Her şey  Allah’sız  kitapsız Almanya’nın üçüncü havalimanımızı kıskanmasıyla başladı. Trump, Merkel, Makron ve  Putin toplanıp ülkemiz üzerine olimpiyat oyunları oynamak için neler yapabileceklerini görüştüler. Önce çok başarılı olduğumuz halde dünya kupasından elediler. Adalette, sağlık sektöründe, ekonomide, eğitimde kötüye gitmemiz için  planlara başladılar. Farklı kılıklara girdiler. Yüzlerini değiştirip aramızda oldukları halde yine aramıza katıldılar! Merkel denen dış güç fitili ateşledi. Ölürüm de havalimanını yaptırmam dediğinde, Trump sarı saçlarını eliyle arkaya atıp heyttt dış güç denen kurumun başı benim, çekilin kenara diye bağırdı. Sonra tüm dış güçler yemek yemek dahil herşeyi bırakıp bizi çekiştirmeye başarılarımızı küçümsemeye başladılar. Makron denen acemi asker arada uykulu gözlerle ama yol yaptılar dediyse de, Putin  elini ağzına götürüp sus işareti yaptı. Saatlerce süren toplantılar neticesinde ülkemiz üzerine yaptıkları planları uygulamaya koydular. Sonuç olarak gördüm ki iyi  olan ne varsa hükümetimiz yapıyor. Kötü olan ne varsa  onu da bu dış güç denen uçucu mühür ruhlular yapıyor. Bizzat gezdim gördüm...

Geçen gün “KİŞİ BAŞI GELİRİMİ” cebime koyup, özel jetimle şöyle dünyayı bir turlayayım dedim. Gelişmiş ülkelerin tamamını “seçimlerde uçan mühürle”  beraber gezdim. Dünya işini gücünü bırakmış bizi kıskanmaktan çatlamış durumda. Yaptığımız arabalardan bahseden mi dersiniz, ürettiğimiz savaş uçaklarından bahseden mi dersiniz, sahillerden tutunda barlara kadar herkesin dilinde Türkiye’nin başarıları. Doları üfleyerek balon gibi şişirip büyüten kişinin Trump olduğunu bilmeyen yok. Yoksa bizim taş gibi yerinde ağır ekonomimizle ne alakası var! Maşşallah üretiyoruz ekonomik çarklarımız vantilatör gibi dönüyor. Bizi kıskanan dış güçler doları yükseltiyor diye kimse ekonomimiz kötü demesin. Yüksek yüksek tepelere kar yağmıyor mu? Geçenlerde Türkiye’nin bir çok yerinde sel meydana geldi ya bizzat duydum meğer PUTİN’le  Danolt Trump oturup bu yağmurları yağdırmışlar ki hükümetimiz zor da kalsın. Bu kadar ahlaksızlık olmaz. Bizim zaten yer altından akan pis sularımız yok ki. Caddelerimizden zaten dışkı akıyor. İşine gücüne bak dış güç! Hamdolsun kimin kim olduğunu biliyoruz! 

Geçen yine utanmadan, sıkılmadan patatese zam yaptın. Ne geçti eline? Soğana zam yaptın da madalya mı verdiler? Sebzeye meyveye tamamına zam yaptın kazandın mı birşey?  Her tarafımıza operasyon çekiyorsun bırak da hükümetimiz de bir kaç hata yapsın birazda ülkemizi onlar batırsın. Sende zaten biraz akıl olsa, muhalefetin oyunu iki katına çıkarırsın. Dolar yükselir senden bilinir, protesto eden çıkar organizatör sen olursun, azıcık hakkını arayan çıkar kafanı köşeden gösterir, pişmiş kelle gibi sırıtır senin kışkırttığını dile getirirler sesin çıkmaz. Ülke de kim başarısız olmuşsa sebebi sen olursun da, bir kez olsun muhalefetin oyunu yükseltmek aklına gelmez mi? İktidarın oylarını çalsana a be gerizekalı dış güç ! 

