Lafını şarjöre sürüp göz hizasından istediği beyinlere nişan alıyor! Dikkatini toplayıp istediği anı yakalayınca, lafı gediğine koyar gibi beyinlere yerleştiriyor. Mermi niyetine beyninden vurulan güdümlü füzeler, düşünceden kopup, serseri mermi gibi önüne gelene dalıp çıkıyor! Silahından çıkan dumana üfff yapıp kenara çekiliyor! Kelebek etkisi misali akıldan yoksun düşünceler yuvarlandıkça akla mantığa uygun hale geliyor! O şahsın var olduğunu, mermiye kafa atacağını ikna edildiğinde ise virüs kapmış gibi beynine hapsedilen düşünceleri her yerde canı pahasına savunacağını görüyor.
Toplumun yapısı fark edilince, günümüz siyasetçilerin işleri kolaylaştı! Dünyanın en salak fikri de olsa, yeri ve zamanı iyi hesap edildiğinde, o fikrin güç sahiplere neler kattığını görmeniz için, güdülmeye hazır bekleyenlerin ortasına düşmeniz gerekir! Nişan alınan ve av olan bu zihniyetleri her yerde görmeniz mümkün. Kural tanımaz, güç devşiren günümüz muktedirlerin, tebaasını zinde tutmak için ortaya attığı haftalık demeçlerden biri, bütün haftayı esaretine alabildiği, savunucularının av olup kahve köşelerine kadar cellatlar gibi karşı fikirdekileri o haftanın mermilerine kurban ettiği günümüzde, nefes almak gerçekten çok zor! Yetkilerinin anayasal çerçevesini aşıp, kendini gittikçe ilahlaştıran, makam ve mevki sahibi olunca, herkesi fabrikasyon üretim gibi kendi fikirleriyle programlamak isteyen, her halükarda haklı olduğunu topluma dikta eden, gelişmemiş ülke iktidarları, tebaasının özelliklerine hakim olunca, onların nasıl düşündüğünü hesap ederek, ortaya attıkları fikirlerle onların birer gezici reklam panolarına çevirdikleri trajedik bir vaka var karşımızda! Bu gün öyle bir hale geldik ki patatesi gösterip, bu karpuzdur dendiği taktirde, saha da buna inanıp herkese bunun doğruluğunu ispata çalışan siyasetçilerin avladığı tiplerle her yerde karşılaşmak zor değil! Yalaka tiplerin, siyasetçilerin attığı yemi havada kapma rolleri, bu yemle gün boyu cenneti kazanmışçasına sahiplerinin tasması altında hiç durmadan salya akıtıp bir sonraki ödül için heyecanlandıkları görüldükçe gittikçe kalitesizleşen susturucu takmış toplumsal tepkiler de anlamını kaybediyor. İşaret parmağıyla gösterip varlığından haberdar oldukları güdümlü paçavraları siyasetleri için ilan panolarına çeviriyorlar. Güdüldüklerin farkında olmayan cehalet bombaları, toplumun kalbinde her an patlama hazır! Yılların birikimine sahip bu ülkenin değerleri her an bu cehalet bombalarıyla itibar suikastine uğrayabilir!
Gün geçtikçe yukarıdan silsile yoluyla taraftarlarına ilettikleri mesajları medyadaki kalemşörler ve kanal kanal gezip en iyi dalkavuk benim edasındaki ucube tipler vasıtasıyla yayan günümüz siyasi figürlerin tecrübe kazandıkça farkettikleri husus konuştuklarına koşulsuz itaat eden ve her yerde mesajlarına ek olarak savunma mekanizmalarını devreye sokan kişilerin farkında olmalarıdır. Kendi yanlışını en doğru gören, bunu yandaşlarının akıldan yoksun tutumlarıyla günlük olarak taze tutan, son dönemin laçkalaşmış tipleriyle kitle iletişim araçları vasıtasıyla görünür kılan cehaletle güçlendirilmiş güç sahipleri, gün geçtikçe cesaretleriyle şapka çıkarır vaziyet halini aldı. Bilimin dalga haline sokulduğu, eğitimin tezgah altı din bezirganların insafına terkedildiği, sağlık sektörün parası olana verildiği, geldiğimiz şu noktadan sonra ülkenin topyekün çamaşır makinesine atılıp dezenfekte edilmesi şart! Bildiğimiz karpuza patates denmesine itiraz etmedikçe ve söyleneni ilahi mesaj gibi algılayıp bir bildiği var ki öyle söylüyor diye kendimizi kandırdığımız sürece, kimsenin beynimize nişan almasına gerek yok. Biz mermiye bu halimizle kafa atmış sayılırız!
