AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un Adıyaman ziyareti esnasında “derdini anlatmasına” engel olunmak istenen vatandaşla birlikte bunu haberleştirmek isteyen bir televizyon muhabirinin, aynı zamanda aday adayı olan Adıyaman Belediye Başkanı Necip Büyükaslan’ın yakın adamlarınca dövülmesi, gazetecinin kamerasının kırılması, sonradan Faal Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Aslan’ın başarılı girişimleriyle geri verilmek zorunda kalınsa bile kasetin zorla alınması, maalesef bu ziyaretin güzelliklerini gölgeledi.

                “Dövün” emrini başkanın bizzat verdiğine inanmıyorum. Lakin başkanın olaydan sonra yapacağı uygulama ve takınacağı tavırların bu inancı doğrulaması da gerekir. Aksi halde kendisi de “zan” altında kalır. Hem de ezilerek kalır. Sorun, vatandaş İbrahim Karaca’nın, Mercan TV Muhabiri Nazım Keleş’in veya aynı akibete uğramasına ramak kalan İHA Muhabiri Cihan Kizir’in veya kurumlarının değildir. Asıl sorun aykırı görüş ve seslere tahammül edilememe sorunudur.
Kendi siyasi geleceğini güçlendirmek isteyen çevrelerce olur olmaz methiyeler dizilen Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın demokratikleşme ve terörü bitirme uğruna “baldıran zehrinin” bile içilmesine rıza gösterildiği bir ortamda bir belediye başkanının aleyhine dahi olsa bir devlet veya siyasi parti üst düzey yetkilisine derdini anlatmak isteyen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ancak ilkel veya mafyalaşmış toplumlarda görülebilecek düzeyde dövülmesi, kolunun kırılması ne ile izah edilebilir, bunu Hacc’da sicim gibi gözyaşı döken başkan Büyükaslan’ın vicdanına bırakıyorum.
Geçmişte de örnekleri yaşanmış bu tip olayların “yönetene” puan kazandırmadığı, aksine kaybettirdiği, hatta seçimi bile kaybettirdiği görülmüştür. Bu nedenle başkan Büyükaslan’la birlikte diğer aday adayları da öncelikle kendi yakınlarına bir “demokratikleşme paketi” sunmalı, bu pakette de demokratlığın yalnızca tahakküm değil, aynı zamanda tahammül ve sabır sanatı olduğunu bildirmeli, basının susturulması özleminden de vazgeçirmelidir.
 Tayyip Erdoğan’ı veya Numan Kurtulmuş’u sevmek; bayatlamış methiyeler dizmekten değil, en az onun kadar demokrat olmaktan, onların misyon ve vizyonlarının kapsama alanı içerisine girilmesinden geçer. Adam dövmekten veya dövdürmekten veyahut dövülmesine göz yumulmasından geçmez!…
Geçmiş olsun huzur kenti! Adıyaman’a…
Geçmiş olsun Büyükaslan’a!
KUTLAMA: Trafik anarşistliğine soyunan özellikle bazı motosiklet ve bisiklet sürücülerine çok çok dikkat edilmesi temennisiyle sayın okuyucularımızın Kurban Bayramını kutluyor, Allah’tan kazasız bir bayram geçirmemizi diliyorum.
 
Mustafa Işıldak www.mustafaisildak.com.tr
0532–422 95 28 [email protected]