Geçen yine para çantama asgari ücretimi koyup pazara gittim. Biraz gezdikten sonra bir dolap döndüğünü anladım. Bir tezgahın arkasında şalvarlı, sarı saçlı  iri yarı birini görünce var ya bu kadar da olmaz dedim. Trump denen civciv patates soğan satıyor. Fitnenin fesadın bu kadarına da pes doğrusu! Öbür tarafa baktığım da alll alll diye bağıran MERKEL’i  de görünce ülkemiz üzerine oynanan oyunların sınırının olmadığını gördüm. Ya ilerdeki PUTİN’in  yaptığına ne demeli. Kasa kasa limonları dizmiş “GAZ” vere vere halka pazarlıyor. Bazen kesiyor bazen sıkıyor kendince dış güçlük yapıyor. Biz biliriz seni de yürürken kıpırdamayan kolun bize gelince pişti oyununda elini masaya vurur gibi ortalığı inletirsin. Azıcık kızdık mı hemen gaz verir gönlümüzü alırsın, senin yatacak yerin yok Putin! Yüksek enflasyon bu üç pazarcının pisliklerinden kaynaklanıyor.  Baksanıza kardeşim tezgahta ne oyunlar dönüyor!  Hükümetimiz dolar bozduruyor halkımız yerlere coca cola döküyor portakalı bıçaklıyor daha ne yapsın ! Teknoloji üretip satmadık mı Audi Mercedes iPhone biz üretmedik mi daha ne yapsaydık kardeşim! Telgrafın tellerine konan kuşlara bile ajanlık yaptıran dış güçle nasıl mücadele edelim? Adamlar iki dakika rahat vermiyor ki hükümetimiz bir icraatta bulunsun. Kim ne derse desin dünyaya kök söktürüyoruz hamdolsun. Bizi kıskananların oyunlarına aldanacak değiliz. Hıyarı  cartt diye yer, patatesi soğanı yemeyiz. Ağzımızda patatesle gezer,  meydanı civcivlere MERKEL’lere  bırakmayız. Tutmayın bizi ! 

Geçen bir arkadaş anlattı da inanamadım. Bu Trump Merkel falan filan denen dış güçler, ülkemizde işsizlik artsın diye, fabrikalarda kendileri iş başı yapmışlar. Bizim insanlarımız işsiz kalsın diye büyüyle cinleri çalıştırmışlar. Kendileri bu kadar CİN iken nasıl bunu başardılar hayret! Biz de  ekonomi iyi değil ondan işsizimiz çok diyoruz. Kafamız hiç çalışmıyor. Yani var ya nikah masasına otursak bu dış güçler yanımıza “GELİN” diye oturacaklar! Sorunlarımız için öküz  altında buzağı arasak hemen möööleyecek dış buzağımız var. Ne kadersiz bir milletmişiz yahu...


Dış güçlerin ülkemiz üzerinde deneysel bir çalışma yaptığını bizzat gözlerimle duydum, kulaklarımla kokusunu aldım. "BİR MİLLET NASIL PSİKOPAT YAPILIR" adlı çalışma gibi birşey bu! Hükümetimiz olmazsa bu güçler yüzünden kafayı yememiz an meselesi. Ey dış güç! Bıktık senin zamlarından, bıktık senin iç karışıklık yapan olaylarından, bırak da “ümmetimizin lideri” ülkemizi cennete çevirsin. Nedir bu mazot fiyatları, sende hiç utanma arlanma yok mu? Senin yüzünden kazandığımızı “DOLAR” denen ahlaksızınıza yediriyoruz. Şu itinizi kapınıza bağlayın da ekonomimiz biraz nefes alsın. Ümmetin lideri bizi itinize hoşt deyip atıp korkutmaya çalışıyor olan yine bize oluyor! Topyekün kafayı yemek üzereyiz nerdesin yerini söyle, biz barbar kavimleri önümüze katıp Avrupa’nın içlerine sürmüş Osmanlı torunlarıyız.  Sizi son ürettiğimiz ultra “HACI  MURAT”a bindirip yokuş yukarı duman attıra attıra ülkeden söküp atmanın vakti geldi. Haydi sıkıysa çık ortaya!

DİPNOT: 

Amerika’da bir asker, arkadaşı ile yolda giderken elindeki çakısı ile oynarken parmağını kesti.Az ötede bir dispanser vardı. 
Asker ;
“- Ben şurada pansuman yaptırayım.” dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı.
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde ”Yaralar” yazılı idi.
“Yaralar” kapısından girdi.Yine önünde iki kapı.
Birinde “Kemik”, ötekinde “Yumuşak Doku” yazıyordu.
“Yumuşak Doku” kapısından girdi.Yine iki kapı. 
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları vardı. 
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta buldu.
Dışarı çıkınca arkadaşı sordu ;
“- Nasıl, iyi baktılar mı?”
“- Hayır; ama teşkilat mükemmel!..

SON SÖZ:

Ülkede dış güçler denen hikaye iyi bir teşkilat ürünü!!!