Farklı fikirdekilerin, cahil cühela takımı tarafından terörist ilan edildiği, şebeklik yapanın bilirkişi kabul gördüğü, vücut ölçüleriyle para kazanın geldiğimiz noktada akıl vermeye başladığı, el etek öpüp vekil olanların ülkeyi ümmet diye menfaatlerine kurban ettiği ve en çok da düşünen, sorgulayan insanlara yaşam alanlarını dar edenlerin en üst perdeden kabul gördüğü ve ne acıdır ki destek gördüğü geldiğimiz bu noktadan geri dönüş nasıl olur anlamak mümkün değil! Gündemi abuk subuk tiplerin şebeklikleriyle geçiştiren, milliyetçilik yada din sosuyla gerçekleri örtbas edip, ülke için kutsal olan ne varsa her halta kamuflaj eden yeni dönemin utanmadan yoksun anlayışları, ivme kazanmış durumda!
Ülke kaderinin belli bir grubun insafına terkedildiği geldiğimiz şu noktadan sonra, beynimize saçma sapan fikirlerini nişan alan kim varsa, onlara artık dur demenin zamanı gelmiştir! Sınıra gelip bekleyen coronovirüsün ALİ BABACAN’ın parti kurması ile beraber sınırdan hızla içeri girişi gibi kullanışlı maşa olmak istemiyorsak, göz hizasından beynimize irinli siyasetlerin girmesini istemiyorsak, ellerimizle beraber beynimizi her an yıkamak zorundayız! Ruh dünyamızı, düşüncelerimizi kirleten, midemizi bulandıran VİRÜS’lerden daha tehlikeli iki ayaklı ucubelerden, artık gına geldi. Düşünen, sağduyulu insanların artık fikirleriyle “ortalık müsveddelerine” nişan alıp MİDE’sinden vurmalıdır. Niçin mi mide? Ordan sallıyorlar! Yoksa bu patates hep karpuzdur aslında...
DİPNOT
Konfüçyüs bir süre için şehrin yönetiminde görev alır. Ve yedi gün sadece şehirde olanları izler. Yedinci gün şehirdeki en yüksek memur Shao-Cheng’i görevden alır.
Bu davranış üzerine öğrencileri çok şaşırırlar, yanına giderler ve sorarlar:
– Shao-Cheng bu şehirde hatırlı ve kuvvetli bir adamdı. Şehrin yönetiminin de yetki aldıktan sonra ilk işiniz onu görevden almak oldu. Bildiğimiz kadarıyla bu adam haydutluk, hırsızlık yapmamıştı. Bunu neden yaptınız?
Konfüçyüs, öğrencilerine neden yaptığını anlattı;
– Dünyada beş ağır suç vardır. Haydutluk ve hırsızlık bunlardan sonra gelirler. Bu beş suç şunlardır:
1. İyi eğitimli ve bilgili olmasını gizlice kendi fırsatları için kullanan.
2. Aşırıya kaçan bir hayat tarzı ile inatçılık
3. Doğruyu söylemese de insanları yanıltabilen
4. Sadece olumsuz olaylar ve her şeyin hep kötü yanları hakkında konuşan
5. Yanlış olduğunu bildiği şeyleri sanki doğruymuş gibi gösteren ve destekleyen
Shao-Cheng’de bunların hepsi vardı. Nereye gitse taraftar topluyor, isyanlar yaratabiliyordu. Aldatıcı fikirleriniparlak konuşmaların arkasına gizleyebiliyordu. Doğruyu ve yanlışıkarıştırıyordu. Ben de şehir halkı için üzülmek yerine, halkı bu adamdan kurtarmayı tercih ettim.
Bu ülke sorun olan kim varsa KURTULMALI!