Evrenin gidişatına baktığımızda kimisi uzaya gitmiş, dünyayı keşfediyor. Kimisi teknolojiye yoğunlaşmış, çağlar ötesi keşiflere imza atıyor.

Kimisi tarımını geliştirmiş, sanayisini güçlendirmiş ve böylece ekonomi sahasında dünya devi olma yolunda hızla ilerliyor.

Kimisi kendi toplumunu refaha kavuşturmuş, demokrasi, insan hak ve özgürlükler gibi en temel insani değerleri yüceltmiş ve bu vesileyle kendi toplumunu huzur ve mutluluğa gark etmiş.    

Bizim sözde seçkin zümre ise, hala ‘eski Türkiye’de yaşıyormuşçasına, bayanların başındaki bir metrelik örtüye takılmış kalmış.

Bilmeyen der ki, uzaya füze göndermişler başörtüsüne takılmış. Bu çağda hala bu kafa varsa kimse kusura kalmasın, ama toplum olarak bir yere varamayız.

Önceki gün ‘Yeni Şafak Gazetesi’nde Ayşemine Alioğlu imzasıyla yayımlanan haberi aynen yazıyorum:     

“Türkiye’de her kesimin alışveriş yaptığı Zara, Mango, Nike ve Adidas’ın personel istihdam ederken başörtülülere ayrımcılık yaptığı ortaya çıktı.”

‘Eski Türkiye’nin çok gerilerde kaldığı, ‘yeni Türkiye’ defterinin açıldığı bu zaman diliminde, başörtüsünün hala konuşuluyor olması, toplumumuzu daha da geriye götürmekten başka bir işe yaramaz.

Aklımızı başımıza alalım, insanların kafasının dışıyla değil, içiyle uğraşmalıyız ki; teknolojide, bilimde, sanayide, tarımda muasır medeniyetler seviyesine çıkan dünya ülkeleriyle yarışmış olalım.

Başını örten örter, örtmeyen örtmez. İnsanların giyim-kuşam ve yaşam biçimiyle uğraşmak, bu manada birilerini tahakküm altına almak kimin haddine…

Kimden aldınız bu hakkı? Hangi demokraside, hangi hak ve özgürlükler ekseninde izah edebilirsiniz bunu?

Hatta başörtüsünü geçtim; birileri dekolte de giyinebilir, ya da kafasına göre farklı giyim-kuşam tarzına da bürünebilir.

Birilerine sen açık giyinemezsin, diğerlerine sen kapalı giyinemezsin deme lüksümüz olmamalı.

Baskı, zulüm, dayatma gibi antidemokratik söylem ve eylemlerin odağında bulunmaya devam ederseniz, sizin katı İran rejimi savunucularıyla ne farkınız olabilir?  

Öyle ya; zorla örtme ile zorla açma arasında hiç bir fark yoktur. Kaldı ki, bu kafayla devam ederseniz içinde bulunmuş olduğunuz anafordan kurtulamayacağınız gibi, hep geri kalmaya, gerici olmaya devam eder, ilerleme adına bir arpa boyu yol alamazsınız. Benden söylemesi.

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…      

                                                                                                  Bilal KARADAĞ

                                                                                         [email protected]