayacaksanız neden o resmi vitrine koydunuz?
Usta dedi ki; Amca boş ver, o göz boyama, ekmeğimiz bu alıyorsan al, almıyorsun da güle güle...
Fadlı Doğan